Hissediyorum Çeviri Fransızca
25,462 parallel translation
Yanan bir binanın kapısını kitliyormuş gibi hissediyorum.
On dirait qu'on les abandonne en plein incendie.
Neden olduğundan emin değilim, ama sana biraz bağlı hissediyorum.
Et je sais pas pourquoi, mais... je sens qu'il y a un lien entre nous deux.
Kötü hissediyorum, ama ne yapacağım?
J'avais les boules, mais j'avais pas trop le choix.
Johnnie için hala kötü hissediyorum.
Ça me fait toujours mal quand je pense à Johnnie.
Doktorlar her zaman azalma sansi oldugunu soyluyorlar ama acikcasi gun gectikce daha kotu hissediyorum.
Les docteurs disent qu'il y a toujours une chance que j'entre en rémission, mais honnêtement, chaque jour, ça va de plus en plus mal.
Onca genç annenin arasında kendimi dışlanmış hissediyorum.
Je sens que je n'ai pas ma place au milieu de toutes ces jeunes mamans.
Nedense daha fazlası var gibi hissediyorum.
Je sens qu'il y a autre chose.
Ve ben de bir şekilde hissediyorum ki, onun yanında olmam gerektiğini hissediyorum.
De telle manière que je pense que... je dois faire les choses bien avec elle.
Bir şekilde onu desteklemem gerektiğini hissediyorum.
Dans le sens où je sens que je dois faire les choses bien avec elle.
Bu ilaç... iyi hissediyorum, ama değilim, bilirsin ya?
Ce sont les médicaments. Je me sens mieux, mais non.
Bir şey demedi, ama bir aptal gibi hissediyorum.
Bien, mais je me sens idiote.
Öyle hissediyorum.
- Eh bien, ça l'est.
Biliyor musun, son zamanlarda daha çok senin şeyin gibi hissediyorum...
En ce moment, j'ai l'impression d'être ta...
Şey hissediyorum sanki... kötü bir şey olacakmış gibi.
J'ai l'impression que... quelque chose va arriver.
Kendimi davet edilmemem gereken bir partide hissediyorum.
J'ai l'impression d'être à une soirée à laquelle je devrais pas être invitée.
Evet. Hissediyorum.
Je sens ça.
Yorgun hissediyorum.
Je suis fatiguée.
- Şeytan gibi hissediyorum.
Je me sens comme le diable.
- Ben de aynısını hissediyorum.
- Je vous comprends.
Galiba biraz da üstümde bir yük varmış gibi hissediyorum.
Je me sens juste un peu... écrasé sous un fardeau.
Evimde gibi hissediyorum.
Je me sens chez moi.
Onu şimdiden kaybettiğim hissediyorum.
Oui, j'ai déjà l'impression de la perdre.
- İyi hissediyorum şuan.
- Je me sens bien, en ce moment.
- İyi hissettirdi. Sonunda bir şeyleri yavaş yavaş yoluna koyduğumuzu hissediyorum.
J'ai l'impression qu'on a trouvé le ton.
Uyuşmuş gibi hissediyorum.
Je me sens... engourdie.
Ben de daha önce görmedim ve çokça görecekmişiz gibi hissediyorum.
Moi non plus, j'ai jamais vu ça, malgré notre expérience.
Bir şeyler yazdığım zaman daha iyi hissediyorum çünkü daha sonra onları tamir edebiliyorum.
J'aime écrire les choses, je peux les réparer plus tard.
Sonunda büyüdüğümü hissediyorum.
J'ai l'impression d'avoir enfin grandi.
Ben ne zaman "büyüdüğümü hissediyorum" diyeceğim?
Quand aurai-je aussi ce sentiment "d'avoir grandi"?
Operaya her geldiğimde, ilk kez gelmiş gibi hissediyorum.
Chaque fois que je vais à l'opéra, c'est comme la première fois.
Ryan'la ayrıldığımızdan beri, kendimi biraz... hafiflemiş, özgür... hissediyorum.
On est juste amis. Tu es sur lui. Depuis que j'ai rompus avec Ryan, je me sens plus...
Neden kendimi "amazing race" yarışında gibi hissediyorum?
Pourquoi d'un coup je me sens comme dans "Amazing Race"?
Her şeyi yapabilecek gibi hissediyorum.
Comme si j'étais capable de tout.
Biraz midem bulanıyor ama harika hissediyorum.
Un peu nauséeuse, mais globalement, je me sens très bien.
Kendimi kötü hissediyorum Mike. Gerçekten.
Ca me désole, Mike.
Öfkesini hâlâ hissediyorum.
Cependant, je sens encore sa rage.
Normalden çok uzak hissediyorum.
Je me sens tout sauf normale.
Galiba rahatlamış hissediyorum.
Je me sens libéré, je suppose.
"Tutsak hissediyorum..."
"Je me sens abattu..."
"Bahar gibi taze hissediyorum..."
"Une douce brise a adouci mon coeur..."
Seni tanıyormuş gibi hissediyorum.
J'ai l'impression de te connaître.
- Yarayacak canım. Hissediyorum.
Ça va marcher, je le sens.
Kendimi tuhaf hissediyorum zaten.
Et tout est bizarre en ce moment.
Ben de aynısını hissediyorum ama...
Je ressens la même chose, d'accord? Mais...
Kendime geldim gibi hissediyorum.
- Je me sens à nouveau moi-même.
Berbat hissediyorum.
Je m'en veux terriblement pour...
Derinden bağlı olduğumuzu ve birlikte çalışmamız gerektiğini hissediyorum.
Je sens profondément que nous sommes liés et faits pour travailler ensemble.
Kötü hissediyorum. Ondan hoşlandığın için mi?
- Parce que tu es comme elle?
Manzara değişikliğine ihtiyacım var gibi hissediyorum.
Je crois que j'ai besoin de changer de décor.
- Hep hissediyorum. - Yüzüğü çıkar.
Retirez-la.
Sen hasta hissediyor musun? - İyi hissediyorum.
Est-ce que...