Her zaman dediğim gibi Çeviri Fransızca
134 parallel translation
Değil mi Bobby? Her zaman dediğim gibi onu tanıyan hiç kimse böyle bir şeyi düşünemezdi.
Tous ceux qui la connaissent savent que c'est absurde.
Her zaman dediğim gibi, şafak öncesi en karanlık zamandır. Ve her bulutun kenarında bir beyazlık vardır, üstelik yağmur...
après la nuit vient le jour, les nuages cachent le soleil, et après la pluie...
Her zaman dediğim gibi ; aşk, tuhaftır ve sürprizlerle doludur.
- Non, merci. Comme je dis toujours on ne peut rien comprendre à l'amour.
Her zaman dediğim gibi "Temiz hava istiyorsan, bu şehirde arama"
Je lui répète qu'il n'y a pas d'air dans cette ville.
Her zaman dediğim gibi Kelly, çok kafa bir kızsın.
Je l'ai toujours dit, Kelly, tu es une fille bien.
Her zaman dediğim gibi, anonim bir şirket kur.
Créez plutôt une société anonyme...
Her zaman dediğim gibi : "Beni endişelendiriyorsun."
Je l'ai toujours dit, Désirée, tu me donnes bien des soucis.
Her zaman dediğim gibi, her işte bir hayır vardır.
Mauvais vent n'annonce rien de bon, comme je dis toujours.
Her zaman dediğim gibi, güneşin tadını çıkarmak için öncesinde biraz sis gibisi yoktur.
La brume ne nous le fait apprécier que mieux.
Her zaman dediğim gibi, geçmişi geçmişte bırak ve umarım sende her nerdeysen aynı şeyi söylersin.
Comme je dis toujours : Enterrons le passé. J'espère que t'es du même avis, où que tu sois.
Her zaman dediğim gibi burası çocuklar için bir cennet.
En revanche, c'est un paradis pour les enfants.
Her zaman dediğim gibi en tuhaf insanlarla bayanlar tuvaletinde tanışılır.
On rencontre des gens bizarres aux lavabos.
Ama, her zaman dediğim gibi iş zevkten önce gelir.
Et comme je dis toujours... "Les affaires avant le plaisir".
Katil Wes Baxter'dı, her zaman dediğim gibi.
Le tueur est Wes Baxter, comme je l'ai toujours dit.
Ama her zaman dediğim gibi, Işığın hiçbir zaman ulaşamadığı... içindeki en karanlık derinliğe derin gözlerle bakmak seni asla korkutmamalı.
Mais comme je dis toujours, il ne faut pas avoir peur.. de regarder au tréfonds de soi que la lumière n'atteint jamais.
Her zaman dediğim gibi sabredin ve kağıtları karıştırın.
Comme je dis toujours... prends patience et bats tes cartes.
- Her zaman dediğim gibi...
- Comme je dis toujours...
Her zaman dediğim gibi, açlık dünyadaki en iyi sostur.
Comme je dis toujours, la faim est la meilleure escroquerie.
Her zaman dediğim gibi malla çalışmak daha iyidir.
Comme je l'ai toujours dit, mieux vaut la marchandise!
Her zaman dediğim gibi.
Comme j'ai toujours dit.
Her zaman dediğim gibi, "Eğer gülemiyorsan, daha ne yapabilirsin ki?"
"Si on peut pas rigoler, qu'est-ce qu'on peut faire?"
Neyse, her zaman dediğim gibi, iş ciddidir.
Comme je l'ai toujours dit, le boulot c'est ma vie.
Her zaman dediğim gibi, tanıdığım en beyaz zenci sensin.
J'ai toujours dit que tu étais le noir le plus blanc que je connaissais, Chappie.
Sana her zaman dediğim gibi, evlat.
Je te l'ai toujours dit :
Bu zor bir soru Terry. Ama her zaman dediğim gibi Yumuşak Fendango'yu atladık, el arabalarını ters çevirdik.
Difficile d'y répondre mais comme je le dis toujours, we skipped the light fandango, turned cartwheels'cross the floor.
Her zaman dediğim gibi, "çiçeğe çiçek yaraşır."
J'ai toujours dit : "Fleurs sur fleur."
Her zaman dediğim gibi kimi vurursan vur, onunla evlenebilirsin de çünkü onlara hayat boyu bağlanırsın onların ya da senin...
Et quand elle s'est pointée... je savais qu'elle allait arriver. Comme je dis toujours... ceux sur qui vous tirez, vous feriez mieux de les épouser. Parce que vous êtes liés pour la vie.
Her zaman dediğim gibi, not her şey değildir.
Et bien, comme je le dis toujours, les points ce n'est pas tout.
Her zaman dediğim gibi... Biz güneylilerin kıçına tekme attık, ve her zaman böyle olacak!
Tout ce que je dis, c'est que les Confédérés se sont fait rétamer à la bataille de Topeka.
Buna soygun derler. Her zaman dediğim gibi, Kevin.
C'est du vol caractérisé.
Her zaman dediğim gibi, kötü elemanlar rakiplere güç katar.
Engager un mauvais employé joue en faveur de la concurrence.
O iyi bir arkadaşım ve şu anda kendi işleriyle uğraşıyor. Her zaman dediğim gibi, o Joe Bok için fazla seksi.
C'est une très bonne amie et elle vit sa vie... mais je crois qu'elle est trop bien pour Joe.
Hayatınızın en büyük kumarı her zaman dediğim gibi ; ben sizi anlıyorum.
C'est le pari de votre vie. C'est ma façon de dire que je comprends les gens comme vous.
Her zaman dediğim gibi. Her şey burada.
J'avais raison, c'est dans la tête.
Ben Walter Cronkite, her zaman dediğim gibi, "Size söylemiştim."
C'était Walter Cronkite qui vous disait : "Je vous l'avais dit."
Her zaman dediğim gibi
Pour cette raison je dis toujours :
Her zaman dediğim gibi...
Comme je dis toujours,
Nebraska'dan Bruce... İyi bir nota son her zaman dediğim gibi.
Tenminons sun une note positive.
Her zaman dediğim gibi siz iyi işlerde kullanılabiliyorsunuz.
J'ai toujours dit que les Juifs pouvaient servir à quelque chose.
Her zaman dediğim gibi, her seferinde sendika kartıyla ödenir.
Je l'ai toujours dit, ça finit par payer d'être syndiqué.
Her zaman dediğim gibi, " Yeni dost edin ama eskileri koru.
C'est ma devise : Se faire des amis en gardant les anciens.
Ah, peki. Birisi sırıtmalı, her zaman dediğim gibi.
Enfin, comme je dis toujours, prenons tout ça avec le sourire.
Daha önce zavallı Mac'e de dediğim gibi, bir polis her zaman polistir.
Je l'avais dit à Mac : Un flic reste flic!
Dediğim gibi, her zaman bana söyleneni yaparım.
Je répète : Je fais toujours ce qu'on me dit.
Dediğim gibi kadınlar her zaman manevi gelişimime yardımcı olmuştur.
Les femmes ont toujours contribué à mon progrès moral.
Dediğim gibi, aksi söylenmediği taktirde her zaman bekletiriz.
Nous gardons les chambres, sauf si on précise Ie contraire.
Her zaman dedigim gibi, "Bana sadece oy vermeyin, katilin da."
J'ai passé mon temps à vous dire "Votez pour moi et rejoignez-moi".
Dediğim gibi, her şeyin, doğru bir zamanı ve yeri vardır.
Un temps et un lieu pour tout.
Dediğim gibi, her zaman olabilir. Ama kıza karşı duyulan hisler...
II y a toujours un espoir... mais l'émotion autour de la victime...
Dediğim gibi, bu herifin oldukça tuhaf olduğunu kabul ediyorum. Ama bana karşı her zaman saygılıydı.
Je sais que mon arrangement avec ce type est un peu bizarre, mais il m'a toujours montré du respect.
Dediğim gibi, her zaman işe yaramıyor.
Ca ne marche pas toujours.