Görmek ister misiniz Çeviri Fransızca
598 parallel translation
- Onu görmek ister misiniz?
- Voulez-vous le voir?
Acaba banyomu görmek ister misiniz?
Voulez-vous voir ma salle de bains?
Görmek ister misiniz?
Vous assistez au fouet?
Görmek ister misiniz?
- Là-bas. Voulez-vous le voir?
- Laboratuarımı görmek ister misiniz?
On va voir mon labo?
Canlı bir güzel görmek ister misiniz? Chadwick!
Vous voulez voir une beauté vivante?
Bir şey görmek ister misiniz?
Vous voulez voir?
Güzel bir kız resmi görmek ister misiniz?
Vous voulez voir la photo d'une belle fille?
Görmek ister misiniz?
Je vous montre?
- Yarayı görmek ister misiniz?
Oui, ce n'est pas tout à fait l'impression que j'aurais. Voudriez-vous voir la blessure?
Buna yazımda değindim. Görmek ister misiniz?
Je l'ai mentionné dans ma critique.
- Odasını görmek ister misiniz?
Vous voulez voir comment elle vit?
- Oh! Yatağımı ve kitaplarımı görmek ister misiniz, hanımefendi? Rahibe?
Voulez-vous voir ma malle et mon matelas, madame, sœur, Lemini?
- Onu şimdi görmek ister misiniz?
Vous voulez le voir? Oui.
- Timsah terbiyecisi. Görmek ister misiniz?
- Un dompteur de crocodiles.
Kimlik kartımı görmek ister misiniz?
Vous voulez voir ma carte d'identité?
Bunu görmek ister misiniz?
Vous ne voulez pas voir?
Bay Kentley, kitapları şimdi görmek ister misiniz?
M. Kentley, voulez-vous les voir?
Müdireyi görmek ister misiniz? Arıyorum.
Je vous appelle la directrice.
- Birkaç fotoğraf görmek ister misiniz?
- Des photos? - Ce n'est pas de refus.
- Görmek ister misiniz?
- Vous voulez les voir?
Küçük Mısır'ı görmek ister misiniz?
Il y a 3 ravissantes demoiselles là à droite.
Yani, benimkini görmek ister misiniz?
Vous aimeriez connaître la mienne?
Belediye başkanını görmek ister misiniz?
Est-ce que vous voulez voir le maire?
Benimkini görmek ister misiniz?
Vous voulez voir les miennes?
- Odanızı görmek ister misiniz?
Voulez-vous voir votre chambre?
Beyler, Krell mucizelerinden birkaçını daha görmek ister misiniz?
Messieurs, desirez-vous voir d'autres merveilles du peuple krell?
Sizi nerede bulduklarını görmek ister misiniz?
Aimeriez-vous voir où vous étiez?
Bir saniye. Ve şimdi de, gözüme ilk takılan şeyi görmek ister misiniz?
Maintenant, voulez-vous voir la première chose qui a attiré mon regard?
- Görmek ister misiniz?
- Aimeriez-vous le visiter?
- Tutukluları görmek ister misiniz?
- Voudriez-vous voir les prisonniers?
Bir şey daha görmek ister misiniz?
Vous voulez voir autre chose?
O kafalardan birini görmek ister misiniz?
Voulez-vous en voir une?
Kaptan, pompayı söktüm. Görmek ister misiniz?
Le "servo-pompe" est déglingué.
Sebastian'ın stüdyosunu görmek ister misiniz? Ormanın bitiminde, eskiden garsoniyer olarak kullanılan yer.
Le studio de Sébastien... est derrière la jungle, dans ce qui était sa garçonnière.
Catherine'i görmek ister misiniz?
Vous voulez voir Catherine?
Liste hazır, efendim. Görmek ister misiniz?
La liste est prête.
- Dizimi de görmek ister misiniz? - Hayır, teşekkürler.
- Vous voulez voir mon genou?
- Şimdi görmek ister misiniz?
Voulez-vous le voir maintenant?
Yeni elbisemi görmek ister misiniz?
Vous voulez voir ma nouvelle robe?
- Görmek ister misiniz?
- Vous voulez voir?
Onların yerine bir kanarya görmek ister misiniz?
Ne préférez-vous pas un canari?
Peki, nasıl öğrendiğini görmek ister misiniz?
Écoutez comme il dit bien!
Şu anda neyi izlediğini görmek ister misiniz?
Voulez-vous voir la prise de photo?
Kızlar, harika bir şey görmek ister misiniz?
Pas moi.
- Görmek ister misiniz?
- Pas maintenant, Frith.
Ressamın birkaç eserini daha görmek ister misiniz?
Voulez-vous voir d'autres portraits peints par lui? Bien entendu.
Görmek ister misiniz?
Allons voir ça.
Görmek ister misiniz?
Voulez-vous visiter?
Görmek ister misiniz?
Vous voulez la voir?
Büyük ödülü görmek ister misiniz?
Vous voulez voir le gros lot?