English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bu mümkün olamaz

Bu mümkün olamaz Çeviri Fransızca

74 parallel translation
Bu mümkün olamaz...
Oh! Ce n'est pas possible!
- Ama bir şey var ki... - Evet, Bay Singh? Bu mümkün olamaz.
La vie dans notre monde est tenue de se protéger en se répandant aussi largement que possible.
Ama bu mümkün olamaz.
Mais... Ce n'est pas possible.
Bu mümkün olamaz.
C'est impossible.
Ama bu mümkün olamaz.
Tu ne peux pas!
Bu mümkün olamaz... ama aynen bir insan gibi görünüyorsun.
Ça semble à peine croyable. Vous avez une apparence humaine.
Bu mümkün olamaz.
- C'est impossible.
Bu mümkün olamaz.
Ca ne peut pas être possible.
Hayır, bu mümkün olamaz. Doktor...
Non, c'est impossible.
Doktor her saniye farklı bir yerde görünüyor. Bu mümkün olamaz.
Le docteur apparaissait en un endroit différent à chaque instant.
- Konu bu değil, bu mümkün olamaz...
- C'est pas la question, c'est impossible
Bu mümkün olamaz. - Bu nasıl mümkün olabilir?
Comment peut-elle me faire ça?
Bu... bu mümkün olamaz.
Ce n'est pas possible.
Bu mümkün olamaz.
Ce n'est pas possible. Utilise la reconnaissance vidéo.
Hayır, bu mümkün olamaz!
C'est pas possible!
Bu mümkün olamaz. Bu olamaz.
Ce n'est pas possible, ça ne se peut pas!
Sizce de bu mümkün olamaz mı?
Vous croyez que c'est possible?
Tanrım, bu mümkün olamaz, Chevy.
Bon sang. C'est impossible, Chevy.
Bu mümkün olamaz ya!
- Te laisse pas faire.
Bu mümkün olamaz.
- Impossible.
Bu mümkün olamaz, değil mi?
C'est peu probable, non?
Hayır, olamaz. Bu mümkün değil.
Non, c'est impossible.
- Bu mümkün olamaz.
- C'est impossible.
Bu mümkün olamaz! Ama oldu işte, Louisa.
Mais si, Louisa, c'est vrai!
Bu mümkün değil! Bu olamaz!
C'est impossible, irréalisable!
O olamaz, bu mümkün değil.
Ça n'est vraiment pas possible.
- Bu mümkün olamaz.
- Impossible.
Bu mümkün değil. Olamaz.
C'est impossible.
Her şeyi yapan yönetmenlerin olamaz. Bu mümkün değil.
Vous ne pouvez pas avoir de metteurs en scène liés à tout.
Ne yani bu olamaz mı? Ya sen bütün hafta çalışıp Pazar gününü nişanlısı ile geçiren biri olamaz mısın? Bu mümkün değil mi?
- Et un mec qui travaille la semaine mais pas le dimanche car il le passe avec sa fiancée, c'est possible?
Bu mümkün değil! Mümkün olamaz.
Ce n'est pas possible!
Böyle bir insanın varlığı mümkün olabilir mi? Bu insan olamaz!
Quel est donc cet humain?
Olamaz. Bu mümkün değil.
C'est faux, c'est physiquement impossible.
Bu mümkün olamaz mı?
- C'est possible.
Bu kızınız olamaz. Mümkün değil!
Elle ne peut pas être votre fille, c'est impossible
Bu mümkün değil. Benim çocuğum olamaz.
Je ne peux pas avoir d'enfant.
Bu pek mümkün olamaz. Kendime gelmeliyim.
Je devrais me calmer.
- Uyarıcı olamaz. Bu kalp belirtileriyle mümkün değil.
Pas aux hallucinogènes, son pouls est trop irrégulier.
Bu mümkün değil, kocam olamaz.
c'est impossible, pas mon mari.
Olamaz. Bu evlilik işi sadece kimsenin canı yanmayacaksa mümkün olabilir.
Le mariage blanc, ça allait si personne souffrait.
Bu bize olamaz. Mümkün değil.
Cela ne peut pas nous atteindre.
O olamaz. Bu mümkün değil.
Ça peut pas être lui, impossible.
Belki o kadar aptal değilsindir ama senin ve benim gibiler arkadaş olamaz. Bu mümkün değil.
Peut-être que tu n'es pas tout à fait débile, mais les types comme toi et les types comme moi ne peuvent pas être amis.
Ve bu ırkçılık yüzünden zencilerin bugün Güney'deki bir beyaz üniversitesinde mutlu olması mümkün olamaz. Bu doğru!
Et parce que cela existe, il serait impossible aujourd'hui pour un Noir d'être heureux dans une université blanche du Sud.
Bu mümkün değil. Olamaz!
Non, ce n'est pas possible!
Olamaz... Bu mümkün değil.
C'est pas possible.
Bu mümkün olamaz.
Ça ne peut être arrivé.
Olamaz, bu mümkün değil.
C'est pas possible. Pas possible.
Karan, bu iyi ama Linda sadece bir arka plan dansçısı.. ... bunu yapması mümkün olamaz.
Karan, Tout est bon mais Linda est juste une danseuse à l'arrière dans ce show, Elle ne sera pas en mesure de faire tout ça.
Myka, bu mümkün mü gördüğümüzün gerçekten bir... Olamaz!
Myka, est-ce... est-ce possible que... nous ayons vu l'actuel, le véritable...
Doğrusu bu merkezler, bugün alışık olduğumuz yerel dükkânlar şeklinde var olamaz fakat alanında uzmanlaşmış merkezler, bazı malların, daha az tekrarlanan nakliyatla daha çok enerji tasarrufu yapılması amacıyla daha çok kullanıldığı özel alanlarda bulunabilirler ve bu Talep Takip Sistemini düzenli bir biçimde Üretim Yönetimine ve, tabii ki, Kaynak Yönetimini sistemimize bağlamak ve böylece sürdürülebilirliği sağlamak için sınırlı kaynaklarımızın bütünlüğünü güvence altına almayla başlayan ve en iyisini yarattığımızdan emin olana kadar devam eden her şeyi en zeki ve etkili bir biçimde dağıtırken en elverişli malları kullanmayı mümkün kılan ve sürekli güncellenen bir "küresel ekonomik yönetim bilgisayarı" yaratılacaktır.
En fait, ces centres ne pourraient exister dans la communauté de la façon dont nous voyons les magasins locaux aujourd'hui, mais ces centres d'accès spécialisés devront exister dans les zones spécifiques où certains objets sont souvent utilisés, économisant de l'énergie avec moins de transports répétitifs. Et une fois ce système de suivi de la demande en place, il sera lié à notre système de gestion de production et, bien sûr, à notre système de gestion des ressources, créant ainsi une machine unifiée mettant dynamiquement

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]