Dürüst olalım Çeviri Fransızca
509 parallel translation
Tamam. Şimdi birbirimize karşı dürüst olalım, anladın mı?
Maintenant, nous allons avoir une petite conversation.
Kendimize karşı dürüst olalım.
Mettons-nous bien au courant.
Dinle, dürüst olalım!
Alyoshka, parlons franchement.
Yeteri kadar masum rolü yaptınız. - Birbirimize dürüst olalım.
Cessez de jouer les innocentes et soyons francs.
Dürüst olalım.
Franchement.
Artık birbirimize karşı dürüst olalım.
Soyons honnêtes.
Dürüst olalım.
- Tu crois ca?
Pekâlâ, dürüst olalım. - Şu andan itibaren elimizi açık oynayacağız.
D'accord, on va jouer cartes sur tables à partir de maintenant.
Dur bakalım orada. Dürüst olalım.
Attends, c'est injuste.
Bu yüzden dürüst olalım. Bu işin böyle olması lazım.
Les choses ne changeront jamais.
Bak, Caroline, birbirimize karşı dürüst olalım.
Je suis désolé, Caroline, je vais être clair.
- Hadi, şimdi dürüst olalım.
- Parlons franchement.
Avcı, savaşçı ve dürüst olalım, bir katil.
Chasseur, guerrier, et soyons honnêtes, assassin.
Dürüst olalım.
Soyons francs :
Artık dürüst olalım.
Jouons franc jeu.
Birbirimize karşı dürüst olalım diyen kişi sen misin?
Et c'est toi qui me disais qu'on devait être honnêtes l'un envers l'autre?
En azından bu seferlik dürüst olalım.
Soyons honnêtes pour une fois.
Dürüst olalım.
Soyons honnêtes.
Gerçekten dürüst olalım.
Maintenant, soyons vraiment honnêtes.
- Dürüst olalım. Bu fazla.
- Ce ne serait pas juste, c'est trop.
Alvy, dürüst olalım.
Alvy, ne nous voilons pas la face...
Dürüst olalım, Clifford, gerçekten dürüst.
Soyons honnêtes, Clifford. Vraiment honnêtes.
Kaldır, kenara at, şimdi dürüst olalım ;
Et la banque, soyons honnêtes
Daha ileri gitmeden önce, dürüst olalım.
Avant que tu ailles plus loin, soyons honnêtes.
Birbirimize dürüst olalım Percy, aslında sen!
Euh... oui. Voyons les choses en face, Percy... Ce sera toi.
Dürüst olalım.
Regardons les choses en face.
Dürüst olalım.
Soyons francs.
Dürüst olalım şimdi.
Je vais être franc.
Birbirimize karşı dürüst olalım.
Regardons la vérité en face.
Dürüst olalım olur mu Elliot.
Jouons franc jeu, OK?
Dürüst olalım, Lew.
Soyons honnêtes, Lew.
Peki, dürüst olalım.
Eh bien, voyons les choses en face.
Dürüst olalım.
Vraiment? Soyons francs.
Dürüst olalım. O tür kadınlar hakkında ne bilirsin sen?
Honnìtement, que sais-tu de ces femmes-lá?
Pekâlâ, bir birimize karşı dürüst olalım.
Parlons franchement.
Dürüst olalım. Bu senin için sadece bir olay.
C'est juste une affaire, pour vous.
Dürüst olalım, sen iyi bir malsın.
C'est la réalité. Tu vaux une fortune, jeune homme.
Birbirimize karşı dürüst olalım.
Et si on se parlait franchement, tous les deux?
Bayanlar ve baylar, dürüst olalım.
Mesdames et messieurs, soyons francs.
Nina, dürüst olalım. Bir adam spor ayakkabı giyiyor diye bu onu yeniyetme yapmaz.
Porter des baskets ne fait pas de quelqu'un un ado!
Dürüst olalım, bugün Roma'yı terk edersen bu kasti ve... -... hesaplanmış bir hareket demektir. - Ne kadar adaletsiz göründüğünü anlatamam.
Si vous quittez Rome aujourd'hui, ce sera l'acte d'opposition le plus délibéré et le plus calculé.
Ama dürüst olalım, son vuruş var, son vuruş var.
Mais soyons clair, il y a dernier fix et dernier fix.
- Ağır konuşuyorsun. Dürüst olalım.
Alors, je l'avoue :
Bak dürüst ol, İmparator oldun olalı, hiç yardımım dokundu mu sana?
Réponds-moi franchement. Ne t'ai-je pas bien assisté depuis que tu es empereur?
Dürüst olalım.
Vraiment?
Dört ton Alman otomobilinin kazancına karşı dört ton beyaz toz. Şimdi dürüst olalım.
Franchement.
Herneyse, bir şekilde komik. Dürüst olalım. Güney Afrikalılar da havuzda pek yetenekli değillerdir.
C'est drôle, mais franchement, les Sud-Africains sont pas géniaux dans une piscine.
Hadi dürüst olalım.
Pourquoi?
Dürüst olalım.
J'en suis conscient.
Dürüst olalım.
Mon garà § on se tape une nana.
Ama güzelliğini kaybediyordu. Dürüst olalım.
Genre valoches sous les yeux.