Bir rüya Çeviri Fransızca
3,929 parallel translation
Bir rüya gördüm, evladım.
J'ai fait un rêve, fils.
Aynen böyle olan bir rüya görmüştüm.
J'ai fait un rêve comme ça.
# Aramızda bir rüya olsaydı
S'il y avait un rêve entre nous
Gerçekleşen bir rüya gibi.
C'est un rêve qui devient réalité.
Bu bir rüya diyorum.
C'est un rêve. Vraiment.
Bu bir rüya, değil mi?
C'est un rêve tout ça, hein?
Benimki gibi bir rüya mı?
Comme moi? Le rêve?
Issiz bir adada köpek oldugun bir rüya görüyorsun. "
"tu rêves que t'es un chien sur une île."
Görüme sıradan bir rüya dediler.
Pour elle, ce n'était qu'un rêve.
- Sanki kötü bir rüya gibiydi.
- C'était comme un mauvais rêve.
Dün gece çok kötü bir rüya gördüm.
J'ai fait un rêve bizarre cette nuit.
Daha önce böyle uyandığım bir rüya görmemiştim.
Je n'ai jamais fait un rêve où je me réveillais comme ça.
"A" hiç gerçek gibi hissettiren bir rüya görmedim, ve "B" bana bu kadar fazla yatak odası ayrıntısı anlatma.
Premièrement, je n'ai jamais fait de rêve qui semblait aussi réel. et secondement, ne me donne plus aucuns détails de toi dans ton lit.
Biri hakkında bir rüya gördüm.
J'ai rêve de... quelqu'un.
Bu bir rüya mı?
Est-ce un rêve?
Kabus görüyorsun, bu sadece bir rüya.
Réveillez-vous. Vous faites un cauchemar. C'est un cauchemar.
Hepsi bir ilizyon, bir rüya.
Tout n'est qu'illusion, tout n'est que rêve.
Tuhaf bir rüya gördüm.
J'ai fait un rêve bizarre.
Güldük ve ağladık. Geleceğimizden bir rüya,
On a eu des rires et des larmes Et un rêve d'avenir
Bir rüya gördüm.
J'ai fait un rêve.
- Andy... - Sonra dün gece sosislilerle ilgili bir rüya gördüm.
Et la nuit dernière, il y a eu ce rêve sur le hot-dog.
Ortada bir rüya varsa o da bana aitti yani.
Si il y a un rêve ici, c'est le mien.
Gelecekle ilgili bir rüya gördüm ve rüyada o hizmetkâr benim tahtımda oturuyordu.
Dans mes visions, elle occupe mon trône.
Sıradan bir rüya gibi görüneceğiz
On va passer pour la fac rêvée
Su sızar ve yere damlar... Bu bir rüya.
L'eau s'écoule... descendant en spirale.
Tıpkı bir rüya.
C'est un rêve. J'aime ça.
Geçen gece bir rüya gördüm, sen ve ben trendeydik. Trendeydik ve sen benim elimi tutuyordun.
On était dans un train ensemble et tu me tenais la main.
Yalnızca kötü bir rüya.
Juste un cauchemar.
Bu bir rüya olmalı.
C'est sûrement un cauchemar.
Bu- - Bu bir rüya olmalı.
Je... c'est sûrement un rêve.
Hemen buraya dönmeli yoksa "iyi olmak" onun için bir rüya olacak.
Il doit à tout prix revenir ou je ne peux pas affirmer qu'il "ira bien".
Aman tanrım, bunun bir rüya olduğunu söyleyin lütfen.
Oh, Mon dieu, S'il te plait dis moi que c'est un rêve.
O geceyi hatırlıyorum ama bir rüya gibi.
Je me souviens de cette nuit-là, mais... c'est comme un rêve.
Korkunç bir rüya gördüm.
J'ai fait un cauchemar.
Kötü bir rüya gördüm.
J'ai fait un cauchemar.
Geçen gece bir rüya gördüm evimizdeydik ama bizim evimiz değildi, ama tıpkı bizim evimiz gibiydi ve her yerde gözler vardı.
D'abord, j'ai fait un rêve cette nuit, et nous étions dans cet appart, et ce n'était pas notre appart, mais il était exactement comme le nôtre, et il y avait des lampes partout.
Uyanamadığı bir rüya gibi.
Comme un rêve dont je ne peux pas m'éveiller.
Bir : "Kötü bir rüya görmüşsün."
Tu dis quoi?
Kötü bir rüya?
Mauvais rêve?
Bir rüya gördüm.
J'ai eu une vision.
Arkamda gördüğünüz üzere, rüya gibi bir ekip oluşturdum.
Comme vous pouvez le constater, j'ai une nouvelle équipe.
Sana rüya gibi yeni bir hayat verebilirdim
Je t'aurais fait vivre une vie de rêves
Bir rüya görüyordum.
J'ai fait ce rêve.
Bir sonraki nesil yetiştirilebilmek için... Rüya gibi. Birbirlerine aşık olan mükemmel bir partner.
Pour élever la génération suivante, nous cherchons tous le partenaire idéal.
Gördüğün şey rüya mıydı, yoksa hatırladığın bir şey mi?
- S'agit-il d'un rêve ou d'un souvenir?
yedinci gece de bir rüya gördüm yabancı bir kral gelecek
La septième nuit, j'ai fait un rêve.
Rüya! Sadece bir rüyaydı.
Ce n'était qu'un rêve.
Rüya değil. Bir kabus.
- C'est pas un rêve, c'est un cauchemard.
Bir müzisyen olarak bu kadar çok insanla çalmak ve yapabildiğim kadar farklı şey yapmak rüya gibi bir şey.
En tant que musicien, c'est un rêve de pouvoir jouer avec autant de gens, et de faire autant de choses différentes.
Zen bahçesi, gizemli dolap, huzur bölgesi,... lastik duvar, rüya tankı, evin geri kalanının mükemmel bir modeli.
Un jardin zen, un placard mystérieux, une zone de tranquilité. Un mur en caoutchouc, une réserve de rêves, un miniature à l'identique du reste de la maison.
- Rüya gibi bir erkek.
Il est si idéal.
bir rüya gördüm 33
rüya 33
rüyalar 28
rüyalarımda 18
rüyanda görürsün 60
rüya gibi 33
rüyamda 54
rüya mı görüyorum 19
rüya görüyorsun 26
rüya mı 22
rüya 33
rüyalar 28
rüyalarımda 18
rüyanda görürsün 60
rüya gibi 33
rüyamda 54
rüya mı görüyorum 19
rüya görüyorsun 26
rüya mı 22