English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Böy

Böy Çeviri Fransızca

7,217 parallel translation
- İyi bir eğitimden geçmemişsin ama. Bir lobi görevlisi böyle bir bilgiyi asla vermez.
Tu as été mal formé, un lobby-boy ne fournit jamais ce type d'information.
Geç boy atınca böyle oluyor işte.
Croissance tardive, et voilà.
Seninki ise şimdiden geldi kovboy.
Mais maintenant, c'est la vôtre, cow-boy.
Bu kovboy gibi konuşmaları geçelim artık.
Abrégeons, pseudo-cow-boy.
Babam kötü adam mı?
- C'est un bad boy, papa?
Büyük boy Dr. Pepper ve Chetetos'cusun sen.
T'en bouffes, du Dr Pepper et des Cheetos!
Çocuklar için orta boy.
- Pour enfant.
Model Çocuğa ve Dr. Gerizekâlı'ya ne oldu?
Donc, Modèle Homme Boy et le Dr Non So Smart...? Emporte.
Nörologların mühendislerin, matematikçilerin ve bu salondaki hackerlerin zekâsını birleştirsek en basit yapay zekâyla boy ölçüşemez bile.
L'intellect des neuroscientifiques, ingénieurs, mathématiciens et... pirateurs... dans cette salle... est pâle comparé à l'intelligence artificielle de base.
50'lerin sonunda ise Dunes Casino'da Amerika'nın ilk üstsüz kızları boy gösterdi.
Dans les années 50, les filles topless et le Dunes Casino.
Jersey Boy 8 Tony ödülü kazandı.
Jersey Boy a gagné huit Tony.
Yapmak ister misin bebeğim?
On rejoue Baby Boy?
Sade, orta boy bir mum alıp para üstü olarak dört Klubeck geri al.
Achetez un demi-cierge et récupérez 4 klubecks.
- Ben Zero, efendim. Yeni lobi görevlisi.
Zero, monsieur, le nouveau lobby-boy.
Anladığım kadarıyla bu delikanlıyı el altından lobi görevlisi olarak almışsınız.
Dois-je comprendre que vous avez furtivement engagé ce garçon en tant que lobby-boy?
Neden lobi görevlisi olmak istiyorsun?
Pourquoi voulez-vous être lobby-boy?
Hiç lobi görevlisi oldunuz mu, efendim?
Avez-vous été lobby-boy, monsieur?
Büyük Budapeşte Oteli'nde, Mösyö Gustave'ın sıkı komutasında eğitime alınmış kıdemsiz bir lobi görevlisiydim.
Apprenti lobby-boy débutant à l'Hôtel Grand Budapest sous les ordres stricts de M. Gustave H.
Bir lobi görevlisi nedir?
Qu'est-ce qu'un lobby-boy?
Bir lobi görevlisi tamamen görünmez ve her daim görünür bir yerde olmalıdır.
Un lobby-boy est totalement invisible, quoique toujours à portée de vue.
Bir lobi görevlisi insanların nelerden nefret ettiğini unutmaz.
Un lobby-boy retient ce que les gens détestent.
Bir lobi görevlisi müşteri beklenti içine girmeden önce onun beklentisini sezinler.
Un lobby-boy anticipe les besoins des clients avant que les besoins ne deviennent besoins.
Her şeyden öte, bir lobi görevlisinin ağzı sıkıdır.
Un lobby-boy est, par-dessus tout, discret à l'excès.
Ellerinizi lobi görevlimin üstünden çekin!
Enlevez vos pattes de mon lobby-boy!
- Otto bayım, yeni lobi görevlisi.
Otto, monsieur, le nouveau lobby-boy.
Bir dönem Büyük Budapeşte'deki en iyi lobi görevlisi bendim belki de.
J'ai été considéré un temps comme le meilleur lobby-boy qu'on n'ait jamais eu au Grand Budapest.
Son birkaç yıldır, boy gösteren bir sürü delikanlı var. Ama sonunda hepsi köpekler gibi ölüyor.
Toutes ces annà © es, nombreux sont ceux qui ont essayà ©, et ils ont tous fini au fond de la rivià ¨ re, n'est-ce pas?
Şu kovboy kılıklı olan mı?
Ce cow-boy?
Jesse'nin kovboy ayaklarıyla yürümez bu iş.
Jesse qui joue au cow-boy, ça me va pas.
- Büyük boy kahve lütfen.
Un grand café, SVP.
Benimle konuştu ve bana bir gün herkesin seni tanıyacağını söyledi..... ve hiçbir şey hem de hiçbir şey, seninle boy ölçüşemeyecek.
Il m'a parlé et m'a dit qu'un jour, tout le monde connaîtra ton nom. Rien ne pourra t'atteindre.
Eve döndün, Billy'cik!
T'es de retour, Billy boy!
Tanrım, çocuklar boy atmışsınız.
Vous avez grandi.
Ne diyorsun deli oğlan, benimle boy ölçüşmeye var mısın?
Alors, vas-y, Crayola, tu veux colorier ou quoi?
- N'aber oğlum?
- Hey, boy.
Biz yalnız bir korucu gibi görünebiliriz, Richard
On a un cow-boy dans la salle.
Çizgiyi takip et, kovboy.
- Avec les autres, cow-boy.
Oh, kovboy felsefesi, huh?
Docteur Cow-boy ès moteurs...
Hadi kovboyu Texasa geri yollayalım.
On renvoie le cow-boy au Texas.
Pep Boy bizim büyük sponsorlarımızdan biri.
Pep Boys est l'un de mes plus gros sponsors.
- O pis kovboy menini suratıma fırlat!
Envoie cette semence de cow-boy dans mon visage!
İçeri girdiğimde, bu çiftlik çalışanı sanki onun gösteri midillisiymiş gibi Becky'nin üstündeydi.
Je suis entrée, et il y avait un cow-boy qui montait Becky comme si elle était un poney de spectacle.
"Tezek" bir kelimedir, fiil değil biliyorsun.
Cowpoke signifie cow-boy. Rien à voir avec la baise.
Tanrı'nın eliyle yaratılan bir mucizeyle bir şeytan nasıl boy ölçüşebilir ki?
Un démon peut-il rivaliser contre un miracle créé par la main de Dieu?
Evden çok uzaktayız, dostum.
Nous voilà au bout du monde, cow-boy.
Barbekü sosunun üstünde zıplama zamanı...
Sors la sauce barbecue, cow-boy!
Hüloggg! İşe yaradı.
Il a sa torche, cow-boy!
Bu yüzden ya Terry Wallace'un altın çocuğu oluruz yada Taşaklı Başkan Bradley'e döneriz.
Ce sera le golden boy Terry Wallace ou l'ancien maire poids lourd Bradley.
Ne yazık ki küçük boy olanlardan.
Ce sont des individuelles.
O... Tupac şey olabilirdi Tyler Perry filminde esmer tenli bir erkek arkadaş rolünde olabilirdi.
Tupac serait peut-être le petit ami bad boy dans un film de Tyler Perry.
Pekala, bak ne diyeceğim, kovboy?
Eh bien, tu sais quoi, cow-boy?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]