Bu mümkün Çeviri Fransızca
6,424 parallel translation
* Bu mümkün olamaz, hayır *
♪ Ça n'est pas possible ♪
- Korkarım bu mümkün değil.
- Ce n'est pas possible.
Bu mümkün olabilir mi?
Est-ce possible?
- Ne yazık ki kız telefona gelemiyor. Bu mümkün değil.
1 point pour moi. ils ont finalement pris en compte mon vote
Amir, bu mümkün değil.
Amir, ce n'est pas possible.
- Bu mümkün değil.
- C'est impossible.
- Ama bu mümkün değil.
Mais, ce ne sera pas possible.
- Bu mümkün değil.
C'est impossible.
Bu mümkün değil!
Non, ce n'est pas possible!
Hayır, ben Philadelphie şehrinin bölge savcısı... olduğum sürece bu mümkün değil.
Pas tant que je serais le procureur général de la ville de Philadelphie.
Sen ve Henry olmasaydınız bu mümkün olmazdı.
Grâce à votre aide et celle d'Henry.
- Hayır, bu mümkün değil.
Non, c'est... c'est impossible.
İstatiksel olarak bu mümkün mü ki?
Est-ce possible, statistiquement?
- Evet, bu mümkün.
- C'est possible.
Bu mümkün değil.
C'est - c'est impossible.
Ama korkarım bu mümkün değil.
Mais, j'ai bien peur que ce ne soit pas possible.
Bu mümkün olan tek iletişim.
C'est la seule communication possible.
Eğer bu mümkün olsaydı, olabilirdi.
Si seulement c'était possible...
Bu mümkün değil.
Ce n'est pas possible.
Marren, bu mümkün değil.
Marren, ce n'est pas possible.
- Bu mümkün değil.
- C'est impossible!
- Bu mümkün değil.
Ce n'est pas possible.
Bu nasıl mümkün olabilir?
Comment est-ce possible?
- Hamileyim. - Bu nasıl mümkün olabilir?
- Comment est-ce possible?
Bu şeyi durdurmak mümkün mü?
Tu sais comment l'arrêter?
Bu pek mümkün değil.
Impossible.
Melanie Cross olması mümkün olmadığından dolayı ona bu isimle seslenmemeliyiz.
Et comme elle ne peut pas être Melanie Cross, on ne devrait pas l'appeler comme ça.
Bu nasıl mümkün olabilir?
Comment cela a t-il été possible?
- Mümkün değil bu.
C'est impossible.
- Bu nasıl mümkün olabilir?
Comment est-ce possible?
Bu nasıl mümkün olabilir ki, Betty?
Comment est-ce possible, Betty?
Bu geceyi mümkün kılan, doyumsuz merakınız dindirilemeyen bilgi açlığınız ve elbette ki cömert bağışlarınız oldu. Hepinizin.
C'est votre curiosité insatiable... votre dévorante quête de savoir... et, bien sûr, vos généreux dons... qui ont rendu cette soirée possible.
Bu hastalığını mümkün olan tek yol ile zaptetti.
Il l'a étouffée de la seule façon qu'il pouvait.
- Bu nasıl mümkün olur?
Comment est-ce possible?
Bu tavırla mümkün değil zaten.
Pas avec cette attitude, c'est sûr.
Çünkü Emma'nın Ben yürüdüğünü görene kadar bu evden... -... çıkması mümkün değil.
Parce qu'il n'y a pas moyen qu'Emma sorte de cet appartement avant que Ben ne la voit marcher.
- Mümkün mü bu Jon?
Est-ce possible, Jon?
Aslında, belki de tel kullanmadan bu sorunu çözmek mümkün olabilir diyecektim.
En fait j'allais dire que je pensais pouvoir régler ça sans remettre de bague du tout.
Bu n-nasıI mümkün olabilir ki?
Comment est-ce possible?
Bu da iyi bir Dalek'in mümkün olduğu anlamına geliyor.
Donc un bon Dalek est possible. - La leçon du jour.
Kullanabileceğim tüm bağlantıları kullandım ama bu şartlar altında Walt Disney Dünyası'na girmenize izin vermemek mümkün değil!
J'ai tiré toutes les ficelles que j'ai pu, mais au vu des circonstances, il n'y a aucune chance qu'on ne vous laisse pas passer du bon temps dans le monde de Walt Disney!
Bu nasıl mümkün olabilir?
Comment ça se fait?
- Bu nasıl mümkün olabilir?
Comment c'est possible?
Bu nasıl mümkün olabilir?
Comment serait-ce possible?
Bu nasıl mümkün olabilir?
Comment c'est possible?
İşte sorun da bu. Bunu, bu belleğe kopyalamak mümkün değil.
Le problème est que ça ne peut pas être copié sur ça.
Kehanetin gerçekleşmesini engellemek için bir araya gelmemiz gerek. Ve dürüst olunmadan hiçbir müttefiklik mümkün olmadığı için... bu akşam gizli ittifakınızı resmi olarak tanıyarak başlamamıza müsaade edin.
Nous devons nous unir pour faire en sorte que cette prophétie devienne du passé, et puisque qu'aucune alliance n'est possible sans honnêteté, commençons ce soir les procédures formelles reconnaissant ton alliance clandestine.
Tüm bu tehditler, şiddeti gereksizce tırmandırmalar bu kehanetin mümkün olan en kötü sonucuna sürükleniyoruz.
Toutes ces menaces, cette escalade de la violence inutile, nous jouons dans le pire résultat possible de cette prophétie.
Bu nasıl mümkün olabilir?
- Comment est-ce possible?
Barış mümkün Jia Sidao, sulh içinde bir değişim ile bu başlayabilir.
La paix est possible et elle commence par une transition paisible, Jia Sidao.
Bu nasıl mümkün olabilir ki?
Comment c'est possible?
bu mümkün mü 117
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
mümkün 194
mümkünse 99
mümkün değil 606
mümkün mü 51
mümkün olduğunca çabuk 29
mümkündür 61
mümkünatı yok 34
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
mümkün 194
mümkünse 99
mümkün değil 606
mümkün mü 51
mümkün olduğunca çabuk 29
mümkündür 61
mümkünatı yok 34
mümkün olabilir 18
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu müzik 23
bu müthiş bir şey 23
bu muhteşem 145
bu muydu 42
bu mükemmel 158
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu müzik 23
bu müthiş bir şey 23
bu muhteşem 145
bu muydu 42
bu mükemmel 158