Ben gördüm Çeviri Fransızca
3,338 parallel translation
Tazıyı ben gördüm,... hayal gücümün görmeyi beklediği biçimde gördüm.
J'ai vu le molosse, je l'ai vu tel que mon imagination voulait que je le vois.
Ben gördüm.
Je l'ai vu.
Ama ben gördüm.
Mais moi, si.
Pekâlâ, sanırım ben gördüm.
Ok, je crois que je l'ai.
Yağmurluk giyen adamı ben gördüm.
C'est moi qui ai repéré ce mec dans cet imperméable.
"İşin aslı, ben gördüm" havasındaydım.
J'étais genre : ben tiens, si je l'ai déjà vu!
Ben gördüm.
Je l'ai juste vu.
Ben gördüm, çünkü, bilirsin, o çok tatlı.
J'ai juste tenté le coup, parce que, tu sais, il est tellement mignon.
- Tazıyı ben de sadece bir anlığına gördüm ama...
Je veux dire, je n'ai vu le molosse que pendant une minute, mais...
Gördüm onu, ben yanılmışım!
Je l'ai vu, j'avais tort!
Ben de gördüm.
Je l'ai vu, moi aussi.
- Ben de gördüm, John.
Je l'ai vu, John.
Bak, ben seni biraz önce havuzun orada gördüm.
Ecoutez, je... je vous ai vu tout à l'heure en bas, à côté de la piscine
Evet, onu ben de gördüm.
- Je l'ai vu aussi.
Bir defasında bir çocuk gördüm. 6 mermiye satıldı. Ve ben hiçbir şey yapmadım.
J'ai vu un enfant être vendu pour six balles et je n'ai rien fait.
Ben onu yaklaşık on dakika önce gördüm.
J'étais avec lui, il y a 10 minutes environ.
Ben bu kızı gördüm.
J'ai vu la petite fille.
Ben beş yıldır buralara gider gelirim, ilk defa böyle bir şey gördüm.
Je viens depuis 5 ans. - Je n'avais jamais vu ça.
Hayır, ben oradan çıktığını gördüm.
Non. Je l'ai vu partir.
Çünkü ben bir ejderha gördüm.
Parce que j'ai vu un dragon.
- On TV, Ben inanılmaz bir sey gördüm.
- Allume la télé. - D'accord. Quoi?
Genellikle ofisten en son ben çıkarım, ama dün akşam geç saatte buradaydım ve seni çalışırken gördüm.
Je suis d'habitude la denrière à quitter le bureau, mais j'étais ici tard hier soir et je t'ai vu travailler.
Ben, şey... Âdet gördüm. Ne yapacağımı bilemedim.
J'ai... mes règles et je ne savais pas quoi faire.
Ben de gördüm.
Je me souviens l'avoir vu.
Onu dün gördüm Onu ben getirdim.
Je l'ai prise. Quand je l'ai vu, hier.
Ben bir sürü çatışma gördüm.
J'ai vu plein de batailles.
Çünkü ben gördüm.
Moi, j'ai vu!
Ben aşağı inerken onun asansöre bindiğini gördüm.
Je l'ai vu prendre un ascenceur quand je descendais.
Ben de dışarı çıktım ve seni gördüm.
Et je vous ai vue.
Reklamı ben de gördüm.
Cette publicité dans le journal, je l'ai vue aussi.
Ben de pazar yerinden geçerken yaralı olarak yattığınızı gördüm.
Je traversais le marché. Je vous ai vu allongé là, blessé.
Bunu ben kaydettim ve gözlerimle gördüm...
Je l'ai enregistré moi-même.
Hünerlerini görmeyecek misin? Bu herifin tüm hünerlerini gördüm ben.
J'ai vu ce qu'il y avait à voir.
- Ben görmem gerekenleri gördüm.
J'y vais. Ça me suffit.
Tess'in gerçekten birşeyleri göğsünden çıkarıp atması gerektiğini gördüm ben ufalanırdım diye düşündüm.
Je pouvais voir que Tess avait besoin de dire ce qu'elle avait sur le coeur. donc j'ai pensé que je devrais la mettre à nue.
Erken geldim, senin toplantıda olduğunu gördüm görüşme için çoktan gelmişlerdi ben de sorularını yanıtlamaya başladım.
Je suis venue de bonne heure, j'ai vu que tu avais une négociation, une des parties était déjà arrivée, donc j'ai juste répondu à leurs questions.
Ben de gördüm.
De cela j'en puis répondre.
Ben beyaz bir kamyon gördüm.
J'ai vu un camion blanc.
Ben bunların büyük bölümünü ergenlik çağımda gördüm.
Et en quelque sorte c'est là que j'ai atteint l'âge de la majorité, J'ai vu tellement de cela, et...
Ben de gördüm onları.
Je les ai vus aussi.
Ben sadece kamyoneti gördüm.
J'ai seulement vu le camion.
Ben de 17 : 00 gibi çıkarken gördüm.
Elle est partie vers 17 h.
Dışarda ne olduğunu görmemi istemişti ben de gördüm.
Elle voulait que je voie autre chose et je l'ai fait.
- Ben seni bitiş çizgisinde gördüm ama.
Mais je t'ai vu à la ligne d'arrivée.
.. onu o haftasonu gördüm ben.
Je l'ai vue.
Çok komik, b-ben gazetede işsizlik grafiklerini gördüm fakat başınıza geleceğini düşünmüyorsunuz, ve sonra aniden, buradaydım.
Je lisais les chiffres du chômage dans le journal, en pensant que ça n'arrive qu'aux autres. D'un coup, c'est mon tour.
Geri elde etmek için bir fırsat gördüm ama fark ettim ki bu hepimizi delirtiyor. Bunu ben çizdim.
Je l'ai peint.
- Ama ben seni gördüm.
- Moi, si.
Ben, aa, sizin öpüştüğünüzü gördüm.
Je vous ai vus vous embrasser.
- Yo, çünkü kapıdan ilk ben girdim ve meşgul olduğunuzu gördüm, ben, aa, yardımcı olayım dedim.
Non, j'étais à la porte en premier et quand j'ai vu que t'étais occupé, j'ai fait diversion.
- Ama ben- - Sakın yapmadığını söyleme çünkü seni gördüm.
Ne me dis pas le contraire, je t'ai vu.
gördüm 831
gördüm seni 25
gördüm onu 79
gördüm onları 17
ben geldim 457
ben gidiyorum 1233
ben gelirim 46
ben geliyorum 81
ben gittim 40
ben gelemem 35
gördüm seni 25
gördüm onu 79
gördüm onları 17
ben geldim 457
ben gidiyorum 1233
ben gelirim 46
ben geliyorum 81
ben gittim 40
ben gelemem 35
ben gidemem 24
ben gitmek istiyorum 24
ben gayet iyiyim 35
ben gidip 27
ben gelmiyorum 98
ben giderim 253
ben gideyim 114
ben gitmek istemiyorum 31
ben görmedim 51
ben getirdim 23
ben gitmek istiyorum 24
ben gayet iyiyim 35
ben gidip 27
ben gelmiyorum 98
ben giderim 253
ben gideyim 114
ben gitmek istemiyorum 31
ben görmedim 51
ben getirdim 23