English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Danıel

Danıel Çeviri Fransızca

273 parallel translation
El Ece Bra'dan yine bir ziyaretçi vardı.
Un émissaire d'El Ece Bra est arrivé.
Kendisi... Neydi onun... El Ece Bra'dan Şeyh Emir.
Il est... comment déjà... cheik d'El Ece Bra.
Bunu sana El Sordo'dan dönerken anlatmak istedim, fakat sen duymak istemedin.
Je voulais te le raconter après la rencontre avec El Sordo, mais tu ne voulais pas.
Lewt El Paso'dan daha dönmedi.
Lewt n'est pas rentré d'El Paso.
El Paso ve Amarillo'nun Sodom ve Gomorra'dan hiç farkı yok, belki... biraz olabilir, ama Beezelbub'da senin gibilere ne derler bilir misin?
El Paso et Amarillo rappellent... Sodome et Gomorre... à plus petite échelle, bien sûr... Par Belzébuth!
"diğerleri içerideki çalışanların el ve ayaklarını bağladı. " Daha sonra, önceden kullandıkları kapıdan çıkarak... " oradan hızla uzaklaştılar.
Ils sont repartis empruntant le même chemin emportant la paie de la quinzaine :
El Paso'dan bahseden kim?
Comment, El Paso?
İstesem ben bile arayıp El Paso'dan telgraf çektirebilirim.
Je peux en faire autant!
Gemisi limandan ayrılırken, Namiko kıyıdan ona el sallıyordu
Il se hâta de rejoindre son navire à Zushi laissant à terre sa Namiko.
Dans etmeye gideriz. El Morocco'dan atıldığımızda, Village'a gideriz.
- Ensuite on ira danser quelque part, et quand on nous mettra à la porte du Morocco, on filera jusqu'à Greenwich village.
General, Fuller'dan, yarın akşam Fuller'ın Savaşçıları için vereceğim partiden sonra benimle el sıkışmasını istiyor.
Fuller me donnera son accord après le banquet de demain soir pour les Combattants de Fuller.
Kardeşin Morgan geçen yıI... beni Deadwood'dan sürüp 10.000 dolarıma el koydu.
Votre frère, Morgan, m'a expulsé de Deadwood l'an dernier avec 10 000 $ d'amende.
O Betty'den, Betty, Bayan Thornton'dan duymuş. - Bariz bir ilk el.
Essayons de préserver ce qui reste de la famille.
Arayan olursa Dan, El Morocco'da olacağım.
Si on appelle, je suis au El Morocco.
Bayan Vole'dan mesajlar almıştım. El yazısı onunkine benziyor.
Mme Vole m'a déjà écrit, je reconnais sa main.
Onu El Paso'dan tanıyorum.
Je le connais d'El Paso.
Scott, başka herhangi bir araştırmacı subayın kolayca yapabileceği... bu iş için, Broderick'i taa El Paso'dan buraya kadar sevk etmek zorunda kalmış.
Scott a dû envoyer Broderick... pour exécuter une mission.
Söyle bakalım. Hava Savunma'dan Barney Rutkowski. El Paso'ya gönderilen 12 tane birlik nakliye uçağı hakkında ortalığı ayağa kaldırıyor.
Le général Rutkovski proteste... contre l'envoi de douze avions de transport en direction d'El Paso.
Santa Cruz'dan sonra El Paso'ya doğru gittik ama her yandan kuşatıldık.
Nous étions sur le chemin d'El Paso. Ils nous sont tombés dessus de partout.
El Paso'dan çaldığın kasa.
Celui d'El Paso.
Hepimiz batıdan görünen yola bakıyoruz. Ve aslında şimdi her an, El Dorado'nun ilk yarısını... altın yarışını tamamlayacak arabayı görüyor olmamız gerek.
En nous tournant vers l'ouest, à tout moment, nous devrions voir apparaître la voiture qui va compléter la première moitié de l'El Dorado, la ruée vers l'or.
O zamana dek Murphy Arizona'dan Teksas'a kadar her şeye el koyar.
Entre-temps, Murphy aura fait main basse sur tout ce qui existe entre l'Arizona et le Texas.
Onu ikinci el kitapçıdan satın aldım.
Je l'ai acheté d'occasion.
Beni karıştırmayın, Leopold ve Lobe'dan beri tek el kazanamadım.
J'ai pas gagné une seule fois depuis 1924.
Amerika'dan Mr.William Fraser notun gerçekten Mrs.Douglas tarafından yazıldığına dair ifade verecek ve bunu kanıtlamak için O'nun el yazısından örnekler gösterecek.
Qui va témoigner qu'il est bien question de l'écriture de Mme Douglas... et qui va soumettre des exemplaires de son écriture pour tout confirmer.
Santana'dan El Chicano'ya kadar her şeyi çalarız.
On joue de tout, depuis Santana jusqu'à El Chicano.
El Paso'dan.
D'El Paso.
Kaybederseniz, el konursa, Rusya'dan asla çıkamazsınız.
Si vous la perdez, si elle est confisquée, vous ne quitterez jamais la Russie.
Şu El Salvador'dan gelen çocuktan mı bahsediyorsun?
- Le gamin du Salvador?
Ramon bu sabah El Playon'dan birkaç kare yakaladım, belki işine yararlar...
Ramon, j'ai pris des photos ce matin... Ca peut t'aider.
Pauline Axelrod'dan "El Salvador'daki İki Haftam".
"Mon trip au Salvador par Pauline A."
Richard Boyl ve "El Salvador'dan Bir Pezevenk Geçti".
"J'ai fait les putes dans les bars du Salvador par Richard B."
Bunların da El Guapo'dan aşağı kalır yanı yok.
Ils ne valent pas mieux qu'El Guapo.
Muhtemelen Meksika'dan çıkmış en büyük aktör olan şu El Guapo ile bir tek şovumuza 100.000 pezo ödeyecekler.
Cent mille pesos pour faire une apparition aux côtés d'El Guapo... qui est probablement le plus grand acteur mexicain!
Sence bunlar bizi El Guapo'dan koruyabilecek mi?
Tu crois qu'ils pourront nous protéger si El Guapo nous menace?
Mal bu akşam dokuz buçukta El Paso'dan gelecek, kontrol et.
Ta came arrive à 9 h 30 d'El Paso, vérifie.
Vaşington'dan gelerek büroma el koyup delil yaratmamı isteyemezsin.
Tu t'amènes de Washington... tu me prends mon bureau, et tu veux que je fabrique des preuves.
Çünkü beni birkaç kez El Paso'dan uyuşturucu getirdiğime dair ihbar etmişti.
Elle m'a déjà dénoncé... plusieurs fois, elle a dit que je ramenais de la drogue de El Paso.
Kapıdan iki el ateş etti.
Il a tiré à travers la porte.
- Hayır, El Salvador'dan.
- Non, il est du Salvador.
Kapıdan sersemletici el bombalarından atıp, üç farklı noktadan içeri dalarız.
Une entrée en trois détonations.
Emilio El Zapa, Arthur Clay, Lawrence Wong. İyi bak, sayın danışman. Temsil ettiğin adam sorumlu bunlardan.
Emilio Zapa, Arthur Clay, Lawrence Wong, vous défendez l'auteur de ces méfaits.
San Ysidero'dan tanıdığımız insanlara rastlayabileceğimizi düşündüm ve bize El Polio del Mar'da yer ayırttım.
On aurait pu croiser des gens qu'on connaît à San Isidro, alors je nous ai réservé une chambre à El Pollo Del Mar.
Sevgili babacığım, eğer istersen bir uzmana danış ama ben bunun annemin el yazısı olduğunu kabul etmiyorum.
Père, consultez un expert si vous voulez... mais pour moi, ce n'est pas l'écriture de mère.
- El sanatları. Dan.
Artisanat.
Ona aşağıdan el salladım, ama başka yere bakıyordu.
Je lui faisais signe, mais il était ailleurs.
Ben Bay House'dan şüphelenmiştim etrafa bakıyordum, birden yerde bir el gördüm.
- Je suspectais M. House. - Elle était nerveuse, on est entrés. - Il a un cinéma.
Antika İkinci el Pazarında tuvalette vahşice katledildi... maktulün Towson'dan 22 yaşındaki Carl Pageant olduğu belirlendi.
Lejeune homme assassiné au Marché des Antiquaires a été identifié comme étant Carl Padgett, de Towson.
El Paso'dan bir adam bulup getirmişler.
Il leur a mis un contrat.
El Salvador'dan ziyarete gelmiş.
Il venait du Salvador en touriste!
Bazı haydutlar Meksika'dan... gelen mallarına el koydular.
Une livraison d'alcool qu'il faisait venir du Mexique... a été détournée par des bandits.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]