Yapacaktım Çeviri İspanyolca
2,080 parallel translation
Lanet olsun, Etta! Korkudan altıma yapacaktım.
¡ maldición, etta!
Tokyo'da ne yapacaktım?
¿ Qué haría yo en Tokyo?
Ne yapacaktım ki?
¿ Qué podía hacer?
Peki ben yapacaktım?
Entonces, ¿ qué hice?
Ben de kahve yapacaktım.
Iba a preparar café.
Ne yapacaktım, dostum?
¿ Qué iba a hacer?
Ben üniversiteden sonra az kalsın bir plak anlaşması yapacaktım.
Soy... Cuando acabé la universidad, casi consigo grabar un disco.
Sana sürpriz yapacaktım.
Era una sorpresa.
Hayır, sorun değil, gidebilirsin. Aslında daha önceden yapacaktım, ama ev ödevi beni yavaşlattı.
No, está bien, déjalos ahí.
Bavul kontrolü yapacaktım.
Busco un equipaje...
Bilemiyorum. Beni beklemiyordu. Ona sürpriz yapacaktım.
No lo sé, ella no me esperaba iba a sorprenderla.
Müziğimi yapacaktım ama öyle olmadı
Ten ía mi música... y mucha droga, al final sólo quedó la droga. ¿ Y ahora?
Ne yapacaktım?
¿ Qué voy a hacer?
Kariyer yapacaktım.
Iba a conocer a una chica, tener familia, una carrera.
Ben de oradan alışveriş yapacaktım zaten.
Mi tienda está por ese camino.
- Ben mi yapacaktım?
- ¿ Tenía que?
Geçen akşam sizden ayrılınca aklıma geldi ona sürpriz yapacaktım.
- No, mía. Se me ocurrió la otra noche después de... Y quise darle una sorpresa.
Biliyorum, yani öyle yapacaktım ama işler değişti... - Bu işle köşeyi dönebiliriz, Jenny.
Sí, lo sé y lo pensaba, pero las cosas cambian y... podemos hacernos ricos con esto, Jenny.
- Ne yapacaktım, bilmiyorum.
No sé lo que iba a hacer.
İnan bana biraz daha genç olsaydım bu işi kendim yapacaktım.
Créeme, si yo fuera más joven, yo mismo lo hubiera hecho.
- Korkudan altıma yapacaktım.
- ¡ Carajo! Me hiciste cagar de miedo.
Nasılsa son şakamı yapacaktım!
En fin, estoy por decir mi última broma.
Çok fazla şey yapacaktım.
¡ Iba a hacer tantas cosas!
Harika bir tavsiye mektubu yazdım. Başka ne yapacaktım ki?
Te he escrito un fantástica recomendación, ¿ que crees?
Ne yapacaktım, iğneli tellere mi tırmanacaktım? Demek istediğim, kapıya uzun süre dokunulmamış.
Yo solo digo, que la puerta ha estado aquí durante siete años intacta.
# Beni yere serdiğinde hemen kalktım ayağa... # #... ne yapacaktım başka?
"cuando me tiró hasta el mismo piso" "Qué otra cosa podía hacer"
Başka ne yapacaktım?
¿ Que más podía hacer?
Evet, ona sürpriz yapacaktım.
Sí, iba a sorprenderla.
O işi ben yapacaktım.
Pensé que yo iba a dejar la camioneta.
Bugün yurt dışından gelen temettülerle ilgili bir sunum yapacaktım ya hani?
¿ Vieron que hoy tenía la presentación de los dividendos de los impuestos del paraíso fiscal?
Eğer, onları o öldürmeseydi, bunu kendim yapacaktım.
Si él no les hubiera matado, lo habría hecho yo.
Yemeği ben yapacaktım.
¡ Hoy pensaba cocinar yo!
Kendi kıyafetlerimi yapacaktım.
Ya sabes, iba a tener mi propia línea de ropa.
Tabii ki de tek başıma yapacaktım çünkü sadece kendime güvenebilirim!
Claro que iba a hacerlo solo porque yo soy el único en quien puedo confiar.
Ben de yeni kahve yapacaktım.
- Prepararé café.
- Ben de onu yapacaktım.
- Ése era mi siguiente paso.
Sana sürpriz yapacaktım ama...
¿ Sabes? Iba a darte una sorpresa.
- Onu ben yapacaktım, Dr. Bailey.
- Oh, en realidad, yo iba a abrir Dra Bailey.
Çıkış yapacaktım.
Ya me voy.
Ben yapmasaydım başkası yapacaktı.
Si no lo hacía yo, lo iba a hacer otro.
Her şeyi birlikte yapacaktık, adamım.
¿ Qué pasó? Íbamos a hacer cosas juntos, viejo.
- Röportaj mı yapacaktın?
- ¿ Quieres hacer una entrevista?
Sürpriz yapacaktım sana.
- Bueno.
Evet, ben de bunu yapacaktım.
Boris se lo envió a todos anoche.
Yardım etmek için her şeyi yapacaktır.
Hará lo que sea para ayudarla.
Cynthia'nın sırnaştığı bir Arap vardı. Ambrosine'e yatırım yapacaktı. Çok da ihtiyacı vardı, çünkü işlerini de yaptığı elbiseler kadar kötü yönetir.
Había un caballero árabe que Cynthia quería conquistar, para invertir en Ambrosine, una inversión urgente, ya que su sentido de los negocios es casi tan malo como sus diseños.
O yapacaktı. Seni kurtardım.
Te he salvado la vida.
Onunla ne yapacaktın ki? Yarayı saracağım.
¿ Que harías con el?
- Ameliyatı o yapacaktı. - Sonra bana zamanı olmadığını ve benim yapıp yapamayacağımı sordu.
Me dijo que iba a hacer la cirugía, y después que no tenia tiempo
Sanırım bir sunum yapacaktın?
- Bueno. Creo que ibas a hacer una presentación.
25. anma toplantımızda ikimiz de hâlen bekârsak, o işi yapacaktık.
Dijimos que si ambos estamos aun solteros, en nuestra vigesima quinta reunión, lo hariamos.