Zannedersem Çeviri İspanyolca
503 parallel translation
Elinden gelmeyen şey yok zannedersem. Öyle değil mi?
''Supongo que puedes fabricar algo con lo que sea, ¿ verdad? "
Zannedersem Yüzbaşı Harvey gelir gelmez.
Supongo que cuando baje el capitán Harvey.
McGuire da değildir zannedersem.
Me pregunto si será McGuire.
Hiç görmedim. Zannedersem, buraya geldiğimizde de yoktu.
No creo que la tuviera cuando nos mudamos aquí.
Bekçi, zannedersem.
El ama de llaves, supongo.
O ve Bay Wheaton'ın akşam için planları vardı, zannedersem.
Ella y el Sr. Wheaton tenían planes para esta noche, tengo entendido.
Topallayarak yürüyor, zannedersem sol ayağı.
Cojea un poco. Del pie izquierdo, creo.
Zannedersem evden kaçmıştın.
Supongo que huiste de tu hogar.
Zannedersem kaptanları kast ediyor.
Supongo que se refiere a los capitanes.
Lester da onun kocası oluyor zannedersem?
Lester es el marido, supongo.
Kardeş Ledeyard zannedersem boruyu bir daha öttüreceksin.
Hermana Ledeyard. Sople ese cuerno otra vez.
- Sevgili Jonathan bu filmi yönetmeye bana ödediğin yüz bin dolardan beri birkaç pound sterlin zannedersem bir film istiyorsun
Estimado Jonathan, me pagaste una fortuna para dirigir este filme una fortuna en libras y supongo que querrás un filme como los míos.
- Doktor Naci Beyefendi zannedersem. - Memnun oldum. Size minnettarım.
- Usted debe ser el Dr. Nuri
Gece yarısından evvel konakları gezip sandıkları sarımsaklarsak, zannedersem daha iyi olur.
Sí Tenemos que ir y llenar con ajos, las cajas antes de la medianoche
Zannedersem var.
Creo que lo tengo.
Direniş güçleri için tam bir esrardı... ve zannedersem, İngilizler'le bağlantılıydı.
Ella era toda una heroína para la resistencia... relacionada, se supone, con los... británicos.
- Zannedersem sana Sophie'den bahsetmemi istiyorsun.
- Supongo querrás que te hable de Sophie. - ¿ Sophie?
- Zannedersem otel zaten senin.
- Supongo que eres dueño del hotel.
Küçük ufak bir yara zannedersem.
Calculo que es sólo una herida.
20 : 30 zannedersem?
¿ Sobre las ocho y media?
- Zannedersem üç, dört gün.
- Posiblemente tres o cuatro días.
Zannedersem birkaç saat sürecek.
Tomará varias horas.
- Görüş meselesi, zannedersem.
- Supongo que es algo subjetivo.
YUkarıdaki arkadaş da yakında şehri terkeder zannedersem.
Y creo que nuestro amigo se irá muy pronto de aquí.
1973'te zannedersem.
En 1973, creo.
Zannedersem biraz yorgunum.
- Supongo que estoy cansada.
Zannedersem öyle diyorlardı.
Supongo que ella lo llamaba así.
Zannedersem, damarlarımda az da olsa o Prescott kanından taşıyorumdur.
Creo que tengo algo de sangre Prescott, después de todo.
Nefesleniyor, zannedersem.
Se estará tomando un respiro.
- Zannedersem iyi.
Eso creo.
Zannedersem ördek sezonu bitti.
Le dije que estaba terminada la temporada de patos
Zannedersem partiyi bölüyoruz.
Pienso que eché a perder nuestra fiesta.
Zannedersem, keşif uçuşlarınızdan biri olmalı.
Supongo que es otro de sus vuelos de reconocimiento fuera de rumbo.
Zannedersem dil konusunda yetenekliyim efendim.
Tengo talento para los idiomas, señor.
Geçen Kasım, zannedersem.
En noviembre.
Zannedersem Maslak'taki atış poligonuna gittiler.
- Supongo que fueron a las Centros de tiro de Maslak.
Zannedersem burada da yok.
No está aquí.
Zannedersem bu sana ait.
Esto es suyo, imagino.
Zannedersem öğle vakti dönecekti!
Él esperaba regresar hacia el mediodía.
- Zannedersem dedektifsiniz.
- Creía que era detective.
Sen de evine gittin zannedersem!
Luego te fuiste a casa, supongo.
Zannedersem Williamson'ı tanıyordunuz.
Creo que usted conocía a Williamson.
Wissant'a niye davet edildiğimizi zannedersem biliyorum.
Creo que sé por qué debemos presentarnos en Wissant.
Zannedersem bundan bahsetmiştin.
Creí que lo habías mencionado.
Zannedersem cüzdanlarınız çalınmış!
Supongo que os robaron la cartera.
- Zannedersem dışarıda fırtına var.
- Creo que viene una tormenta.
Hayır, zannedersem öyle.
No, supongo que no.
Ziyarette bulunabileceğiniz iki ya da üç tane dul kadın olacaktı zannedersem...
- Hay un par de viudas que...
Şimdi buradan kalkıp ikilemem gerekiyor zannedersem, öyle mi?
Quizás lo haga.
Zannedersem sana yazmıştım.
Tenía que asegurarme.
Zannedersem veledinin başına ne geleceği umrunda değil.
No cuidas de tu hijo, ¿ eh?