English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Günün birinde

Günün birinde Çeviri Fransızca

1,782 parallel translation
Belki günün birinde geri gelir.
Et peut-être qu'un jour ils reviendront.
Çünkü günün birinde ilgilenemeyeceklerini biliyorduk.
Parce qu'on savait qu'un jour on en arriverait là.
" ve günün birinde, melek de onunla olacaktı.
Et un jour, Candace se guérirait de lui.
"Anımsatıcı" ların günün birinde hayatımı kurtarabileceğini söylemişti. Yani...
Il m'a parlé du moyen mnémotechnique du "FAST" qui pourrait un jour me sauver la vie.
Belki günün birinde bir şeyler başarabileceğimi düşünmüyor -
Mais... un jour... Tu crois...
Günün birinde...
Un jour.
Yani, ona anlatmak istiyorum günün birinde.
Je veux lui dire... un jour.
Bu konuyu açmaya çekiniyorum ama zavallı kız kardeşimi günün birinde
J'hésite à évoquer ce sujet, mais devrions-nous songer
Günün birinde "Pekmez koysam tadı nasıl olur acaba?" dedim.
Puis, je me suis dit : "J'essaierais bien d'y mettre de la mélasse."
Acemi birliğindeyken onu tanımazdım. Sonra günün birinde, ikimize de aynı nöbet yazıldı.
Je ne l'ai connu que lorsqu'on a été de corvées de garde au camp.
Günün birinde göreceksin, Mike.
Un jour tu verras, Mike.
Günün birinde evlensem, yani aşk evliliği yapsam, onun gibi biriyle evleneyim isterdim.
Si jamais j'avais voulu me marier, tu vois, par amour, je voudrais me marier avec quelqu'un comme lui.
Günün birinde gelirsem şaşırma.
Ne sois pas surprise si tu me vois débarquer un jour.
Tıpkı okulun eğlencesi olmuş birisinin günün birinde partiye okulun en güzel kızıyla gitmesi gibi.
Comme celui qui est la risée de l'école va au bal avec la plus sexy du lycée.
Eğer günün birinde, günlük bakımın onu berbat hale getirdiği ortaya çıkarsa, seni her zaman danışmanı olarak yanında bulacak.
Et si, plus tard, il se trouve que ça l'a affectée, tu pourras toujours être sa conseillère.
Günün birinde işini alacağım zaten, John.
J'aurai votre boulot un jour, John.
Günün birinde bana özgürlüğümü geri vermeye karar verirseniz,... şunu bilin ki, yaşadığım her ânı yaptıklarım yüzünden incinen insanların hayatlarını düzeltmek için harcayacağım.
Si un jour vous décidez de me rendre ma liberté, sachez que je passerai chaque jour à essayer de réparer la vie des personnes que j'ai blessées par mes actes.
Günün birinde, babalarını onlara geri vereceğinizi umuyorum.
J'espère qu'un jour, vous leur accorderez ça.
Çünkü ben de günün birinde öyle biri olmak istiyorum.
Parce que j'aimerais vraiment être ce genre de personne un jour.
Günün birinde çocuk sahibi olmak isterim.
J'aimerais avoir des enfants un jour.
Yolumu yitirmiş ve korkmuştum, bu yüzden "Günün birinde" demiştim ama o gün geldi Luke.
Et j'étais perdue et effrayée, donc j'ai dit "un jour" et un jour, c'est maintenant.
" Fakat en umutsuz anlarında bile günün birinde yıldızın ona geri döneceğini ve dünyasının tek bir bütün haline geleceğini biliyordu.
Mais même dans ses heures les plus sombres, Il savait dans son cœur qu'un jour, elle allait lui revenir et que son monde serait à nouveau entier.
Sanırım günün birinde senin kuyrukluyıldızın olabileceğimi ummuştum.
Je suppose que j'espérais qu'un jour... Je pourrais être ta comète.
Günün birinde, uyanacak, kalbinde aynı isteği hissedeceksin ve seni ne kadar çok sevdiğimin farkına varacaksın.
Un de ces jours, tu vas te réveiller, et tu sentiras le même besoin dans ton coeur, et tu réaliseras combien je t'aime.
Günün birinde bunu 3 metrelik potalara yapacaksın.
Tu feras ça sur des paniers à 3 mètres un jour.
Günün birinde anlayacaksın.
Un jour, tu t'en apercevras.
Günün birinde ona kafa tutabilecek birinin olmasını diliyorum.
Tu sais, je... J'aimerais qu'un jour, quelqu'un lui tienne tête.
Lucas, bu sene harika yardımcı koçluk yaptın, ve günün birinde takımı sen yöneteceksin, ama şimdilik emirleri benden alıyorsun.
Lucas, tu as été un très bon coach assistant cette année et un jour, tu gèreras l'équipe, mais pour l'instant, tu reçois tes ordres de moi.
Ama, günün birinde ben de hayallerimi kovalamaya devam edeceğim.
Mais je me remettrai à la poursuite de mes rêves un jour.
Biliyorsun, günün birinde takımı yöneteceğini söylemiştim.
Je t'ai dit qu'un jour, tu prendrais le relais.
Eğer senden hayalini terketmeni istersem... günün birinde uyanır ve bunun için beni suçlarsın. Tıpkı, L.A.'i terketmemi istersen aynı şeyleri hissedeceğim gibi.
Et si je te demande d'oublier ton rêve, tu te réveilleras un jour et tu m'en voudras, comme je t'en voudrais si tu me demandais de quitter L.A.
Günün birinde seninle evlenmeyi istiyorum.
Je veux t'épouser un jour.
Lucas Scott günün birinde dünyayı değiştirecek ve henüz bunun farkında bile değil.
Lucas Scott changera le monde un jour, et il ne le sait même pas encore.
Günün birinde, belki.
- Peut-être.
Günün birinde uyanıp, artık her şeyin önemsiz olduğunu hisseden kız veya erkeklere ulaşmak istiyorum. Neden?
Je veux aider ceux qui se réveillent chaque matin en pensant que ça ne vaut plus la peine.
Seni sevdiğimi ve günün birinde seninle evlenmek istediğimi söyledim.
Je t'ai dit que je t'aimais et que je voulais t'épouser un jour.
Belki günün birinde arzun gerçekleşir.
Tu ne crois peut-être pas si bien dire.
Günün birinde kendi çocuklarınızı tokatlarken bana teşekkür edeceksiniz.
Vous me remercierez un jour quand vous giflerez vos propres enfants.
Ve bana "Bak, günün birinde gerçek babanla evleneceksin ya da tıpkı baban gibi biriyle. Yalnızca elli kat kibar,.. ... elli kat iyi olanıyla." desen inanmazdım.
"Ecoute, un jour, tu épouseras ton père ou quelqu'un qui y ressemble, en 50 fois meilleur, en 50 fois plus gentil", je ne t'aurais pas cru.
Günün birinde olacağını biliyorduk.
On le sait depuis un moment déjà.
Duck dolanacak, dolanacak ve günün birinde...
Duck va courir, courir, et un jour...
Günün birinde bir şey isteyeceksin ve ben sana veremeyeceğim.
Tu voudras des choses que je ne pourrai te donner.
Günün birinde müsterisi olur steysin arabanla gidersin.
Un jour, vous irez en break, en cliente.
Ve günün birinde Yoko'nun öğretmeni olarak böylece eve girdi. Bizden ne istediğini kim bilebilir.
Un jour, cette nana s'est invitée en tant que prof particulier de Yoko.
Günün birinde, yapabilirsin.
Jour après jour, tu y arriveras.
Günün birinde birinin benim ihtiyacımı görmesini ve yardım etmesini istiyordum.
J'attendais que quelqu'un le voie... et m'aide quand j'étais petite.
Günün birinde doğru kızla karşılaşacaksın.
Tu trouveras celle qu'il te faut.
Steffan ama günün birinde ben de evlenmek isterim.
Mais, Steffan, je voudrais me marier un jour.
Çünkü günün birinde hata yaptığımı fark edeceğimi ve bunu yüzüme vurabileceğini düşündün.
Vous imaginez que je vais réaliser mon erreur, et vous pourrez me le rappeler.
Günün birinde.
Un jour.
... bağlantıda olduğum insanlar için, günün birinde ayık kalmalıydım.
Pour mes proches, je peux rester sobre,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]