You Çeviri İspanyolca
8,813 parallel translation
You were able to move that thing around?
¿ Habéis podido cambiar eso?
Well, if you'd seen it in the foyer, Arabanın içine neden koymadın...
Bueno, tú lo viste en el vestíbulo, no entiendo por qué no lo echaste
Çeviren : mkarakurt
# Música : "Stop me if you think you've heard this one before" The Smiths. # Traducción :
Oh, you're Tam bir ilham kaynağısın, Carl.
Eres un inspiración, Cal.
Sen asla elde edemeyeceğin... that you ain't o kıça bakmaya devam et.
Tú sigue mirando ese culo que nunca vas a conseguir.
- Orada You Go... öf, hey, ben güzel olduğunu söyleyebilirim.
Lo son... Ah bah, bueno, debo decirles que ha sido un placer.
You tazı.
Alimaña.
As much as I appreciate you sucking up or truth telling,
Por mucho que te aprecio chupando o decir la verdad,
Wondered when you'd show up.
Me preguntaba cuándo aparecerías.
Bence bunu bilirsiniz. ^ You know you can't find it ^ ^ Don't let them take you down ^
Creo que conocen esta canción. ¡ Frank!
Güzel şarkı. ^ If I leave here tomorrow, ^ ^ Would you still remember me?
Buena canción.
You should.
Deberías.
Since you are in sales, insanları okumakta çok yetenekli olmalısın. Hmm?
Desde que estás en ventas, debes de tener mucha habilidad leyendo a la gente.
-'Oynamaya hazır - are you?
- Eres tú... - Listo para jugar'?
Did they have someone else with you?
¿ Tenían a otra persona aquí contigo?
Hiçbir şey bilmediğini ve yardım edemeyeceğini söylemiştin.
You said you didn't know anything, that you couldn't help.
Bir şeyler biliyorsun öyleyse.
So you do know something.
Hepinizi öldürür.
She kills you all.
Onlara karşı duramazsınız.
You cannot stand en contra de ellos.
Aynısını yapmanızı öneririm.
sugiero you do the same.
Seninle geliyoruz.
We'll go with you.
- Çok kötü olduğunu neden söylemedin?
Why didn't you tell me it was so bad?
Orada olduğunu biliyorum, Tom!
lo sé you're in there, Tom!
Kenara çekil seni Espheni sever küçük kaltak. - Silahını indir, Pope.
Step aside, you Espheni-loving little bitch.
Kimseye zarar vermek istemiyor musunuz?
You don't want to hurt anybody? What about Lexi?
Ama gettodan ayrılırken söylediğin şeyi hatırlıyorum.
But I remember what you said when we were leaving the ghetto.
Bana ne söylediğini, ne gördüğünü anlat ona.
Tell him what you told me - - what you've seen.
Hadi Mags. Bize ne söylediğini anlat ona.
Come on Mags, tell him what you told us.
Delikanlı, başka bir şeysin.
Boy you're algo más.
Şu kozanın içerisinde olan her lanet şeyi bilemeyeceğin gerçeğini kabullenmeni istiyorum.
I need you to accept the fact that you may not know every damn thing going on inside that cocoon.
Evet, haklısın. Henüz kimseye zarar vermedi.
And, yes, you're right - - she hasn't hurt anybody yet.
Bir kaç yıl önce Espheni gemisinden çıkıverdiğin zamanı hatırlıyor musun?
Te acuerdas Hace un par de años when you came off that Espheni ship?
Sana dikkat etmemi söylemiştin ve tuhaf bir şey yaparsan insanları tehlikeye sokacak herhangi bir şeyi seni durdurmam için gerekli olan şeyi yapmalıydım.
Usted me dijo to keep an eye on you, y si lo has hecho anything strange, cualquier cosa to endanger the people, that I needed to stop you by whatever means necessary.
Sizler benim ailemsiniz.
You guys are my family.
Herhangi birinizin ona zarar vermesine izin vereceğime sahiden inanıyor musun?
¿ De verdad crees I would let her hurt any of us, any of you?
Ya onu durduramazsan?
Y si you can't stop her?
Çıkarsa ve bir canavarsa... Hepiniz öyle olduğunu düşünüyorsunuz. Onunla ilgileneceğim.
If she comes out and is the monster you all think she is, I'll take care of it.
Seni oradan hızla çıkarıyorum.
I'm getting you the hell out of there.
Nasıl... Sen nasıl...
How - - how are you - -
Seninleyim ve seni seviyorum.
Estoy contigo, and I love you.
Onu koruyabilmiş olmak istediğini biliyorum. Tıpkı beni korumak istediğin gibi.
lo sé you wanted to save him, just like I know you want to save me.
Görmeni istediğim bir şey var.
Hay algo I need you to see.
Artık ona ihtiyacın yok.
You don't need her más.
Karen'a değil sana ihtiyacım olduğunu hatırlamanı istiyorum.
Quiero que recuerdes I needed you - - not Karen.
Bana ihtiyacın olduğu sürece, yanındayım.
As long as you need me, Estoy aquí.
Ama sen kozadasın.
But you're in the cocoon.
Ama seni nasıl çıkaracağım?
But how do I get you out?
Seni nasıl koruyacağım?
How do I save you?
Beni korumak zorunda değilsin.
You don't have to save me.
Ben seni koruyacağım.
I'm going to save you.
Tepeden tırnağa silahla buraya geldiğinizde buna inanmamı mı bekliyorsunuz?
You expect me to believe that when you come in here armed to the teeth?