Burada değildi Çeviri Fransızca
450 parallel translation
Bu çok tuhaf çünkü yıllardır burada değildi.
C'est plutôt drôle, car il n'est pas venu ici depuis des années.
Ayrıldığım sırada burada değildi.
Il n'y était pas avant.
Neden burada değildi? Neden giriş yapmadı?
Pourquoi n'est-il pas rentré?
Ne yazık ki, madam 2 gün önce burada değildi. O zaman, oyma filler 50'den az değildi, fakat -
Madame aurait dû venir il y a deux jours, j'avais alors une cinquantaine d'éléphants.
Burada değildi, o yüzden ben de içmeye gidebileceğini düşündüm. Birkaç bara göz attım.
Il n'était pas là, j'ai pensé que je le trouverais dans un bar.
- Kulağım burada değildi.
- J'écoutais pas.
Kendiniz arayın onu! . Burada değildi.
Je vous assure, Monsieur, qu'elle n'est pas ici.
Shep burada değildi.
Shep n'est pas venu.
Peder Ryan burada değildi. Hiç kimse yoktu.
Le Père Ryan n'était pas là... il n'y avait personne.
Geçen sene burada değildi, değil mi?
Il n'était pas là l'an dernier, si?
Bu ağaçlar daha önce burada değildi.
Cet arbre n'était pas là tout à l'heure.
Ve İngiltere'de uykuda olanlar kendilerini lanetlenmiş görecek. St. Crispin gününde bizimle savaşanlar varken onlar burada değildi.
Malheur à ceux dont l'absence... fit défaut à nos armes le soir de... la Saint Crispin!
Burada değildi.
Elle n'était pas ici.
Bu sabah benden önce çıktı... ve bir saat önce döndüğümde de burada değildi.
Tout ce que je peux dire, c'est qu'elle est partie avant moi, ce matin... et elle n'était pas ici quand je suis revenu, il y a une heure.
Bu şey kesinlikle burada değildi.
Ce n'était sûrement pas là avant.
O burada değildi. Sen de kahraman değilsin.
Il n'y était pas et vous n'en êtes pas un.
Dr. Korby hiçbir zaman burada değildi.
Ce n'était pas le Dr Korby qui était ici.
- Burada değildi.
- Aucune trace de lui.
Hayır, bir arkadaşımı görmeye gelmiştim. Ama burada değildi.
Non, j'étais venue voir une amie qui n'est pas chez elle.
- Ama, burada değildi.
Il était pas là.
- Ben geldiğimde, burada değildi.
.. il était pas là.
O vagonda ne vardı? Daha önce burada değildi.
Qu'est-ce que tu fais avec ce wagon, qu'est-ce qu'il y a dedans?
- Siz yokken burada değildi.
Il n'était pas toujours là.
Resim hiçbir zaman burada değildi.
Il n'y a jamais eu de peinture.
Belki annen burada değildi.
Peut-être que mère n'était pas là.
- Burada değildi.
- Ça veut dire qu'il n'était pas là.
Bu burada değildi.
Ce n'était pas là.
- Bilmiyoruz. Ama önceden burada değildi.
Nous n'en savons rien, mais ca n'y etait pas avant.
Burada değildi.
Pas ici.
O burada değildi ki.
Il n'était même pas ici.
Birkaç yıldır burada değildi.
Ça fait quelques années qu'il est pas venu.
Bilmiyorum. Daha önce burada değildi.
Il n'y en avait pas avant.
- Hiçbir şey. Burada pek mutlu değildi.
Elle n'était pas heureuse ici.
Burada sekiz senede öğrendiklerinizi özetlemem mümkün değil, öğrendikleriniz sadece kitaplarda yazılanlar değildi.
Je ne peux pas résumer ce que vous y avez appris en huit ans, et ce que vous en tirez ne se trouve pas que dans les livres.
Burada kalmam söz konusu değildi.
On n'a jamais parlé de m'installer ici.
Frankie yapmadı, burada bile değildi.
Frankie était même pas là.
- Ne zaman burada değildi?
Il était pas là, quand?
Bu adam burada bile değildi.
Ce mec est jamais là!
Genç bir kız burada öldürülmüştü ve öldüren her neyse insan değildi.
Une jeune fille a été tuée ici d'une façon étrange. Ne restez pas là!
Bir hayalet görmüş olabilirsin Nora ama burada benimle olan şey hayalet değildi.
Peut-être un fantôme pour vous, mais pas pour moi.
Beyler, çocukların sahip olduğu güçler hakkında burada çok şey söylendi. Ancak hiçbirisi bu gücün doğası hakkında değildi.
Nous avons mentionné le pouvoir des enfants, mais pas sa nature.
Kızım birazdan burada olur. Tam hazır değildi.
Ma fille n'était pas encore prête.
Erasmus'u burada istiyordun madem bu onu buraya getirmek için pek de kesin bir yol değildi.
N'était-ce pas un peu tiré par les cheveux pour le faire venir ici?
İmkansız değildi. Burada olmamız bunun bir kanıtı.
Notre présence ici prouve le contraire.
Eskiden burada sadece at hırsızları varken, buralar bu kadar iç karartıcı değildi.
C'était moins lugubre quand on n'avait que des voleurs.
Bu son zamanlarda burada görülen bir şey değildi.
Je sais que ça n'a pas été le cas ces derniers temps.
Burada epey bir şeyler oldu özellikle bu otelde, son yıllarda. İyi şeyler değildi.
Il s'est passé bien des choses ici-même... précisément dans cet hôtel, au cours des années... pas toutes recommandables.
- Burada da değildi.
- Il n'est pas venu ici non plus.
O kadar da kötü değildi dekan Halsey, Sadece burada olduğunuzu bilmiyordum.
Pas grave. J'ignorais qu'il y avait quelqu'un.
Bana bakma. Burada toplanmak benim fikrim değildi. Onun fikriydi.
C'est lui qui a fixé ce rendez-vous.
Bakın, burada baskı altındayım, yani, artık ölü değildi.
Écoutez, je suis très stressé. Il n'était plus mort.
burada değildim 23
değildi 207
değildir 62
değildim 75
değildin 22
buradayım 1669
buradasın 260
burada 4271
burada ne yazıyor 27
burada ne işin var 798
değildi 207
değildir 62
değildim 75
değildin 22
buradayım 1669
buradasın 260
burada 4271
burada ne yazıyor 27
burada ne işin var 798
burada ne arıyorsun 599
burada da 32
buradan 750
burada kimse yok 180
burada mısın 154
burada ne yapıyorsun 1049
burada neler oluyor 706
buradan gitmek istiyorum 41
burada ne işim var 33
burada ne var 74
burada da 32
buradan 750
burada kimse yok 180
burada mısın 154
burada ne yapıyorsun 1049
burada neler oluyor 706
buradan gitmek istiyorum 41
burada ne işim var 33
burada ne var 74
buradan git 21
buradaydı 142
burada dur 141
buradasınız 63
buradan gidiyorum 95
buradalar 298
buradan defol 18
buradayız 338
burada değil 773
burada bekle 560
buradaydı 142
burada dur 141
buradasınız 63
buradan gidiyorum 95
buradalar 298
buradan defol 18
buradayız 338
burada değil 773
burada bekle 560