English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Arkadan

Arkadan Çeviri Fransızca

3,198 parallel translation
Arkadan vuran ışık görüntüyü bulandırmış.
La lumière masque l'extérieur.
Annemle babam kontrol için hastaneye gitmişler hastaneden çıkmışlar, arabalarına binmişler ve bir araba arkadan onlara çarpmış.
Mes parents sont allés á l'hôpital pour un contrôle. Au retour, une voiture les a cognés par derriére.
Düşünsene, eğer o araba bize arkadan çarpmasaydı, annem bunu hiç bilmeyecekti. Eve gidecekti ve ben hiç doğmadan ölmüş olacaktım.
Si la voiture ne nous avait pas cognés, ma mére allait accoucher á la maison et je n'aurais pas pu être ici maintenant.
Arkadan bıçaklanmanın tanımı.
Poignardé dans le dos, littéralement.
Sen şöyle arkadan gel.
Par ici. C'est ça.
Adli Tabip, topa vurmak üzereyken arkadan darbe aldığını düşünüyor.
- Ni de témoin. Le légiste pense qu'on l'a frappé par-derrière.
Adama arkadan vurmuşlar, sonra da kafasına çuval geçirmişler.
Ils ont jeté un sac sur sa tête.
Warren, ikimizi de arkadan vurur.
Viens. Il nous tirera dans le dos.
Arkadan senin için "Kral Katili" diye fısıldaştıklarını duyuyorsun, rahatsız etmiyor mu seni?
Lorsque vous entendez chuchoter derrière votre dos "Exterminateur du roi", cela vous dérange-t-il?
"Princeton'nın neşeli adamları arkadan saldırıyor"
Les hommes gais de Princeton chargent par-derrière
Önden gelip dikkatini çektim, sonra da arkadan sinsice yaklaştım.
J'ai attiré son attention et je l'ai attrapée derrière.
Arkadan bıraktığın ipuçlarını bilmediğimi sanma, kolyeden başladın.
Ne crois pas que je ne sais pas pour les indices que tu lui as donné, en commençant avec le collier.
Ukala dümbeleği garajı arkadan öne mi paketliyorsun?
Vous remplissez le garage de l'arrière vers l'avant?
İki adama da doğrudan arkadan saldırılmış.
Ils ont été attaqués par-derrière.
- Fail yüzde 90 arkadan kaçar.
9 fois sur 10, on fuit par l'arrière.
Bu herif kavga eder. Ona arkadan vurmamız lazım.
- Il se battra, faut le surprendre.
- Dik ve sert duruyorsun arkadan vururken öyle severim ama atış yaparken demiyorum.
Ce serait parfait dans mon lit, mais pas sur un stand de tir.
Onu arkadan mı vuruyoruz?
Lui faire la peau?
Kendi fularıyla arkadan boğulmuş.
- On l'a étranglée avec son écharpe.
Bully Lei arkadan vurmaz.
Moi, profiter de la détresse des autres?
Arkadan doldurmalı.
Chargement par la culasse.
Aslında sizi arkadan takip edebilirim, sağ salim vardığınızdan emin olmak için.
En fait... je peux vous suivre pour qu'il vous arrive rien.
Matthews'u arkadan bıçaklamaya o anda mı karar verdin?
Maintenant, était ce à ce moment que vous avez réalisée que vous pouviez le poignarder dans le dos?
- Bir de nişanlıma arkadan çakmıştı.
- Et il a sodomisé ma fiancée.
Seni arkadan bıçaklayan, hain fahişe.
- Espèce de traître de putain. - Pendant qu'il est de bonne humeur.
Çünkü dün gece barda boğazım yırtıldı. Ağzıma bilardo topu sığdırma rekorumu kırmaya çalışıyordum. Dangalağın biri bana arkadan vurdu...
Je me suis soûlée dans un bar, hier, et je voulais battre mon record de billes de pool dans la bouche et un trou duc m'a tapé dans le dos...
Arkadan bana tosladı.
Je suis percuté par l'arrière.
Dom Leveque arkadan toslayınca Billy kendini kaybetti.
Il a souffert d'une tape amicale de Dom Leveque, et ensuite il a perdu le contrôle.
Dom Leveque arkadan tosladı.
Il a été tapoté par Dom Leveque.
Kafayı yemedi... arkadan vuran biride değil. Teşekkürler.
Pas de folles, pas de métisses.
Arkadan!
Par-derrière!
Arkadan, arkadan!
Par-derrière, par-derrière!
Daha hızlı, daha hızlı, arkadan!
Encore, encore, par-derrière!
Ne sanıyorsun kafama silah dayadın diye beni arkadan becerebileceğini mi sanıyorsun?
Qu'est-ce que tu crois que de pointer ton flingue sur moi t'autorise à me la faire à l'envers?
Ama şimdi bu intiharsa ellerimizin arkadan bağlı olmasını nasıl açıklayacaksın?
Mais, si c'est un suicide, comment tu vas expliquer que nos m ains soit attachées alors qu'on se suicide?
Arkadan öcü gibi önden acınası yandan da komik görünürsün.
"Ça fait peur de dos, " triste de devant, "mais c'est marrant, vu de côté."
Arkadan geliyorlar.
Ils entrent par-derrière.
Nasıl olmaz ki, Arkadan bu kadar kötü şey söylerlerken?
C'est bien normal quand on voit ce qu'ils disent dans ton dos.
Siz gidin ben arkadan gelirim, olur mu canım?
Si tu y allais déjà, ma chérie?
Sen arkadan dolaş. Biz önden gideceğiz.
Prends l'arrière, on va devant.
Aslında ben şu an sütyenini önden mi ya da arkadan mı çıkarsam diye düşünüyordum.
Je pense juste à enlever ton soutien-gorge.
Hayır, sen daha çok adamlarını salıp arkadan aval aval izleyen tiplerdensin.
tu m'as plutôt l'air du genre... couteau papillon et lâché de chiens.
Arkadan görüntü ile kimliğini tanımlamak zor.
Ça va être dur de l'identifier.
Kardeşlerimizin cesetlerini arkadan gelen bölüğe bırakalım.
Nous allons laisser le bataillon qui arrive prendre soin des corps de nos frères d'armes.
Ama bunları arkadan bırakmayı öğrenmek duygusal olarak acı verici olabilir.
Mais apprendre à laisser couler peut être émotionnellement difficile.
Tamam, Chin ve Lori, siz arkadan girin siz ikiniz de benimle geliyorsunuz.
Prenez l'arrière. Vous deux, avec moi.
Arkadan gülüyorlar.
Ils se fichent de toi dans ton dos.
Şu saç kesimini arkadan çekmem lazımdı.
Pour la montrer au coiffeur.
Arkadan bakınca hamileye bile benzemiyorsun.
C'est gentil.
Em, arkadan geliyorum.
Je vais aller là-bas avec toi.
Arkadan girdim ben de.
Je veux juste parler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]