Hissedebiliyor musun Çeviri Fransızca
364 parallel translation
- Onu bu kadar güçlü hissedebiliyor musun?
- Tu la sens vraiment?
Hissedebiliyor musun?
Peux-tu le sentir?
Tekmeyi hissedebiliyor musun?
Tu sents ses coups de pied?
Ama o an gerçekten de, kendini ona yakın hissedebiliyor musun?
Mais as-tu jamais eu l'impression d'être avec elle, à ce moment-là?
Hissedebiliyor musun?
Tu le sens?
- Bunu hissedebiliyor musun?
- Tu sens ça?
Elimi hissedebiliyor musun?
Sens-tu ma main?
Onun ben olduğumu hissedebiliyor musun?
Sens-tu que c'est moi?
- Bunu hissedebiliyor musun?
- Tu te rends compte... - De quoi?
- Etinin çıtırdadığını hissedebiliyor musun?
qui croustille?
Öldüğünü hissedebiliyor musun?
Tu peux sentir qu'il est mort?
- Suyu hissedebiliyor musun, Lester?
Tu sens l'eau fraîche?
Hala düşüncelerimi hissedebiliyor musun?
Perçois-tu toujours mes pensées?
Soğuğu hissedebiliyor musun?
Vous sentez le froid?
- Sen bunu hissedebiliyor musun?
- Vous éprouvez des sentiments?
Sam, beni hissedebiliyor musun?
Sam, tu peux me sentir?
- Bunu hissedebiliyor musun? Acıyor mu?
C'est douloureux?
Şimdiden hissedebiliyor musun?
- Tu le sens déjà?
Şu titreşimleri hissedebiliyor musun?
Tu sens les vibrations?
Hissedebiliyor musun?
Vous le sentez?
- Hissedebiliyor musun?
- Tu sens quelque chose?
Sana şu an yaptığımı hissedebiliyor musun, şekerim?
Tu la sens, ma grosse intelligence?
Hissedebiliyor musun Jack?
Tu le sens, Jack?
Bunu hissedebiliyor musun?
Tu le sens?
Hissedebiliyor musun?
Vous sentez?
Onu hissedebiliyor musun?
Sentez-vous sa présence?
Vaktin geldiğini hissedebiliyor musun?
Vous le sentez arriver?
Gözlerimi üstünde hissedebiliyor musun?
- Tu sens mes yeux posés sur toi?
Yüreğine baktığımı hissedebiliyor musun?
Tu sens que je vois jusqu'au fond de ton cœur?
Beni karnının ta içinde hissedebiliyor musun?
Tu me sens dans tes veines, dans tes tripes?
Beni içinde hissedebiliyor musun?
Tu sens que je suis en toi?
Büyük bir gece olacak. Hissedebiliyor musun?
Ça va être une soirée géante.
Pekala, bunu hissedebiliyor musun?
Est-ce que vous sentez ça?
Onu hissedebiliyor musun?
Pouvez-vous le sentir?
Tressa? Seni çağırdığını hissedebiliyor musun?
Tressa, entends-tu l'appel?
Hissedebiliyor musun?
Tu peux me sentir?
Acıyı hissedebiliyor musun?
Tords-toi de douleur! Putain!
Yani hissedebiliyor musun?
Enfin, tu le sens?
Hissedebiliyor musun?
Tu sens?
Bunu hissedebiliyor musun tatlım?
Tu sens ça, chéri?
- Kisti hissedebiliyor musun?
- Vous sentez le kyste?
Bunu hissedebiliyor musun?
- Tu sens ça?
"Hissedebiliyor musun?" ne demek?
Enfin... "Tu la sens?"
Hissedebiliyor musun?
Le sens-tu, ça?
- Bunu hissedebiliyor musun?
- Vous sentez ca?
Henrik... Nasıl üşüdüğümü hissedebiliyor musun? Nasıl titrediğimi?
Je tremble tant que mon coeur se rompt.
Ne hissetiğimi hissedebiliyor musun?
Mettez vos mains ici.
Heyecan hissedebiliyor musun, Peg?
Tu ne te sens pas excitée?
Hissedebiliyor musun?
Tu la sens?
Hissedebiliyor musun?
Vous ne le sentez pas?
- Evet. - Hissedebiliyor musun?
- Vous le sentez?
hisset 66
hissettim 36
hissediyorum 210
hissetmek 17
hissettin mi 35
hissetmiyor musun 24
hissediyor musun 79
hissetmiyorum 35
hissedebiliyorum 135
hissettim 36
hissediyorum 210
hissetmek 17
hissettin mi 35
hissetmiyor musun 24
hissediyor musun 79
hissetmiyorum 35
hissedebiliyorum 135