English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Genç efendi

Genç efendi Çeviri Fransızca

130 parallel translation
Genç efendi, sağlıcakla kal.
Merci, au revoir.
Genç efendi, sizin firketenizi istiyorlar. Öyleyse ver.
Ma ^ itre, on demande vos brosses de toilette.
- Genç Efendi bekliyor.
- Le jeune Maître attend.
- Genç Efendi bulundu mu?
- Avez-vous trouvé le jeune Maître?
Genç Efendi eve döndü!
Le jeune Maître est là!
Genç Efendi onunla karşılaşmak için yeteri kadar iyi değil.
Il n'est pas assez fort pour le jeune Maître.
Efendimizin şu andaki tek vârisi genç efendi Masamoto.
À ce jour, Sa Seigneurie n'a qu'un seul fils, le Prince Masamoto.
Genç efendi Masamoto hastalıktan öldü mü?
Le Prince héritier est mort?
Shiomi'nin kızının oğlu, genç efendi Kikuchiyo var.
Nous avons encore le Prince Kikuchiyo, né de la concubine Ichi.
Genç efendi dönmedi.
Mon fils n'est pas rentré de la nuit.
Her neyse, genç efendi Tindle'e küstahlığı sebebiyle bir ders verebileceğimi düşünmüştüm, cesaret testi de diyebiliriz.
Quoiqu'il en soit, j'ai décidé de donner une leçon à Mr Tindle... pour le rendre moins présomptueux, et mettre son courage à l'épreuve.
genç efendi?
- Le chevalier You?
Genç Efendi bu konu üzerinde fazla durmadı ve yoluna gitti.
Mais... le jeune maître passa son chemin.
Genç efendi beni kuyuya yaprak atarken gördü. Eğer, bunu polise anlatacak olursa sorun olur.
Le fils de la maison m'a vu quand j'étais au puits.
Genç efendi, ormanın bu tarafında ne arıyorsunuz?
Jeune maître! Que faites-vous? Le puits vous intéresse?
Herkesin dediğine göre aile şerefini korumak için, genç efendi kendini astı.
Curieux, curieux. En voilà une histoire.
Genç efendi gerçek siyahi ses istedi.
C'est la voix du vrai mâle noir, comme le petit maître blanc m'a demandé.
Yarasa adasında ne işleri olabilir ki? Genç efendi Yuan...
Le bateau vogue vers l'Île de la Carpe d'or.
Sen, Hanımefendi Sue'nun kardeşi genç Efendi Tsurumaru değil misin?
Seriez-vous le frère de Sué, Messire Tsurumaru? Oui!
Genç efendi Bruce gri midillisinin üzerinde, ben de arkasında patates çuvalı gibi, çamur içinde ve burkulan ayak bileğimle uğraşıyorum.
Et voilà le jeune Monsieur Bruce menant son poney gris avec moi sur la bête, tel un sac de patates, tout boueux, et dorlotant une cheville enflée.
Genç Efendi, döndünüz mü?
Jeune Maître, vous revoici?
Genç Efendi, Havai'de güzel vakit geçirdiniz mi?
Alors, comment c'était Hawaii?
Kandili mi yiyorsunuz, Genç Efendi?
- Il mange une sucette.
Genç efendi, şu düğmeye basın, komiktir.
Vas-y. Appuie, c'est marrant.
Buraya gel. Genç Efendi'yi odaya geri götür.
Emmenez mon fils.
Yeşim, Genç Efendi Zhu sizi istiyor. Shuren!
Jade, le jeune M. Zhu te demande.
Bence Yasemin'in bunu yapmasında Genç Efendi Zhu ile Hazine eşit oranda sorumlular.
Je crois que Jade a fait ça moitié pour le jeune M. Zhu et moitié pour Trésor.
Rahipler yardımsever ve nazikler. Bu yüzden Genç Efendi'ye, ailesinin katlini araştırmaya yardım etme sözü verdim.
Un bonze doit être miséricordieux, aussi ai-je promis à Ming d'enquêter avec lui.
Genç Efendi Uzun.
Le jeune maître Long!
- Khen, genç efendi geldi. - Khen, gidelim mi?
Khen, le jeune maître est là.
Genç Efendi Gandalf.
Jeune maître Gandalf.
Başbakan Yardımcısı Genç Efendi burada. Öyle mi?
Demain, nous étudierons l'histoire des Femmes Vertueuses.
Heil Hitler, genç efendi Stein.
Heil Hitler, Monsieur Stein. - Heil Hitler, Johann.
Genç efendi, acele etmeliyiz.
C'est une paysanne.
Genç Efendi, lütfen yeteneklerime biraz güvenin. Hayır.
Prince, vous pouvez me faire confiance.
Eğer bunu yaparsak anlaşmayı bozmuş oluruz, genç efendi.
Non, nous briserions le pacte.
Genç, efendi bir çocuk.
Il est impeccable.
Bu da bahse varım genç Efendi Hawkins'tir. Hawkins. Çok da güzel bir denizci ismi.
Hawkins, un vrai nom de marin.
Ve genç Efendi Hawkins neredeyse ölecekken, ona yardım edebildiğim için çok mutluyum efendim.
après avoir frôlé la mort.
Senin intikamını alacağım, genç hanım efendi.
Écoute, petite. On va venger ton frère.
Xiang Efendi, Sanırım, Macau'dan gelen... o cömert genç bey...
Maître Chiang, ce prétendu jeune maître de Macao est trop généreux. Il se peut que...
Xiang Efendi, O genç bey gene geldiler
Maître Chiang, il arrive.
Bu mu, Claire in arkadasi, sehirden cok efendi bir genc.
C'est un ami de Claire. Un jeune homme très bien, Chris Hayden.
Genç efendi küçüklüğünden beri kördür.
S'il est maladroit, soyez compréhensifs.
Dönmüşsünüz, genç Efendi.
Vous êtes de retour.
Genç Efendi.
Oh, mon Dieu!
Motor Kulübündeki efendi genç.
C'est le gentil jeune homme de l'auto-club.
Genç ve cesursun, Merry Efendi.
Vous êtes jeune et courageux, maître Merry.
Efendi'nin genç kız kardeşi.
La plus jeune soeur du maître.
Genç Efendi ziyaretinize gelmiş.
Madame.
Duygularımı seninle paylaşmamın nedeni, Efendi In-ho, genç bir adamın en güzel çağında ilk aşkını bulmasıdır. Ama maalesef bunun bir geleceği yok.
Un jeune homme dans la fleur de l'âge qui a trouvé son âme soeur, mais il se trouve que cela ne peut se faire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]