Gidersen Çeviri Fransızca
2,339 parallel translation
" Eğer gidersen, herşey hakkında yalan söylemek zorundasın.
Si vous partez, alors vous devrez mentir sur tout.
Dışarı gidersen, öleceksin.
Si tu sors, t'es mort.
Eğer böyle çekip gidersen paranı alamazsın.
Attendez. Vous ne serez pas payé si vous partez maintenant.
Şimdi gidersen, bundan asla emin olamayacaksın.
Si vous partez maintenant, vous ne saurez jamais.
Kime gidersen git.
Dis-le à qui tu veux.
Betty! Şimdi hiçbir yere gitme, gidersen seni avlar getiririm.
N'allez nulle part ou je vous pourchasserai.
Eğer gidersen, Betsey kalır.
Tu ne peux pas l'emmener. Ne fais pas ça, Dell.
Eğer yarın gidersen,... büyüdüğünde ona anlatacağım.
Si tu viens demain, quand elle sera grande, je lui dirai
Eğer gidersen, geri gelme.
Si tu pars, ne reviens pas!
Onunla gidersen de keyfin bilir.
Et tu peux bien repartir avec lui.
Yarın, oraya biz olmadan gidersen.
- T'allais te pointer sans nous demain.
Hayır, hayır, şimdi onsuz gidersen, ben kötü olurum.
Ah nan si t'y vas seul maintenant, je vais passer pour le méchant..
Nereye gidersen git, kişiliğin değişmeyecek.
Où que tu ailles, c'est toujours pareil.
Hem gidersen buradaki tek bekâr insan ben kalırım.
Si tu pars, je serai la seule sans partenaire.
Eğer gidersen, sadece kendi sağlığını değil, büyük ihtimalle tüm halkın sağlığını tehlikeye atacaksın.
En partant, vous mettez en danger votre santé mais aussi toute la communauté.
Çünkü sen gidersen itimada dayalı güven konuşmanla elin boş geleceksin.
Car si tu y vas, vous parlerez responsabilité fiduciaire
Olivia Hamilton'u rahat bırakmazsan nereye gidersen git seni bulurum ve ve yeri bir güzel öptürür, Bay Segal'e de nasıl biri olduğunu söylerim!
Si vous ne laissez pas Olivia Hamilton tranquille, je vais aller à cette usine aéronautique où vous cirez les parquets et je vais rencontrer M. Segal.
Bu akşam burada bir iş görüşmem var. Yani birkaç saatliğine gidersen çok iyi olur.
J'ai une réunion ici ce soir donc si tu pouvais sortir quelques heures...
Gidersen daha iyi olucak.
Ça sera mieux si tu me laisses partir.
Onunla gidersen, başladığın yere geri dönmüş olursun.
Kim! Si vous le suivez, vous retournerez dans un bordel.
Gidersen Wendi ne yapar biliyor musun?
Tu réalises que Wendi va perdre ce client si tu t'en vas?
Eğer gidersen ben bunu nasıl bitireceğim?
Comment vais-je y arriver sans toi?
Kim olduğun, nereye gidersen git, seninle götürdüğün bir şeydir.
Tu emmènes ta personnalité avec toi où que tu sois.
- Eğer buradan çıkıp gidersen kimse senin beceriksiz olduğunu düşünmeyecek.
- Personne ne pensera à mal si tu sors d'ici maintenant. Alors sors maintenant.
Eğer o kapıdan çıkıp gidersen, bir daha asla bana gelme.
Si tu passes cette porte, j'en ai fini avec toi.
Cal, eğer çıkıp gidersen bana ne yapacaklarını adın gibi biliyorsun.
Cal. Tu sais exactement ce qui va m'arriver si tu t'en vas.
Göle gidersen eğer, nefes almayı bırakırsın.
Si vous allez vers le lac, vous arrêtez de respirer.
Eğer gidersen Peter yalnız git.
Si tu y vas Peter, vas-y seul.
Çünkü çok iyi olacak, gidersen...
Ça m'aiderait beaucoup que tu...
Eğer şimdi gidersen MI5 benimle oynadığını düşünecek.
Si tu pars maintenant, le MI5 pensera que tu me balades.
Otoritemi kullanmıyorum, Ben, ama eğer çekip gidersen çok kızacağım.
Je ne joue pas du galon, Ben, mais je serais vexée si tu passes cette porte.
Yani eğer İspanya'ya gidersen, iyi olacaksın.
Alors, si tu pars en Espagne, ce sera parfait.
Eğer turneye gidersen, yine iyi olacaksın.
Et pareil, si tu pars en tournée.
# Bir gün gidersen sen terk edersen... #... mutlu severken ölüm çok erken.
Si tu t'en vas un jour, si tu me quittes, C'est trop tôt pour Ia mort, lorsqu'on s'aime
# Sen gidersen ah yeşiller siyah... #... benim kalbim de susar bir sabah.
Si tu t'en vas, ah, Ies verts deviennent noirs Et mon coeur se tait un matin
Şu an kalbinin paramparça olduğunu biliyorum... -... ama gidersen pişman olabilirsin.
Je comprends que vous ayez le cœur brisé, mais vous risquez de le regretter.
Peki, eğer gidersen, .. Parker'la özel zaman.. -.. geçirebilecek misin?
Si tu fais ça... ne ripostera-t-elle pas en insistant pour partager tes moments avec lui?
Eğer çekip gidersen, kendin için yaparsın.
Si tu t'enfuies, c'est pour toi.
Teknik servise gidersen sorunu çözemezler ve sürekli böyle hoplarsın.
Faut rester fidèle à la marque, sinon le capteur va déconner, et y aura des ratés.
Belki temyize gidersen, ama önce bu talep ile Baxter'a gitmelisin.
Peut-être en appel, mais vous devez retourner voir Baxter avec cette demande.
Buenos Aires'e gidersen, mükemmel bir erkek arkadaş bulursun.
Si tu vas à Buenos Aires tu trouveras un beau petit ami.
Gidersen kaybederiz.
Sans toi, nous sommes perdus.
Eğer gidersen sana bir kuruş bile ödemem.
Si tu pars, je ne te donnerai pas un sou.
Nereye gidersen git, bela peşinden gelir.
Les ennuis te suivent où tu vas.
Nereye gidersen git bela peşinden gelir.
Où tu vas... les ennuis te suivent certainement.
Nereye gidersen git, bu olay boynuna dolanmış zincir gibi, ömür boyu seninle birlikte gelecek.
Vous allez porter ce poids comme une chaîne, aujourd'hui, chaque jour, et pour le restant de votre vie.
Eğer gidersen, peşinden gelemem.
Si tu y vas, je ne peux pas te suivre.
Şimdi çıkıp gidersen bir daha asla dönemezsin!
Partez maintenant et ne revenais jamais.
Şimdi çıkıp gidersen bir daha asla geri dönemezsin!
Partez maintenant et ne revenais jamais.
Ama baba, Japonya'ya gidersen krallığa kim sahip çıkacak?
Mais papa, si tu déménages au Japon, qui va protéger le royaume?
- Doktoru ve arkadaşı olarak onunla beraber gidersen çok memnun olurum.
- Je veux que tu ailles avec lui en tant que médecin et ami.