Bir çift Çeviri Fransızca
6,538 parallel translation
Yeni bir çift ayakkabıyı gözüme kestirdim de.
J'ai repéré des chaussures.
Geri döndüğümüzde ona bir çift lafım olacak.
On va te faire rentrer et j'irai lui dire un mot.
"Biz harika bir çift oluruz."
"On va super bien ensemble."
Bir çift bunlar.
- deux blancs, un homme et une femme
Bu adada aylardır bir çift bile 12 librelik silah görmedim.
Je n'ai pas vu d'obusier de 12 sur cette île depuis des mois.
"Bir çift geyik yavrusu gibi memelerin ikiz ceylan yavrusu."
Tes seins sont comme deux faons, jumeaux d'une gazelle.
Fazladan bir çift ayakkabım var.
Je dois avoir une deuxième paire de chaussures.
Alışverişe çıkıp hassas bir çift ayakkabı alırız.
On peut aller acheter des chaussures confortables.
Takımına uyacak bir çift ayakkabı lazım olacak.
Il va te falloir des souliers pour aller avec ton costume.
Bu gezegende yaşayan her insanın, kendisine özgü eşsiz bir çift gözü vardır.
Chaque personne sur cette planète a des yeux uniques. Chaque œil abrite son propre univers.
Neden Dent? Onlarla bir motelin otoparkında ölü bulunan bir çift Aryan ırk kardeşliği tipinin arasındaki bağlantı nedir?
Qu'est-ce qui les lie à deux skinheads retrouvés morts sur le parking d'un motel?
Bir çift topuklu ayakkabı ve silah.
Une paire de hauts talons et l'arme.
Sizin ne kadar inanılmaz bir çift olduğunuzu bizzat gördüm.
J'ai vu dès le départ quel couple formidable vous formez.
Aranıza girmeliyim... Bir çift çok taze votkalı içecekle tabii ki.
Je devrais vous casser... avec quelques rafraichissantes vodkas.
Senin sinyalini beyaz gürültüye çevirebilirim, atmaya kıyamadığım eski bir çift terlik gibi kenarda beklersin.
J'émettrai peut-être du bruit blanc dans ton signal pour te garder à disposition comme une vieille paire de chaussons.
Sudan çıktığımızda doğa neden baştan alıp havada da en iyi görüşü alabilmemiz için yeni bir çift göz geliştirmemize izin vermedi?
Quand nous avons quitté la mer, pourquoi est-ce que la nature n'a pas recommencé pour développer un nouvel ensemble d'yeux qui seraient adaptés à la vision dans l'air?
Bir ay önce Hackney'de bir çift sokak ortasında öldürülmüş. Daha sonra bir aile metropolün göbeğinde katledilmiş.
Un couple assassiné dans un fiacre il y a un mois, puis une famille égorgée en plein cœur de la ville.
Ne kadar güzel bir çift olmuştunuz.
Vous formiez un beau couple.
Yaşlı bir çift vardı.
Il y avait un vieux couple.
Kingsport Massachusetts'ten Amerikalı bir çift, Bay ve Bayan Gardiner.
M. et Mme Gardiner de Kingsport, Massachusetts, un couple d'américains.
Elbette. Ayrıca bir çift kol düğmesi ve kravat iğnesi almış. Aldıklarını bize tarif ederseniz çok faydası olur.
- Elle avait acheté des boutons de manchette et une épingle de cravate.
- Geçen salı bir çift almış.
Elle a acheté une paire mardi.
Sayımda bir çift çorap eksik çıkmış.
- Une autre paire de bas a disparu. - Oh...
Bir çift saçları ağarmış adam ve bir de Steve McQueen görünümlü yaşıtı.
Deux hommes aux cheveux blancs et un contemporain qui ressemble à Steve McQueen.
Ben de inanmıyordum. Ta ki geçen haftaya kadar. Genç bir çift ormanda kayboldu.
J'y croyais pas non plus, mais la semaine passée, un jeune couple a disparu là-bas.
Çantamda fazladan bir çift var.
J'en ai une paire dans mon sac.
Her poşete bunlardan bir çift yapıştır, ya da yalancı mal de, bilirsin?
En coller deux sur chaque sac et appeler ta drogue "la poudre aux yeux".
- Çoğu kadının güzel bir çift eldiven için yapmayacağı fedakarlık yok.
- Les femmes feraient des sacrifices pour une bonne paire de gants.
Yeni bir çift bot lazım sana.
Tu as besoin de nouvelles bottes.
Yani sonuçta mutlu bir çift olduklarını söyleyebilir misiniz?
Dans l'ensemble, vous diriez que c'était un mariage heureux?
Evet, bana bir zamanlar sahip olduğum eski bir çift makosen ayakkabımı hatırlatıyor.
Oui, ça me rappelle une vieille paire de bottes que j'avais...
O ve annen bir çift.
Lui et ta mère sont un couple.
Bir çift isimsiz sersemden başka bir şey değillerdi.
Ils étaient juste quelques pauvres ploucs sans nom.
Sana bir çift lafım var.
J'ai un seul mot pour vous,
Gece yarısını bir kaç dakika geçe çift saldırıya uğradı ve öldürüldü. Bedenleri tanınmayacak şekilde parçalanmış.
Quelques minutes après minuit, le couple a été attaqué et tué, leurs corps mutilés au point d'être méconnaissables.
Aynı şekilde, tesadüfen bir çocuğa daha rastladım. Prova odasında, çift vuruşlu swing ritim üzerine çalışıyordu.
Le hasard a voulu que je croise un autre gamin qui travaillait son swing doublé.
Hiç biriyle görüşmeyi düşündünüz mü? Çift terapisti ya da öyle bir şey?
Avez-vous pensé à consulter, style un conseillé conjugal?
Bizde sizin çift terapisti olduğunuza dair bir intiba vardı.
On pensait que vous étiez conseiller conjugal.
Belki de bizi iyi bir çift yapan budur.
C'est ce qui fait la force de notre union.
Çift arasında düzenlenen gizli bir törenin sonucunu kim tartışacak durumda olur?
Si c'était une cérémonie privée, seulement pour le couple, qui pourrait s'y opposer?
Birçok çift gönderdim buraya ve hepsi yenilenmiş bir şekilde döndüler.
On envoie beaucoup de couples là-bas, et ils sont tous revenus ressourcés.
Çift yumurta üçüzleri, bir milyonda bir doğarlar.
Vrais triplés, un cas sur 500 000 naissances.
Çok hoş bir çift gerçekten de.
Un très joli couple, vraiment.
Bir şeylere sürekli geç kalan çift olmak istemiyorum.
Je ne veux pas que l'on soit ce genre De couple toujours en retard.
DNA, kıvrılmış bir merdiven veya çift sarmal şekle sahip bir moleküldür.
L'ADN est une molécule qui a la forme d'une longue échelle tordue ou double-hélice.
Çift sarmallı DNA, "atom" adı verilen yaklaşık 100 milyar parçalı moleküler bir makinedir.
LA double-hélice de l'ADN est une machine moléculaire avec environ 100 milliards de morceaux appelés "atomes".
Yeni bir DNA molekülünün doğuşu, çözülen bir proteinin çift sarmalın tellerini koparıp basamakları ayırmasıyla başlar.
La naissance d'une nouvelle molécule d'ADN commence quand une molécule déroule les deux branches de la double-hélice, cassant les barreaux.
Çok güzel. Bir de çift olarak alalım lütfen.
- Il en faudrait une de vous deux ensemble.
Galiba Amerikalı çift Gardiner'larla ilgili bir şey buldum.
J'ai quelque chose pour les Gardiner, le couple d'Américains.
Koridorun sonundan sola dön sonra bir sol daha yap ve sonra çift kapıdan tekrar sola dön.
Au bout du hall, à votre gauche. Puis vous tournez encore à gauche, et encore à gauche aux doubles portes.
Hayır, yapılan Çift Kör Testinin katılığına direnç gösteren zeka arttırıcı bir bileşik henüz yok.
Non, il... il... Il n'y en a jamais eu Un composé nootropique qui pourrait résister aux contraintes
çiftlik 28
çiftçi 28
çift 117
çiftçiler 42
çiftleşmeden 16
bir çocuk gibi 16
bir çocuk 115
bir cevap istiyorum 17
bir canavar 53
bir cinayet 23
çiftçi 28
çift 117
çiftçiler 42
çiftleşmeden 16
bir çocuk gibi 16
bir çocuk 115
bir cevap istiyorum 17
bir canavar 53
bir cinayet 23