Gördüm onu Çeviri Fransızca
5,300 parallel translation
- Sonra şu tarafa koşarken gördüm onu.
Je l'ai vu courir dans cette direction.
20 dakika önce pencerenin önünden geçerken gördüm onu.
- Mm-hmm. Je l'ai aperçu marcher par la fenêtre il y a 20 minutes.
Halının üstünde gördüm onu.
Je l'ai vu sur le tapis.
Ben de gördüm onu!
Je l'ai vue!
- Gördüm onu.
Je l'ai vu.
- Pencereden gördüm onu. - Sesini alçalt.
- Je l'ai vu à travers la fenêtre.
Gördüm onu.
Je l'ai vue.
Finn intihar etmeden hemen önce o hasta gençlerden biriyle konuşurken gördüm onu.
Juste avant que Finn devienne suicidaire, je l'ai vu parler à l'un de ces gars en phase terminale.
Bu sabah gördüm onu ama nereye gitti bilmiyorum.
Vous savez, je l'ai vu ce matin, mais je ne sais pas d'où il venait.
Balkonda şu küçük sigaralardan içerken gördüm onu.
Je l'ai vu fumer l'un de ces petits cigares sur le balcon.
Gördüm onu.
Je le vois.
Az önce gördüm onu!
Je l'ai vu il y a une seconde.
Ben gördüm onu.
Je l'ai vu.
Sonra dışarıda gördüm onu. Sanki beni arıyor gibiydi.
Et il était là dehors comme s'il me flairait.
Onu gördüm!
Je l'ai vu!
Evet, onu fotoğraf çekerken gördüm ve ona durmasını söyledim.
Oui, je l'ai vu prendre des photos, et je lui ai dit d'arrêter.
Onu bu sabah elektrik şirketinde gördüm ve şimdi de burada.
Je l'ai vu à la compagnie d'électricité ce matin, et maintenant il est là.
Nolan, onu gördüm.
Nolan, je l'ai vu.
Biliyor musun birkaç hafta önce onu gördüm. - Kimi?
Je l'ai vu il y a quelques semaines.
O sabah, köyden kahve alıyordum ve onu adamın biriyle hararetli bir şekilde tartışırken gördüm.
Ce matin là, je prenais un café, et je l'ai vu se disputer avec ce gars.
Yukarı çıktım ve onu karşımda gördüm.
Je suis monté en courant, et il était là.
Sonra beyaz bir at gördüm ve üstündekinin adı Ölüm'dü. Ve onu cehennem takip ediyordu.
Et voici, parut un cheval d'une couleur pâle, et celui qui le montait se nommait la Mort et le séjour des morts l'accompagnait.
Gördüm onu.
Je l'ai vu.
Birkaç gün önce onu bardan bir kadınla çıkarken gördüm.
Il y a quelques jours je l'ai vue quitter le bar avec une fille.
- Onu hastalarımla konuşurken gördüm.
Je l'ai vue bavarder avec mes patients.
Onu anında cevapları verirken gördüm, gerçekten çok iyi.
Je l'ai vu marmonnée les réponses, elle est douée.
- Onu şehirde gördüm.
Je l'ai vu en ville.
Onu göle kadar takip ettim. Arabasını orada gördüm.
Je l'ai suivi jusqu'au lac, et j'ai vu sa voiture là.
Onu gördüm.
Je l'ai vu...
Onu gördüm.
Je l'ai vu.
Onu pencereden gördüm.
Je l'ai vu à travers la fenêtre.
Rüyamda onu soğukkanlı bir şekilde öldürdüğümü gördüm hayatını bağışlamam için yalvardığı halde.
J'ai rêvé que je le tuait de sang froid et qu'il... Il suppliait pour sa vie.
- Ben onu gördüm.
- On le cherchait.
Culverson, onu haberlerde gördüm.
Culverson, je l'ai vu sur les nouvelles.
- Onu gördüm, hanımım.
- Je l'ai vue, Ma'am.
Onu en son o zaman gördüm.
Et c'est la dernière fois que je l'ai vu.
LeBron James'i gördüm sandım ama daha önce çıktığım başka bir çocuk çıktı çünkü o zaman da onu LeBron James sanmıştım.
Je croyais avoir vu LeBron James, mais c'était juste cet autre mec avec qui je suis déjà sortie parce que je croyais que c'était LeBron James.
Onu gördüm, peki plan ne?
Je le vois. Quel est le plan?
İşte onu en son o zaman gördüm.
C'est la dernière fois que je l'ai vue.
Evet, evet. Bunu çok yakından gördüm. Onu bulmalıyız.
Je viens d'avoir un siège au premier rang, on doit le retrouver.
Tamam Finch, onu gördüm.
C'est bon, Finch. Je l'ai retrouvé.
Onu gördüm.
Je l'ai trouvé.
Ve onu gördüm. Motosiklet kıyafeti içindeki adamı kaçarken gördüm.
Et je l'ai vu, ce mec en tenue de motard s'enfuir.
- Onu götürürlerken gördüm.
- Je les ai vus l'emmener.
Evet, onu birkaç kere senin siyah derili kız arkadaşınla takılırken gördüm.
- Quoi? Le juge a décidé en 15 minutes. Ils vont analyser le sang de Nia.
Onu gördüm.
Je pense que c'était son immeuble. Mmh... Voici sa photo.
Yaklaşık bir yıl sonra, onu gördüm.
Un an plus tard, je l'ai vue. Où ça?
Geçen akşam onu gördüm.
Je l'ai vue, l'autre soir.
Sonra eski bir arkadaşımın ailesine sırrını söylerken çektiği sıkıntıyı gördüm. Çünkü gerçeği öğrendiklerinde onu sevmeyeceklerini düşünüyordu.
Puis, j'ai retrouvé une amie et je l'ai vue lutter pour ne pas avouer son secret, car elle avait peur... qu'ils ne l'aiment plus s'ils savaient.
Daha sonra onu yarım metrelik dondurma yığınının önünde maymun gibi sırıtırken gördüm.
J'ai pris un tournant pour le trouver debout dans une pile haute de 2 pieds de crème glacée avec juste un sourire de chimpanzé.
Onu en son beş yıl önce, ilk kez bir mekana zorla girdiği için tutuklandığında, adliyede kavga ederken gördüm.
La dernière fois que je l'ai vue, c'était en cour, il y a 5 ans quand on l'a arrêtée pour une 1re entrée par effraction.
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onun yerine 89
onu sevdim 104
onu geri ver 55
onun da 23
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onun yerine 89
onu sevdim 104
onu geri ver 55
onun da 23