Zannediyorum Çeviri İspanyolca
546 parallel translation
Yetişemeceğimi zannediyorum, bir hafta gecikmiş olacağım. Aziz Philip Pim.
No podré llegar cuando esperaba tendré un retraso de una semana
Öyle zannediyorum ki, önümüzdeki 2 saat içinde teslim almış olacaklardır.
Nuestra reserva se está moviendo al frente.
Ona madende hiç kömür olmadığını da söylediğini zannediyorum.
Supongo que también le contaste que no había carbón en la mina.
Bilge hasmımın bile bir yeri basıp soymanın ceza gerektiren bir saldırı olduğuna katılacağını zannediyorum.
Permítanme asumir que incluso mi distinguido colega estará de acuerdo... en que entrar por la fuerza en un establecimiento y cometer un robo es un delito punible.
Kocanızın burada olmadığını zannediyorum.
Me dicen que su esposo no está en casa.
Gerçi bunun hiç kolay olmayacağını zannediyorum.
Pero creo que no va a ser fácil.
Ve zannediyorum Philip de bu konuda aynı şeyleri hissediyor.?
Y supongo que Philip opinará lo mismo sobre este asunto.
Ancak zannediyorum onun bir anlamı var ve sanıyorum ki anlamı Geoffrey Musgrave cinayetiyle bağlantılı.
Pero suponiendo que sí tengan un significado, y suponiendo que ese significado esté relacionado con el asesinado de Geoffrey Musgrave...
Sana şarkı yazamıyorum çünkü zannediyorum ki...
No puedo componerte canciones cuando se supone que esté...
Hemşire Linley'in bana önlükle ilgili ne söyleyeceğini bulana kadar ilerlemenin yavaş olacağını zannediyorum.
Imagino que el proceso será lento... hasta que no descubra lo que la enfermera Linley iba a decir acerca de esa bata.
Zannediyorum ki ikimiz iyi arkadaş olacağız.
- Bien. Creo que vamos a ser buenos amigos.
Gördüğümü zannediyorum... orada bir kasaba var.
Creo que veo... un pueblo allá.
Hortlaklardan başka mucizelere inanmam. Ancak annemi tanıdığımı zannediyorum.
No es que yo crea en los milagros, pero conocía a mi madre.
- Evet, öyle zannediyorum.
- Yo diría que sí.
Zannediyorum siz de bizim kadar korkmuş durumdasınız.
Estará tan asustado como los demás.
Bazen... Delireceğimi zannediyorum.
En ocasiones, creo que voy a enloquecer.
Fakat daha önce tanıştığımızı zannediyorum.
Pero tenía idea de que ya nos conocíamos.
Zannediyorum...
¿ Quién va a ser?
Ne yaptığınızı bildiğinizi zannediyorum.
No dudo de vuestra sabiduría, señor.
Parayı al, yeterli olacağını zannediyorum.
Aquí tienes dinero. Creo que será bastante.
- Evet, öyle zannediyorum.
- Sí, mucho mejor.
Hâlâ kalktığımda kendimi orduda zannediyorum.
Aún me despierto pensando que llego tarde al cuartel.
Bazen ben bile öyle zannediyorum.
A veces hasta me lo creo.
Bay Potter, Amerikan hükümetinden olduğunu zannediyorum.
Sr. Potter, tengo entendido que está en el gobierno americano.
Ama gitmem gerektiğini zannediyorum.
Pero supón que tengo que irme.
- Öyle zannediyorum, Milly.
- Creo que sí, Milly.
Zannediyorum, benim gideceğim yere gidiyorsunuz.
Creo que vas en la misma dirección que yo.
Zannediyorum İtalya'nın iklimindendir.
Supongo que fue el clima italiano.
Bir şey daha, mutfağa gidip bak gazı açık unuttuğumu zannediyorum.
Perdóname una vez más. Ve a la cocina. Tengo la impresión de haber dejado abierta la llave del gas.
Sayın Londra piskoposumun, suçlanan papazı kilisenin nezaretine almayı istemeye geldiğini zannediyorum.
Creo que mi Señor el Obispo de Londres vino a vos... para pedir la custodia del sacerdote acusado.
Öyle zannediyorum ki bu suçlamayı desteklemeye hazırlıklısınız Sayın Başkan.
Estará preparado para probar esa acusación.
Dizimi incittiğimi zannediyorum.
Es mi rótula. La sentí al caer.
Banyoya ihtiyacın olduğunu zannediyorum.
Puedo ayudarla yo. Supongo que la necesita para su baño.
Zannediyorum ad Brown'dı.
Creo que Brown era el nombre.
Zannediyorum en şanslısı biziz.
Supongo que tenemos la mejor oportunidad.
Evet... evet, Öyle zannediyorum!
Sí... sí, supongo que sí!
Eğer hepiniz katılıyorsanız, zannediyorum... oh, ne faydası var ki?
Bien, si todos estamos unidos, supongo que yo... ¿ De qué sirve?
Zannediyorum bir daha hiç karşılaşmayacağız.
Supongo que no nos volveremos a ver.
Artık öyle zannediyorum, senin için en mantıklı yol paranın nerede olduğunu söylemen.
Así que lo más sensato... es que me digas dónde está el dinero.
Şayet öyle biri olursa başedebilirim zannediyorum.
Supongo que podría hacerlo.
Zannediyorum, insanları konuşmaya hazır hale getiriyor, değil mi?
Supongo que le brinda a la gente la disposición para hablar.
Endişelenmeyin, Mr. Dvorak, Miss Strunna, zannediyorum... gerçekten öldü.
No se preocupe, Sr. Dvorak, la Srta. Strunna está, supongo realmente muerta.
Zannediyorum ki, bir erkeğin evlenmemesi onun için daha iyidir.
"Lo mejor para un hombre es no tomar mujer alguna."
Sürekli sesler duyduğumu zannediyorum.
Sigo pensando que oigo ruidos.
Ağzını her açtığında delireceğimi zannediyorum!
Cada vez que abre la boca, creo que me volveré loco.
Bunun yanlış bir bildiri olduğunu zannediyorum.
Nosotros creemos que esa es una posicion falsa.
Sanırım güzel günler geride kalıyor. Devam ediyorlar ve zannediyorum ki hep devam edecekler.
Pienso que los buenos tiempos están pasando, pero que continuarán y seguirán continuando.
Hayır, haklı olduğunuzu zannediyorum.
No.
Her şeyi denediklerini zannediyorum.
Supongo que lo están intentando todo.
- Zannediyorum var, efendim.
Eso creo, señor.
Zannediyorum, bir yanlış anlaşılma oldu.
Hubo un malentendido...