Böyle bir şey olmayacak Çeviri Fransızca
771 parallel translation
Seni temin ederim böyle bir şey olmayacak.
Bien sûr que non voyons.
Bir daha böyle bir şey olmayacak.
Finis les ennuis.
Böyle bir şey olmayacak.
Il n'arrivera rien de tout cela.
Bu arada bir daha böyle bir şey olmayacak.
Que ça ne se reproduise pas.
Böyle bir şey olmayacak.
Ça n'arrivera pas.
- Böyle bir şey olmayacak.
Hors de question.
Bir daha asla böyle bir şey olmayacak.
Ceci n'arrivera plus jamais.
Böyle bir şey olmayacak, merak etme.
- Non, mais je déteste.
- Sonraki Salı'ya kadar böyle bir şey olmayacak.
- Mais c'est mardi prochain.
Asla böyle bir şey olmayacak.
C'est du provisoire.
Böyle bir şey olmayacak, söz veriyorum.
Ça n'arrivera pas, je vous le promets.
Böyle bir şey olmayacak. Hafta sonu için ciddi planlarım var.
Je suis très pris ce week-end.
Bir kez daha tekrarlıyorum : Teslim ol! Böyle bir şey olmayacak!
Je vous le redis, rendez-vous.
- Böyle bir şey olmayacak.
- Il ne témoignera pas.
Böyle bir şey olmayacak.
Jamais!
Bu palavra diyarından geri dönelim, çünkü böyle bir şey olmayacak.
Redescends de ta planète enchantée. ça n'arrivera jamais.
Bana böyle bir şey olmayacak, anladın mı?
Ça m'arrivera pas. Tu comprends?
Bir daha asla böyle bir şey olmayacak.
Ce genre de truc peut plus arriver.
Böyle bir şey olmayacak.
Cela ne se produira pas.
Böyle bir şey olmayacak.
Impossible.
Sana söz veriyorum böyle bir şey olmayacak. Order'ın seni incitmesine asla izin vermeyeceğim.
Je te promets que je ne laisserai jamais l'Ordre te faire du mal.
Bir daha böyle bir şey olmayacak.
Ça ne se reproduira plus.
Böyle bir şey olmayacak.
Rien de tout cela ne m'arrivera.
- Böyle bir şey olmayacak. Delta Lambda Kardeşliği gördüğüm en sikindirik...
Ces nanas de Delta Lambda sont des putains de....
- Böyle bir şey olmayacak. - Belki Avrupa'daki 10 ulus değildir. Belki Rusya'daki 10 ulustur.
Ce n'est peut-être pas dix nations d'Europe, mais dix nations de Russie.
Bir daha asla böyle bir şey olmayacak.
C'est la derniére fois.
- Asla böyle bir şey olmayacak. - Sen cennetten kendini sürdürdün.
- Tu t'es exilé du paradis.
Böyle bir şey olmayacak.
Il n'en est pas question.
Ama ilgilenmekten vazgeçeceğimi sanma çünkü asla böyle bir şey olmayacak.
Mais ne t'attends pas à ce que j'arrête de m'inquiéter pour toi, ça n'arriverajamais.
Artık, endişe etmene gerek yok çünkü bir daha böyle bir şey olmayacak.
Et ne t'inquiète pas, ça ne se reproduira pas.
Bize ne bundan. Her ne olursa birlikte olacağız ve bence böyle bir şey olmayacak.
Si ce n'est pas le cas, on passera un moment mémorable!
- Böyle bir şey olmayacak.
- Ça n'arrivera pas.
- Böyle bir şey olmayacak.
- Ca n'arrivera pas.
Sonra beni dalmaya götürdü ve evcil hayvanı olan deniz atıyla tanıştırdı ki o şey bana, davetkâr bakışlar atıyordu ama yok artık, böyle bir şey olmayacak tabii ki.
Il m'a emmenée plonger, son hippocampe m'a fait du gringue... mais j'étais pas d'accord du tout.
Bir daha böyle bir şey olmayacak.
C'est la seule et l'unique.
Böyle bir şey olmayacak!
- ILYAPAS DE RISQUE.
- Böyle bir şey olmayacak.
- N'y comptez pas.
Bir daha böyle bir şey olmayacak.
Cela n'arrivera plus.
Ve söz veriyorum bir daha böyle bir şey olmayacak.
Et je vous assure que rien de tel ne se reproduira.
Böyle bir şey olmayacak.
Il sera pas libéré.
Anlattıklarıma ekleyeceğim bir şey yok, Müfettiş. Hepsi bu kadar. Böyle konuşmanızın bir yararı olmayacak Bay Lawrence.
J'ignore si je peux vous aider, mais posez-moi vos questions.
- Böyle bir şey olmayacak.
Pas question.
Size söz veriyorum, bir daha böyle bir şey asla olmayacak.
Je vous promets que cela ne se reproduira pas.
Seni tekrar görene kadar böyle yaşayacağım geldiğinde de geçmiş diye bir şey olmayacak.
"Je vis ainsi jusqu'à ce que je te revoie... " et puis tu es là et le passé n'est plus.
Böyle giderse, hokey oyuncuları aktör ve serseriden başka bir şey olmayacak.
Si ça continue, les hockeyeurs ne seront plus que des clowns, des voyous.
Anlaşmamız böyle Petrov, Tanner'a bir şey olmayacak.
C'était notre accord, Petrov, on ne touche pas à Tanner.
Böyle bir şey asla olmayacak.
Cela n'arrivera jamais.
Böyle bir şey asla olmayacak.
Ton alibi a intérêt à être béton.
Böyle birisinin büyük bir anti terörist grubun başı olması olmayacak bir şey değil.
Le chef de la plus importance force anti-terroriste du pays est sur le point de commettre l'impensable.
Çok haklısın, bir daha böyle bir şey olmayacak.
Tu as raison, ça n'arrivera plus jamais.
Tatlım, böyle bir şey hayatta olmayacak. Ne?
Non, chérie, c'est impossible, crois-moi.
böyle bir şey yok 21
böyle bir durumda 32
böyle bir şey 44
böyle bir şey olamaz 25
böyle bir yerde 16
böyle bir şey olmadı 17
böyle bir zamanda 26
böyle bir şeyi nasıl söylersin 18
bir şey olmayacak 68
böyle 531
böyle bir durumda 32
böyle bir şey 44
böyle bir şey olamaz 25
böyle bir yerde 16
böyle bir şey olmadı 17
böyle bir zamanda 26
böyle bir şeyi nasıl söylersin 18
bir şey olmayacak 68
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
böyle yapma 93
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
böyle yapma 93
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle söyleme 179
böyle olsun istemedim 34
böyle mi 243
böyle işte 52
böyle şeyler 30
böyle değil 53
böyle gel 42
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle söyleme 179
böyle olsun istemedim 34
böyle mi 243
böyle işte 52
böyle şeyler 30
böyle değil 53
böyle gel 42