Insanlar ölüyor Çeviri Fransızca
512 parallel translation
Burada insanlar ölüyor.
Des hommes se meurent.
Herkes soğuk savaştan bahsederken, gerçek savaşlarda insanlar ölüyor. Bu zulüm ve acımasızlığın yankıları hiç dinmeyecek.
Nous brandissons la menace d'une guerre froide, alors que de vraies guerres tuent, et que les persécutions et les atrocités ont encore de beaux jours devant elles.
- Yaratık ortaya çıkınca, insanlar ölüyor.
- Quand elle apparaît, il y a des morts.
- Ama tüm insanlar ölüyor.
- Mais les hommes meurent.
Biliyorum ama insanlar ölüyor. Gerçekten ölüyorlar.
Je sais, mais des gens se font tuer, pour de vrai.
Sanki, tüm - tüm o insanlar ölüyor ve babam bunu anlamıyor.
C'est comme... Comme tous ces gens qui meurent. Et mon père ne peut pas comprendre ça.
Bu gece dünyann her yerinde insanlar ölüyor... ama yarın herkes sadece Kennedy'yi okumak isteyecek.
On crève aux quatre coins du monde, mais on n ´ est avide de détails que pour Ia mort de Kennedy.
Bu insanlar ölüyor, bugün.
Ces gens meurent tous les jours.
Dibinde insanlar ölüyor, ve sen malları paketliyorsun...
- Des gens se font tuer et vous rangez?
Bak Jack, Burada insanlar ölüyor.
Jack, ils sont entrain de tuer des gens.
Düşen yoldaşlara bir selam olarak... ama bu savaş sürüp gidiyor ve insanlar ölüyor... ve her şeyin bedeli paha biçilmez bir hal alıyor.
Des salves pour des camarades tombés. Mais cette guerre n'en finit pas, les hommes meurent, et le prix est de plus en plus élevé.
Masum insanlar ölüyor.
Aidez-nous pour l'amour de Dieu! Des innocents sont en train de mourir.
İnsanlar ya ölüyor ya da aklını yitiriyordu.
On meurt ou on devient fou.
Bu insanlar açlıktan ölüyor gibi görünüyor..
Ils ont l'air affamés.
İnsanlar ölüyor. Arabalar yanıyor... Ateş edip çığlık atıyorlar...
Des coups-de-feu et des cris, et des gens qui meurent... des chariots qui brûlent et des coups-de-feu, des cris et des flammes.
İnsanlar ölüyor...
- Des gens qui meurent et des chariots...
Anne, insanlar her gün kamyonların altında kalıp ölüyor.
Chaque jour, il y a des gens qui se font renverser par un camion.
İnsanlar ölüyor ve ölü kalıyorlar.
- Je sais. - Je n'en suis pas si sûr, monsieur.
İnsanlar ölüyor, Bay Ziarno!
Les gens meurent, monsieur.
İnsanlar ölüyor.
Chaque jour, des gens sont tués.
İnsanlar sinekler gibi ölüyor.
Les gens tombent comme des mouches.
İnsanlar açlıktan ölüyor ve Hayvanların da çok zayıf
Les gens souffrent de la faim et le bétail est très faible.
İnsanlar ölüyor, diğerleri ise öylece bakıp duruyorlar.
Des gens qui meurent, d'autres qui restent autour. Ca ne te touche donc pas?
- insanlar açlıktan ölüyor!
Dans toute la partie orientale de l'Empire romain les gens meurent de faim!
- İnsanlar peş peşe ölüyor.
- Les gens tombent comme des mouches.
Bu insanlar sıcak çarpması... ve duman zehirlenmesi nedeniyle ölüyor.
Ces hommes sont en train de mourir à la fois de choc thermique et d'asphyxie.
İnsanlar ölüyor, hava o kadar sıcak.
Des gens meurent de chaleur.
Masum insanlar öldü. Kadınlar ölüyor çünkü sen kasabamızı savaş meydanına çevirdin.
Des innocents sont morts, car vous avez transformé notre ville en champ de bataille.
İnsanlar stres yüzünden ölüyor.
Les gens meurent à force de s'énerver.
İnsanlar sadece bu yüzden ölüyor, Gus.
C'est la vérité.
Dedektif benim mesleğimden insanlar hemen her gün ölüyor.
Inspecteur, chaque jour de mes confrères décèdent.
İnsanların klonlarını yapabiliyoruz. Tıpkı havuç gibi. Ama varoşlarda yaşayan çocukların yarısı hala kızamıktan ölüyor!
On peut pratiquement cloner des gens comme des carottes, et la moitié des gamins de ce ghetto ront même pas été vaccinés contre la polio.
İnsanlar ölüyor John.
- Les gens meurent, ici.
İnsanlar öldüklerinde, pek çok şey de onlarla birlikte ölüyor geriye kalanlar yalnızca yalanlarla dolu kağıt parçaları.
Ceux qui meurent emportent tant de secrets, il ne reste que des rouleaux de papier qui ne sont qu'un tissu de mensonges.
İnsanlar çok kolay ölüyor.
C'est facile de mourir.
Benden çok daha iyi insanlar var ve birçoğu orada ölüyor.
Mais je fais partie de tout ça. Il y en a de meilleurs que moi. On tue la plupart d'entre eux, là.
İnsanlar hala açlıktan ölüyor.
Des hommes crèvent encore de faim.
İnsanlar açlıktan ölüyor!
Comme les gens qui meurent de faim.
İnsanlar ölüyor.
Des gens meurent.
İnsanlar burada ölüyor.
Y a eu des morts!
" İnsanlarınız ölüyor.
Nous ne parlions pas beaucoup.
İnsanlar açlıktan ölüyor ve biz birşey yapmıyoruz.
Là-bas les gens crèvent la faim et nous on campe!
Neden insanlar alfabetik sırayla ölüyor?
T'as noté que Ies gens mourraient dans l'ordre alphabétique?
İnsanlar bu yüzden ölüyor.
Mes parents sont morts à cause de ça.
İnsanlar dizanteriden ölüyor.
Les gens meurent de dysenterie.
- İnsanlar burada ölüyor.
Les gens se font mal, ici.
Evet, evet. Gördüklerimiz dehşet verici. İnsanlar ölüyor.
Des gens sont piétinés à mort alors qu'ils essaient de fuir.
İnsanlar ölüyor.
Mon peuple est en train de mourir.
İnsanlar ölüyor...
Des gens meurent...
İnsanlar böyle ölüyor.
Y a pas 36 façons.
Onlar dışarıdalar. İnsanlar orada ölüyor.
John, ils sont là-bas, où des gens meurent.
oluyor 261
ölüyor 127
ölüyorum 262
ölüyorsun 30
ölüyorlar 23
ölüyor mu 22
oluyor işte 18
insan 293
insanları 60
insanın 25
ölüyor 127
ölüyorum 262
ölüyorsun 30
ölüyorlar 23
ölüyor mu 22
oluyor işte 18
insan 293
insanları 60
insanın 25
insanlar 521
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18
insan değil 37
insanlar değişir 33
insanlar mı 19
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18
insan değil 37
insanlar değişir 33
insanlar mı 19