Bildiğini sanmıyorum Çeviri Fransızca
399 parallel translation
Ezbere bildiğini sanmıyorum, değil mi?
Et... j'imagine que tu ne le sais pas par cœur?
- Bildiğini sanmıyorum.
Je pense qu'il l'ignore.
Ben katilimizin bu yeri çok iyi bildiğini sanmıyorum.
Il ne devait pas connaître les lieux.
Şüphelendiğiniz şeyler hakkında bir şey bildiğini sanmıyorum.
Je crois qu'il ne sait rien.
Burası doğru yer mi, bunu bile bildiğini sanmıyorum.
J'ai l'impression qu'il n'est même pas sûr que ce soit la bonne adresse.
Onun bildiğini sanmıyorum.
Je ne sais même pas s'il est au courant.
Bay Dixon'ın neyi beklediğini bildiğini sanmıyorum.
Il ne savait pas à quoi s'attendre.
Senin de bildiğini sanmıyorum.
Et toi non plus, à mon avis.
Bildiğini sanmıyorum.
Je n'en ai pas l'impression.
Teğmenin de bildiğini sanmıyorum.
- Je pense pas que le Lieutenant en sache plus que nous.
Onun bildiğini sanmıyorum.
- Je crois qu'il ne le sait pas.
Artık gerçeğin ne olduğunu bildiğini sanmıyorum.
Je ne crois pas que tu saches quelle est la vérité.
Bildiğini sanmıyorum.
Tu ne le sauras jamais.
Bunun anlamını bildiğini sanmıyorum.
Je doute que vous sachiez ce que ce mot signifie.
Tex'in de bildiğini sanmıyorum.
Je ne crois pas que Tex le sache non plus.
Ne istediğini hiç bilemedim ve kendisinin de bildiğini sanmıyorum.
Je n'ai jamais su ce qu'il attendait... et je ne crois pas qu'il l'ait su lui-même.
Ne içerek sarhoş olduysa ne yaptığını bildiğini sanmıyorum. Henüz servetime yaklaşamadı.
Avec ce qu'il a bu, il ne sait pas ce qu'il fait, mais il gagne une fortune.
Şu an kimin ayağına bastığını bildiğini sanmıyorum dostum farkında mısın acaba?
Je vous passe ça puisque vous ignorez à qui vous avez affaire.
Onun da bildiğini sanmıyorum.
- Il ne le sait pas lui-même.
Gardiyanların bildiğini sanmıyorum.
Y a peu de chance qu'ils la connaissent.
Besbelli öyle, ama ne kadar az kaldığımızı bildiğini sanmıyorum.
Probablement, mais il ne doit pas savoir que nous ne sommes plus beaucoup.
Tek birşey bildiğini sanmıyorum. Sanırım çok şey biliyor.
Je pense qu'il ne sait rien, mais il en sait trop.
Bildiğini sanmıyorum
Je ne crois pas que tu le saches
Onun da bildiğini sanmıyorum.
Je ne crois pas qu'il savait.
Ve Gus Levy'nin de bildiğini sanmıyorum.
Gus Levy ne sait rien non plus.
Kiminle konuştuğunu bildiğini sanmıyorum.
Vous ne comprenez pas à qui vous parlez.
Bildiğini sanmıyorum.
Je crois pas qu'il le sache.
- Kuralları bildiğini sanmıyorum!
- Il ne connaît pas cette règle-là!
Başına ne iş aldığını bildiğini sanmıyorum, deneyimin yok.
Tu ne sais pas dans quoi tu t'embarques.
Hayır, bildiğini sanmıyorum.
Non, je doute qu'il sache ce que c'est.
Senin çocuğun ne yaptığını bildiğini sanmıyorum.
Je ne pense pas que ton garçon sait ce qui l'attend.
Hayır, bildiğini sanmıyorum.
Oh non, vous ne pouvez pas savoir.
- Ne oldu size? - Kimsenin bildiğini sanmıyorum.
- Comment ça s'est passé pour vous?
Kralın bunu bildiğini sanmıyorum.
Je ne pense pas que le roi soit au courant.
Hayır, kimsenin bildiğini sanmıyorum.
Non, personne ne savait.
Çünkü ben... bildiğini sanmıyorum ama ben bir sanatçıyım!
Dans le cas où tu ne l'aurais pas remarqué, Bob... je suis une artiste!
Bu o. Secord, oynadığın oyunu bildiğini sanmıyorum.
Vous ignorez dans quoi vous avez mis les pieds.
Kredi kartının nasıl kullanıldığını bildiğini sanmıyorum.
Je ne sais pas s'il sait s'en servir.
Bayan Schlegel'ın annenizin bu fantezisiyle ilgili bir şey bildiğini sanmıyorum.
Je ne crois pas Mlle Schlegel au courant de ce... caprice de votre mère...
Kirigakure, japonların takas nedir....... bildiğini sanmıyorum!
Mo Yan Lu Chong, vous oubliez aussi les vibrations.
Ama ne kadar olduğunu bildiğini sanmıyorum.
Mais tu ne sais pas á quel point.
Gerçekten kim olduğumu bildiğini sanmıyorum.
Vous ne savez pas qui je suis.
Bir şey bildiğini sanmıyorum.
Elle ne comprend rien.
Biz görmek istemediğimizi görmüyoruz, ama onun bildiğini sanmıyorum.
On ne voit pas ce qu'on ne veut pas voir, mais je ne crois pas qu'il le sache.
Adam, onların maskesini düşürdü. Bize anlattıklarından fazlasını bildiğini sanmıyorum.
II a vendu la mèche mais n'en sait pas plus.
Bildiğini sanmıyorum.
Non, je ne crois pas.
- Danny'nin bildiğini de sanmıyorum.
- Danny n'est pas au courant.
Senin bildiğini, hatta fazlasını bilirim. Benim yaşıma gelsen bile o kadar yaşayacağını da sanmıyorum.
J'en sais deux fois plus que vous n'en saurez jamais, même si vous atteignez mon âge, ce qui m'étonnerait beaucoup.
Önceden bildiğini de sanmıyorum.
Il ne l'a jamais su.
bilmediğimi mi sanıyorsun! - Bildiğini hiç sanmıyorum.
Tu crois que je le sais pas?
Early Grace'in sınır aşma meselesini bildiğini hiç sanmıyorum.
À mon avis, Early Grayce ne savait même pas que cette limite existait.