English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Genç bir kız

Genç bir kız Çeviri Fransızca

1,712 parallel translation
Yarından sonraki gün Elisha adındaki genç bir kız ölecek.
Après demain... Une jeune fille prénommée Elisha va mourir, et je n'ai pas la moindre idée de ce qu'il faut faire pour l'empêcher.
Genç bir kız.
Une jeune fille.
Kendi dergim beni kapaktan aldı ve evde, er geç annesinin bir pornocu olduğunu, öğrenecek olan genç bir kızım var.
Mon propre magazine m'a retiré de la couverture et chez moi, j'ai une ado qui découvrira tôt ou tard que sa mère a fait un porno.
Genç bir kız.
C'est une adolescente.
Genç bir kız olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyorum.
Je comprends complètement ce que c'est d'être une adolescente.
Genç bir kızı öldürdüğünü itiraf etti.
Il a avoué avoir tué une adolescente.
Güzel genç bir kız, üniversiteye gitmiyor ve bilinen bir işi yok... hem de şehrin o kısmında.Orada ne olduğu bir sır değil.
Une jolie jeune femme qui n'est pas à l'université sans travail... dans cette partie de la ville. Ce n'est pas un mystère ce qu'il se passe là-bas.
Yarışın genç bir kızın ölümüne bağlandı, hem de adaylığını açıklamadan hemen önce.
Ton concurrent s'est retrouvé lié au meurtre d'une jeune fille juste avant que tu n'annonces ta condidature.
Genç bir kız öldürüldü.
Une jeune fille a été tuée.
Sigara içmek için dışarıya çıkıyordum ve genç bir kız gördüm.
Oui, j'allais fumer une clope dehors quand je l'ai vue.
Babasını bu şekilde kaybeden genç bir kız için, hayat nasıl bir daha aynı olabilir ki?
Une jeune fille perd son père. Et tout change.
Bay Seizou'yla karşılaşmak dileğiyle çok uzaklardan gelen genç bir kız.
Une jeune fille qui dit venir de très loin pour ça.
Genç bir kız için yazmıştı.
Il a écrit ça pour une jeune femme.
Genç bir kız ve annesini arıyorum.
Je recherche une fille et sa mère.
Muhtemelen duymuşsunuzdur, genç bir kızın buralarda bir yerde olduğunu doğrulamaya çalışıyorum.
Comme vous l'avez sûrement entendu, je cherche à localiser une jeune fille.
Bereketi temsil eden genç bir kız çocuğu seçilir ve başrahip tarafından kanlı bir ayinle öldürülürdü.
Une jeune femme était choisie pour incarner la fécondité, puis tuée dans un rituel sanglant par le clergé en place.
Bıçaklama olayı gibi gözüküyor. Genç bir kız var.
Une jeune fille s'est fait poignarder.
Genç bir kızın en güzel şekilde görünmesini istemek suç mu?
Quoi? C'est pas normal qu'une jeune femme veuille paraître encore plus belle?
Şifonyerin alt çekmecesini açınca yüzlerce bonbonlar fırlardı. Bir genç kız bir çekmece dolusu bonbonla ne yapar ki?
Un jour, j'ai ouvert un tiroir de sa commode, il était rempli de pépitos, des centaines, ça débordait presque.
O bir genç kız. Seni bile dinleyebilir.
C'est une ado, elle t'écoutera.
Sen de benim kadar iyi biliyorsun ki hiçbir hakim bunu imzalamaz. Çünkü bu dengesiz genç kızın trajik ölümü ile ilgili hiçbir şey yapmayan oğlumu suçlamak için bir nedenin yok.
Vous savez aussi bien que moi que le juge ne le signera pas, parce que vous n'avez aucune raison de soupçonner que mon fils a quelque chose à voir avec la mort tragique de cette gamine désorientée.
Evet biilirsin, Yüzmekten korkan insanların okyanusa atılması gibi, ya da genc bir kızın yatagına yılan konulması.
Ouais, tu sais, comme jeter quelqu'un dans l'océan si il a peur de nager, où mettre un serpent dans le lit d'une fille
Böyle genç ve sorunlu bir kızın bütün gece tek başına bırakılması ihmalkarlıktan başka bir şey değil.
Laisser une femme malade comme elle toute la nuit est négligent, au mieux.
Hayır, hayır, görüntüden bayağı hoşlandım genç Charles Eppes bir kız yüzünden şiddete başvuruyor.
Je trouve ça plutôt amusant l'image du jeune Charles Eppes ayant recours à la violence pour une fille.
Onun kanı kaynayan bir genç, senin de rock bar işleten, dövmeli güzel bir kız olduğunu düşünürsek, bir mucize beklemiyorum.
je n'attend pas de miracle.
Bir genç kızın ümitsizce sevdiği kızından ayrılmak uğruna aldığı, karmaşık kararın yürek burkan ama ilham alınacak öyküsünü.
Le récit déchirant mais quand même inspiré de la décision complexe prise par une jeune fille de se séparer de la fille qu'elle aime désespérément.
Bence, bir genç herşeyi yerine uydurmak ister ; iyi bir kız bulmak, belki de, günün birinde, harika işler yapmak.
Un gars veut juste se faire sa place, trouver la fille idéale, pour accomplir de grandes choses.
Erkekler şunu nasıI anlamazlar, her kadın, yedisinde de yetmişinde de, içinde, garip, özgüvensiz, kendini tanıyan bir genç kız barındırır.
Comment ça se fait qu'aucun homme ne comprenne que chaque femme, qu'elle ait 16 ou 60 ans, a toujours cette maladroite, sans assurance, timide adolescence en elle?
Bir dakika okulun gurur abideleri absürd kayıp papağanları, keçileri arıyor... bir iki saat sonra da, kayıp bir genç kız cinayetini aydınlatmaya çalışıyor.
Un moment recherchant l'absurde, des perroquets et des chèvres, symboles d'une fierté pour son école que je n'ai pas, et une heure plus tard, traquant l'effroyable, le meutrier d'une adolescente.
Ben normal bir okul gezisine giden normal bir genç kızım.
Je suis une ado normale qui participe à un voyage scolaire rien de plus normal.
İki işim var ve bir genç kızım var.
J'ai 2 boulots et une ado.
O bir genç kız.
C'est une ado.
Sekiz aydan biraz falza. Ve o bir genç kız.
Un peu au-dessus de 8 et c'est une ado.
Dina Kingston adlı genç bir kadını arıyoruz. Kelly adında küçük bir kızı var. Bu dosya ile siz ilgileniyormuşsunuz.
M. Van Etten, nous cherchons une jeune femme appelée Dina Kingston.
Seninyaşında bir genç kızın regl olması çok doğaldır.
Avoir ses règles, c'est tout à fait normal pour une jeune femme de ton âge.
... çünkü hayatınız belli bir kısmında bu kişiyle sık sık karşılaşırsınız. Bazen genç ve fakir olduğunuz zaman.
Parce que tu rencontres toujours cette personne à un moment où tu es jeune et pauvre.
Yaklaşık yirmi yıl önce genç fakir bir adam... zengin bir adamın kızına aşık oldu.
Il y a 20 ans, un pauvre pasteur tomba amoureux de la fille d'un homme riche.
Başka bir sebepte... Bay Briggs adlı bir avukat genç kızı aramış fakat kız ortadan kaybolmuş ve bir daha görülmemiş.
Pour une raison complétement différente... un certain Mr Briggs, jeune avocat, s'est mis à la recherche de cette femme
Çık ilginç genç bir kadınsınız!
Vous êtes vraiment une femme étrange
Karşımızdaki ne tür bir genç kız, anlamak için.
Histoire de mieux connaître nos pensionnaires.
Genç kızın mest edici kokususunun gücüyle bir anda hayata neden dört elle, sıkı sıkı tutunduğunun farkına vardı.
L'envoûtant pouvoir du parfum de la fille lui fit soudain apparaître clairement... pourquoi il s'était cramponné à la vie avec autant d'obstination et d'acharnement.
Her 18 haftada bir buraya bir grup genç gelir hepsi de şehrin güzel kızını götürme hevesindedir.
Chaque session, un groupe de gars arrive, chacun cherchant à baiser avec le talent local.
Hayalleri olan bir genç kız olmak nasıl bir şeydir bilirim.
Moi aussi, j'avais des rêves.
Baybridge'de bir su kulesinde kısılı kalan bir genç kız ile ilgili haberimiz var. +
On nous rapporte qu'une jeune fille serait pià © gà © e Dans le chà ¢ teau d'eau Baybridge.
Benim gibi genç ve utangaç bir kızı eğitecek kadar kibar biriydi.
Il a été assez gentil pour donner à une jeune fille quelque bonne éducation.
Bir zamanlar neşeli ve hayat dolu olan o genç kızın nasıl bu yalnızlığa düştüğüne ağlıyor.
Elle se remémore la jeune fille pleine de vie qu'elle fût, la femme seule qu'elle est devenue.
Çok hoş bir genç kız olmuşsun.
Tu es devenue une belle jeune femme.
Her şeyden önce güzel bir genç kızın hayatının en fevkâlade günlerinden birinde burada bulunan herkese hoşgeldiniz demek istiyorum.
Tout d'abord, merci d'être venus fêter avec nous ce jour si merveilleux dans la vie d'une belle jeune fille.
Bugün Noel Arifesi, ve biz terasa çıkıp kendimize bir ateş yakacağız, sonra şampanya patlatacağız sonra da genç ve diri oluşumuzu kutlayacağız.
C'est la veille de Noël. On va s'asseoir dans le patio, se faire un petit feu, boire du champagne et célébrer le fait qu'on est jeunes et pleins de vie.
Sevimli bir genç kız Eşsiz ve arzulanır...
Une belle fille vive.
Ve annem. Ona bir bakın. Bir genç kız gibi.
Et ma mère, regardez-la, on dirait une petite fille!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]