Zo Çeviri İspanyolca
284 parallel translation
Zo'e 16. yüzyılda ki Cizvitler'in yazmalarını temsil eder. Çenelerinin altına bir çeşit boru takan Amazon'dan gelme insanlar.
Teníamos representaciones de los ZÓ'É en escrituras del siglo XVI de jesuitas que venían del Amazonas e informaban sobre unas gentes que llevaban una especie de tubo en el labio inferior.
Estado de Paré, Brezilya Zo'e Kabilesi, 2009
Estado de Pará, Brasil Tribu ZÓ'É, 2009
Balmumundan bir bebek yapmış. Koruyabileceği bir şey, suçunu affettirmek için.
Él h ¡ zo esta muñeca de cera.
- Bana sadece neden evlenmek zo...
Dime por qué tienes que casarte.
Bu, ee... söylemesi zo...
Bueno, es que... Es difícil de...
"Cehennemdeki Beyaz Cennet" "Jigoku e Iku Zo! Daigoro" ( Cehennemden kurtuluyoruz, Daigoro! )
"Cielo Blanco en el Infierno" ( ¡ Daigoro, iremos al Infierno!
Adam park etmiş, etrafından dolaşabilirsin, beklemek zo...
¡ Ese tío ha aparcado! Adelántale, no tienes que...
-... "c" ve "a" "sei" okunur "e" ile "si" okuruz, "i" ile "si" okuruz "c" ve "o" "sou" okunur, "u" ile "su" okuruz.
- La "c" con la "a" hace "za" con la "e" hace "ce", con la "i" hace "ci" con la "o" hace "zo", con la "u" hace "zu".
"C" ve "a" "sei" diye okunmaz "kei" diye okunur, "o" ile "sou" diye okunmaz, "kou" diye okunur... -... ve "u" ile "ku" olur. - Neden baba?
La "c" con la "a" no hace "za" sino "ka", con la "o" no hace "zo", sino "ko" y con la "u" "ku".
Orada bir kez yemek yemiştik.
Fuimos allá a comer zo-sui, recuerdas? .
Biliyorsun bu s * ktiğimin şeyi...
Sabes que esa zo...
- şimdi kıpırdama - dinleyin bayan, bunu yapmak zo- - tentürdiyota asla çözüm bulamadılar
- Ahora no te muevas. - Escuche, señora, no tiene que- - Nunca mejoraron el Yodo.
LING-tomaH oH-ma-do-VEE-kos ZO!
No preguntaré. He venido a darle las gracias por lo de anoche. A Grilka le encantó.
Size söyledim odaya kimse girmedi.
No entró nad ¡ e. Ta vez lo h ¡ zo él mismo.
Bu adam Çin'deki Zo Manastırından bir keşiş.
Es un monje del monasterio Zo, en Chin.
... Zo Manastırına.
El monasterio Zo.
- Zo Manastırı...
- El monasterio Zo.
Rohypnolne biliyor musun?
- Be-zo-dia-ce-pina. ¿ Sabes que es?
Ben-zo-dia-ze-pin.
Bezodiacepina.
Bu alemde biz de yer edindik ne demek Han Zo.
¿ Y si lo resolvemos en la pasarela Han Solo?
Chaka zo.
Chaka zo.
- Bütün dedikleri "Chaka zo".
- Lo único que han dicho es Chaka Zo.
- Chaka zo.
- Chaka zo.
Bunu kim yaptı?
¿ Qu ¡ én h ¡ zo esto?
Hadi, Zo.
Vamos, Zo.
Kipirdama, Zo.
Espera un momento, Zo.
Zo.
Zo.
Discus Stu size uzo getirdi.
Discus Stu tiene ouzo para dos-zo.
- Anlamadım?
¿ Tri-a-zo-qué?
Olay nedir Zo?
¿ Tu que haces aquí?
- Bu senin kızın mı, Zo?
¿ Es tu chica?
Zoe, çantamı uzatır mısın lütfen.
Zo, pásame mi bolsa, por favor.
Bekle.
Zo.
Baksana Barr-zo, seninle gurur duyuyorum.
Barr-zo, estoy orgulloso de ti.
ZO In-sung
Zo In-sung
İpi çek ve zo de.
Tira de la cuerda y di "rr.... rrr"
Hey, Zo.
Oye, Zo.
Evet, o Zo.
Sí, es la Zo.
Zo...
Zo...
Gitmeden önce, sana bir sandviç yapmamı ister misin?
Zo, antes de irte, puedes hacerme un sandwich?
- Herkese selam. - Selam Zo.
Saludos a todos.
Teşekkür ederim, Zo.
Gracias, Zo.
Zo!
Zo!
Bunlar Zo'nun ilk kocasının külleri çıkarsa, çıldırırım.
Si estas son las cenizas de el esposo de Zoe, di algo.
O yüzden Zo'ya açılamıyorsun.
Esa es la razón por la que no la invitas a Zo a salir.
OH-ma-do-VEE-kos ZO...
Todo lo que hice y dije fue perfecto.
Ben-zo-dia-ze-pin.
- Repíteme el nombre de esa cosa.
Ödül kazanan o kız, bir gecede milyoner oldu.
¡ Esa chica que ganó el Prem ¡ o Booker se h ¡ zo millonar ¡ a de la noche a la mañanal
Zo Zion met grec. Ne?
¿ Qué?
Waaröm denk je dat ik mij zo druk maak om die stüdiebeurs?
¿ Por qué crees que me estresa tanto la beca?
Zo.
Zo
zorundayız 21
zor mu 38
zowie 30
zordu 17
zor bir soru 21
zor bir durum 34
zor olacak 51
zor değil 47
zor iş 33
zor bir gündü 18
zor mu 38
zowie 30
zordu 17
zor bir soru 21
zor bir durum 34
zor olacak 51
zor değil 47
zor iş 33
zor bir gündü 18