Zor bir durum Çeviri İspanyolca
828 parallel translation
- Zor bir durum.
- Eso es duro.
Bu çok zor bir durum, Babe.
Vaya faena, Babe.
Sana az da olsa zor bir durum yaratmak istemem.
Ya no te tengo ni un mínimo rencor.
Evet, bir bayanın benim gibi birinden hoşlanması sizin için hayal etmesi zor bir durum.
Sí, probablemente no sea fácil para usted imaginar que alguien pueda amar a un hombre como yo.
Kabul ediyorum ; bizim yanımızda olanlar için gerçekten zor bir durum. Fakat söylediklerimizde bu sefer çok ciddi olduğumuzu bilmeliler.
Sé que esto parece injusto para los que están de nuestra parte, pero debería tranquilizarles saber que esta vez vamos a por todas.
Zor bir durum.
Qué duro.
Ona yardım etmeliyiz. Bu gerçekten zor bir durum. Ama ben oraya geri dönemem!
¡ Yo soy un pajarraco duro, un pajarraco muy duro... pero no regresaré donde ella!
Zor bir durum.
Es duro.
Herkes için zor bir durum.
No es un trago fácil para nadie.
- Bu çok zor bir durum.
- Es una situación difícil.
Zor bir durum, efendim.
Un asunto dificil, señor.
- Lütfen, zaten zor bir durum.
- Por favor, no lo hagas más difícil.
Biraz zor bir durum, bir Amerikalı diğer Amerikalılar'a ihanet ediyor.
Es duro, un americano jugándosela a otros americanos.
Zor bir durum, evlâdım. Kocanı yalnız bırakmamalısın!
No debes decepcionar a tu marido, más aún... sabiendo que él te ama.
Şu anda zor bir durum olsa bile, teyzen ölür ölmez, her şeyin değişeceğini hep biliyordun.
Aunque las cosas ahora no vayan bien... - en cuanto... - En cuanto tu tía muera,... todo cambiará.
Çok zor bir durum hanımefendi.
Debió ser duro.
Bu gerçekten zor bir durum.
Admito que eso es duro.
Çok zor bir durum.
Qué desagradable.
Zor bir durum olduğunda,... yardıma koşmakta tereddüt etmezler Benim gözümde hepsi çok değerlidir.
Unos no se bañan tan frecuentemente como algunos creerían necesario... pero cada uno de ellos huele bien para mí.
Kitty için zor bir durum.
Piensa en lo que supone para Kitty.
Yani, zor bir durum gibi görünüyor ve değişiklik için canla başla yapacağım bir şey istiyorum. Gerçekten özdeşleşebileceğim bir şey.
Parece un caso difícil y, para variar, quisiera meterme en algo que me haga sentir identificado.
Zor bir durum, öyle değil mi, Lordum?
Una situación comprometida, ¿ verdad, su ilustrísima?
Biraz zor bir durum.
Es una situación delicada.
Bir kadın geriye anılar ve manşonundan başka bir şey bırakmamışsa erkek için katlanılması zor bir durum ortaya çıkar.
Es duro cuando una mujer deja a un hombre nada más que recuerdos y un manguito.
- Ne zor bir durum!
- ¡ Qué putada!
Zor bir durum, biliyorsun.
Es difícil, tù sabes.
Sizin yeteneklerinizi aşağılamak niyetinde değildim ama kabul etmesi zor bir durum.
No pongo en duda su competencia pero es difícil de creer.
Açıklaması zor bir durum.
Es algo difícil de explicar.
Bu herkes için zor bir durum.
Bueno, es difícil.
- Zor bir durum.
- Es un desafío.
Çok zor bir durum.
Es un problema muy difícil.
Bunda zor bir durum yok.
No es nada difíicil
Senin için zor bir durum.
Su caso es muy distinto.
Hayli olağanüstü zor bir durum bu.
Sí, es una situación muy difícil.
Benim için de zor bir durum.
¡ Ya me resulta bastante difícil!
Bu onun için zor bir durum, efendim.
Es mucho peor para él, señor.
Bu çok zor bir durum.
Tenemos un buen problema.
Bakın peder, anlıyorum, sizin için zor bir durum... ama bu kampustaki rahiplerin psikiyatrik danışmanı sizsiniz.
Mire, Padre, sé que es difícil para Ud. Lo entiendo pero para estos curas, Ud. es el siquiatra.
Öyle demek istemedim şu anda zor bir durum var.
No quería decir eso, pero tenemos un problema.
Evlat, zor bir durum.
Amigo, la cosa está fea.
Zor bir durum.
Un empate.
Hayır, zor bir durum.
No, es una situación difícil.
Bu böyle bile olsa, hala hiç istenmeyen zor bir durum.
Hasta tanto, es aún una práctica muy poco complaciente.
Evet zor bir durum!
Ésta es la parte difícil.
Şu anda bir sürü insan tüttürüyordur. - Kenarda kalan bizler için zor bir durum.
Es porque hay mucha gente fumando actualmente eso hace que la hierba quede como algo especial...
Bu benim için de zor bir durum.
También es duro para mí.
Zor bir durum.
¡ Qué difícil!
Zor bir durum.
Es difícil...
Ama zor kullanmak zorunda da kalabilirim. Bu benim arzu etmediğim bir durum.
De todas maneras, estoy preocupado por haber tenido que usar la fuerza.
Şimdi burada minyatür Very tabancası, ki parlak bir alev ateşler, zor durum sinyali.
Aquí tiene una pistola Very en miniatura, que dispara una bengala de socorro.
fikri çalışmanızın da aşırı olduğunu ve bu eğilimi daha da kötüleştirdiğini bilirsiniz. Ve tabi ki bu durum hayatı yaşaması daha zor bir hale getirecektir.
podría ocurrir que el trabajo intelectual haga que esa tendencia se vuelva más exagerada o exacerbada, lo que por supuesto puede hacerle a uno la vida mucho más difícil.
zor bir soru 21
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
durum 69
durumu 30
durum nedir 160
durumlar nasıl 26
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
durum 69
durumu 30
durum nedir 160
durumlar nasıl 26
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durum bu 36
durum nasıl 38
durum şu 37
durumu nedir 24
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
duruma bağlı 72
durumunuz nedir 41
duruma göre 34
durum bu 36
durum nasıl 38
durum şu 37
durumu nedir 24
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
duruma bağlı 72
durumunuz nedir 41
duruma göre 34