Rüya gibi Çeviri Fransızca
741 parallel translation
Hepsi de bir rüya gibi görünüyor.
J'ai tout cela comme dans un songe.
Birlikte muhteşem bir hafta geçirdik. Yedi rüya gibi gün.
Nous avons passé une semaine inoubliable, sept jours de rêve.
Bir rüya gibi.
C'est comme un rêve.
Rüya gibi olurdu. Zavallı Spotty.
Pauvre vieux!
Rüya gibi bu.
Fantastique!
- Oh, Roberto, bu da bir rüya gibi, çok şahane bir rüya gibi.
- Oh, Roberto, ça aussi, c'est comme un rêve, un rêve merveilleux.
Bahçeden bakıldığında tuhaf bir rüya gibi görünürdü.
Il semblait étrangement irréel.
Altın Gelinliği gördüm. Rüya gibi.
Je viens de voir la Robe de Mariée d'Or.
Bu bir rüya gibi.
C'est comme dans un rêve.
Böyle bir ağaca ve dünyanın en güzel çocuklarına sahip olmak rüya gibi bir şey sanırım.
Avec un arbre pareil... et les meilleurs enfants du monde.
Bu rüya gibi.
Les enfants monteront dans la voiture.
- Rüya gibi!
- C'était idyllique.
O gece her şey bana rüya gibi görünüyordu.
Cette nuit-là, j'avais l'impression d'être en plein rêve.
Rüya gibi bir adam.
Il est séduisant.
Evet, yarını bir kenara bırakınca bunların hepsi rüya gibi gelecek.
Quand on partira demain, j'aurai l'impression d'avoir rêvé.
Tıpkı kötü bir rüya gibi.
Un vrai cauchemar.
Bu, bir rüya gibi.
Eh bien, c'est comme un rêve.
Sonra, o rüya gibi geçen haftalar başlar.
Ensuite, des semaines de rêve!
Ondan önce olanların hepsi rüya gibi.
Tout ce qui s'était passé avant semblait irréel.
Tüm Londra rüya gibi güzelleşecek.
Et tout Londres vous paraîtra un rêve.
# Pantolonu düşen palyaço... #... ya da dans, rüya gibi bir dans...
Le clown avec son pantalon qui tombe Une danse de rêve
- Ne başarı! - Rüya gibi bir evlilik.
Je t'assure, c'est le mariage rêvé.
Korkunç bir şeyin yapılmasıyla ilk adımın atılması arasında geçen zaman bir kabus, korkulu bir rüya gibi bir şey.
Entre un acte horrible et sa première idée, l'intervalle est comme un fantasme ou un rêve hideux.
Tokyo'da olmak bir rüya gibi sanki.
C'est comme un rêve d'être à Tokyo.
Bütün olanlar, sanki bir rüya gibi geliyor.
On dirait un rêve.
Bir rüya gibi kayboldu, soğuk dalgalar ve rüzgâr geçmişteki zaferi yıkayıp bir savaş alanı bıraktı.
"De la fin tragique du clan Heikei disparu comme un rêve, " il ne reste que l'ultime champ de bataille de Dannoura. " Avec ses vagues ourlées de blanc
Korkunç bir rüya gibi
D'un horrible rêve
Bunların hepsi korkunç bir rüya gibi
Tout cela me fait l'effet d'un rêve horrible
- Bir rüya gibi tatlı.
C'est joli comme un rêve.
Bize, şu siyahlı adamdan bahsedin, rüya gibi, bir görünüp bir kaybolan adamdan.
- Parlez-nous de cet homme noir, apparu et disparu comme par enchantement.
Elimde değil, bu olanlar rüya gibi sanki.
Moi, j'ai l'impression d'être déjà au beau milieu d'un réve.
Rüya gibi.
II est à tomber.
Evin rüya gibi diyorlar.
Tout le monde dit que la maison est un rêve.
Bir rüya gibi olduğunu söylüyorum, ama öyle değildi, hepsi gerçekten oldu.
Je revois ça comme un rêve, mais c'était très réel.
Bir rüya gibi olacak.
Ce sera un rêve.
Rüya gibi.
C'est comme un rêve.
- Bence bir rüya gibi mükemmel.
Alors? Non. Mâman, pâpa, hâte.
- O babam. O rüya gibi değil mi?
Tu bredouilles, comme s'il y avait...
- Rüya gibi efendim.
- Une réussite totale.
Madrid'de bir zafer kazanmak, rüya gibi bir şey bu.
Y a longtemps que je rêve de triompher à Madrid.
Bir rüya gibi dans ettiğinizi tekrarlamama izin verin. - Hayır. Bana siz yol gösteriyorsunuz.
- Vous conduisez si bien.
Sonra, bütün rüya görenlere olduğu gibi bana da aniden doğaüstü güçler bahşedildi ve bir hayalet gibi, önümdeki parmaklıkların içinden geçiverdim.
Puis, comme tous les rêveurs, je fus investie de pouvoirs surnaturels et je traversai la grille comme un fantôme le ferait.
Muhtemelen o da benim gonca gibi ağzım, yumuşacık gözlerim olduğunu Bayan Long Beach gibi birini düşünmüştür, kısacık bir rüya.
et lui croyait que j'avais de grands yeux et une bouche en bouton de rose et que je ressemblais à Miss Long Beach, la reine de beauté.
Rüya gibi.
Je suis prêt à me battre.
- Aynı rüya alemindeki gibi.
- C'est un véritable palais.
Sabah uyandığında, rüya hala devam ediyordu. Hala içindeymişsin gibi...
Le matin, on se réveille avec une foule d'images, et l'on se sent toute malheureuse.
Bir rüya gerçek olmuş gibi!
Il est arrivé à l'âge d'homme.
- Rüya gibi!
Arrête de rêvasser.
Ama duygusal olarak, ona göre Mark'ın ölümü kötü bir rüya... ve uyandığında onu tekrar bulabilecekmiş gibi.
Mais émotionnellement, sa mort est comme un mauvais rêve duquel elle va se réveiller pour le retrouver.
Annemle yaşamak rüya gibi!
Pourquoi criez-vous ainsi?
Her şey bir rüya gibi başladı.
Cela commençait comme un rêve.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
rüya mı görüyorum 19
rüya görüyorsun 26
rüya mı 22
rüya görüyordum 36
rüya görüyordun 18
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
rüya mı görüyorum 19
rüya görüyorsun 26
rüya mı 22
rüya görüyordum 36
rüya görüyordun 18