English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Burada değilim

Burada değilim Çeviri Fransızca

1,585 parallel translation
Burada değilim.
Je ne suis pas là.
Durdurmak için burada değilim ben.
Je ne suis pas là pour l'arrêter.
Evet ama badana yapmak için burada değilim.
Ouais, mais je ne suis pas ici pour putain de peindre.
Kimseyi tutuklamak için burada değilim.
Je ne suis pas ici pour arrêter quelqu'un.
Senin gönlünü çelmek için burada değilim.
Je ne suis pas là pour te courtiser.
Grecic'i öldürmek için burada değilim, Adam.
Je ne viens pas tuer Grecic.
Endişelenme ; bugün seninle sadece konuşmak için burada değilim.
Mais ne t'inquiète pas. Moi non plus, je ne suis pas venue discuter, aujourd'hui.
Yemek için burada değilim.
Je viens pas pour la nourriture.
Robert'la olan ilişkinizin ortasına girmek için burada değilim.
Je ne suis pas ici pour m'immiscer entre vous et Robert.
Sizi şımartmak ya da ilhamlandırmak için burada değilim.
Je suis pas ici pour vous dorloter ni pour vous inspirer.
İşe ihtiyacım olduğu için burada değilim.
Je ne suis pas ici parce que j'ai besoin du travail.
Burada değilim. Hoşuna gitti, değil mi?
Vous pouvez me trouver leur adresse?
Ama seninle burada değilim.
Mais je ne suis pas là, avec toi.
Isabelle, seni incitmek için burada değilim.
Je ne suis pas venu te faire du mal.
Sana karşı dürüst olacağım, dişlerim için burada değilim.
Laird, je vais être honnête avec vous. Je ne suis pas venu ici pour mes dents
Mükemmel olduğun için burada değilim.
Je suis pas avec toi car tu es parfaite.
Aslında, içimi dökmek için burada değilim.
Je ne suis pas vraiment là pour m'ouvrir.
Bakın, size İsa'yı anlatmak için burada değilim ben.
Je ne suis pas là pour parler de Jésus.
Benimle uğraşma oğlum, burada tek değilim.
Ne me fais pas passer à la casserole mec, tu sais que ce n'est pas que moi ici...
Şunu dinle. Ben alkolik değilim. - Burada bulunmak zorundayım çünkü mahkeme...
Ça explique beaucoup de choses dans ton comportement.
Ne yazık ki burada Yetkili değilim.
Mais j'ai pas le droit d'y aller.
Hayır asılmıyor ama ciddi olarak Zorlayan birisi var burada. Ahbap kör değilim.
Non, mais il a le béguin pour elle!
Anne, tamir edebileceğimizden bile emin değilim ve senin burada olduğunu bile bile dikkatimi oraya veremem.
- J'ignore comment arranger ça. Je ne peux pas me concentrer en te sachant ici.
Yoksa seni öldürmemiz mi? Burada olan şey birinin kıçına morfin yiyeceği. Bu noktada, bu kişinin kim olduğundan emin değilim.
Ce qui est sûr, c'est que quelqu'un va se prendre une dose de morphine et je me demande qui.
Kırgın değilim, fakat... Burada sana ait bir şeyler olduğunu sanmıyorum ama kemiklerin, yani...
Sans vouloir t'offenser, je ne crois pas... qu'il y ait autre chose
Burada kapana kısılmış olabilirim, ama ben suçlulardan biri değilim.
Je suis peut être piégée ici, mais je ne suis pas une des prisonniers.
Orada burada rastladığın s * kilmiş g * tlerden değilim.
Je ne suis pas un de ces couillons.
Ben burada mutsuz değilim.
Je ne suis pas malheureux ici.
Burada yalnız değilim.
Je ne suis pas seul ici.
Birini daha burada bırakacak değilim.
Je n'abandonne plus personne.
İçinizden bazılarınızın, hatanın bende olduğunu düşündüğünden eminim. Burada kötü olan ben değilim, sadece o.
Je suis sûre que certains d'entre vous croient que c'est entièrement ma faute et que je suis la méchante.
Burada bekleyecek değilim.
Je ne vais pas attendre tranquillement.
Bakın şuraya, genç kız ve ucube de burada. Gerçi hanginiz hangisi emin değilim.
Et regarde, c'est la fillette et le monstre, bien que je ne sois pas sûr de qui est qui.
Dürüst olmak gerekirse buna emin değilim. Yani o burada ve iyi ama işe döndüğünden beri hiçbir toplantıya katılmadı. Telefonlarına cevap vermiyor.
Pour être honnête, je n'en suis pas sûr, je veux dire, il est ici et il va bien, mais depuis qu'il est revenu travailler, il n'a été à aucune réunion, il ne donne pas de coups de fil,
Ve burada suçlanacak tek kişi ben değilim.
Je ne suis pas le seul fautif.
Ama burada, ben, öyle değilim.
Et ici, ce n'est pas le cas.
Burada hayatlarınızı kurtarmaya çalışıyorum. Düşmanınız değilim!
J'essaie de sauver votre peau, je ne suis pas votre ennemi!
Rita, burada hiç iyi durumda değilim, tamam mı?
Ça va mal ici, tu comprends?
Burada gördüklerimden memnun değilim!
J'aime pas ça!
Ben burada sadece koç değilim, ayrıca atletizmden sorunlu müdürüyüm.
{ \ pos ( 192,225 ) } Je ne suis pas seulement le coach ici, { \ pos ( 192,225 ) } mais aussi le directeur des sports.
Burada ne kadar kalacaklarından emin değilim.
Je ne sais pas trop combien de temps ils vont rester.
Burada değilim.
Je suis absent.
Burada çok karmaşık bir şeyin tam ortasında olduğum kesin. Hayır, ben kör değilim.
Certainement au milieu d'un truc très confus.
Burada ne kadar süreyle kalacağıma emin değilim.
Je ne sais pas exactement combien de temps je vais rester.
Burada durup bütün bunları dinleyecek değilim.
Je ne vais pas rester là à me faire interroger par ce pervers.
Burada çalışan tek şartlı tahliyeli ben değilim.
Je suis pas le seul employé en conditionnelle ici.
Senin ayak işlerini yapmak için burada değilim.
Je suis pas là pour faire tes courses, mais pour te dire comment aider le mouvement.
Ben değilim. Tüm zamanımı burada harcadıktan sonra.
Pas moi... après tout le temps que j'ai passé ici.
Burada savaşmak için hiç istekli değilim.
Le spectacle de leur bataille m'a plus que satisfait.
- Artik burada yeni degilim.
- Je ne suis plus nouvelle.
Katliamı görmek için burada kalmak istediğimden pek emin değilim..
Je n'ai pas envie de traîner ici pendant le massacre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]