English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Ister inan ister inanma

Ister inan ister inanma Çeviri Fransızca

710 parallel translation
Kaptan, ister inan ister inanma, burada ufak bir Kong var.
Capitaine, croyez-le ou non, King Kong a un fils.
Ve sende seninkileri unutmalısın. Çünkü ister inan ister inanma, eşinin eve gelmesini bekleyen ve bebekleri ile ilgilenen kadın olduğunu düşünürsek, iki hafta içinde çıldırmaya başlarsın.
Alors il vaut mieux que ça te passe aussi parce que, crois-moi, deux semaines à jouer les bonnes épouses qui attend son mari à la maison et qui fait des bébés, et tu deviendrais folle.
Banyoda o geceki şu önemsiz iş, ister inan ister inanma, bana 322 dolara mal oldu.
Glisser dans ma baignoire... ça m'a coûté 322 dollars.
Bu sefer bir kız arkadaşım, ister inan ister inanma.
Il s'agit d'une amie, croyez-le ou non.
Ve ister inan ister inanma, yapabileceğim birşey varsa..
Et, croyez-le ou non, si je peux faire quelque chose...
Hey, ister inan ister inanma şu anda evimin önünden geçiyoruz.
C'est marrant, on passe juste devant chez moi.
Bana ister inan ister inanma, hiçbir şey ifade etmiyor.
Peu m'importe que vous le croyiez ou pas.
Sam, ister inan ister inanma, psikiyatristler bu meslekte olmayanların yaptığı tavsiyeye önem verirler.
Les psychiatres respectent l'avis des profanes.
İster inan ister inanma, bunu söylüyorum çünkü...
Que tu le croies ou non, je dis cela parce que...
İster inan ister inanma burayla hiç bir bağlantım yok.
Je n'ai pas de lien avec cet endroit, croyez-le ou pas.
İster inan ister inanma, Müller, bu gece ilk kez birinci perdede tiyatroda olacağım.
Croyez-moi si vous voulez, ce soir, pour la première fois, j'arriverai à l'heure pour le premier acte.
İster inan ister inanma, otobüs bekliyorum!
Figurez-vous que j'attends la diligence. Pourquoi portez-vous mon pantalon?
İster inan ister inanma, sana aşığım Robert.
Croyez-moi si vous le voulez, Robert, je tiens à vous.
İster inan ister inanma, en iyisi inanıyormuş gibi yapman.
Que vous le croyiez ou non, je vous conseille de faire comme si.
İster inan ister inanma, bu ev perili.
Cette maison est hantée.
İster inan, ister inanma, İbrişim ; gerçek bir koleksiyon parçası.
Regarde, Fil de Soie, une vraie pièce de collection.
Bu, sihir yapacak İster inan ister inanma
C'est de la magie ou je ne m'y connais pas!
İster inan ister inanma Sidney, senin için en iyi olanı istiyorum.
Vous ne me croirez peut-être pas. Mais je songe à votre intérêt.
İster inan ister inanma Harry, bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
Crois-le ou non, Harry. Je le fais pour ton bien.
İster inan, ister inanma. Bu ahlaksız yumurcakla Paris'teki herkesten daha çok eğleniyorum. Çok iyi vakit geçireceğiz.
Croyez-le ou non... je m'amuse plus avec cette sale gosse... qu'avec n'importe qui.
İster inan, ister inanma, fark etmez.
C'est faux. Crois-le ou non, je m'en fiche.
Madem ki bu bir ister inan ister inanma hikayesi o halde şöyle başlayalım :
Ce mausolée de souvenirs était un stade des plis convoités. Mais comme cette histoire est imaginaire, elle doit commencer ainsi.
İster inan ister inanma ama bu hantallığına rağmen o bir model.
Crois-le ou non, elle est mannequin et d'un ennui mortel.
İster inan ister inanma, zavallıcık bayıldı.
Incroyable, le pauvre homme s'est évanoui.
50,000 dolarımı geri ver, tekrar arkadaş olalım. İster inan, ister inanma,... bir lanet dolarım bile yok.
Crois-moi ou pas, j'ai pas le moindre putain de dollar en poche.
İster inan ister inanma, işin o kısmı fazla uzun sürmüyor.
Si c'est seulement pour ça, ça ne durera pas.
İster inan ister inanma, öyle yapıyorum.
J'en profite pleinement.
Dikkatle dinle. İster inan, ister inanma, sana yardım etmeye çalışıyorlar.
Ecoute-moi bien. ils veulent t'aider.
İster inan, ister inanma, Sataro onun babası.
Car le père de ce bébé s'appelle Sataro.
İster inan ister inanma, birkaç düzgün bekarı kapmak için savaşıyorlar,... benim gibi yaşlı ıskartaları bile.
Et croyez le ou non, les célibataires qui restent sont pris d'assaut. Même un vieux rogaton comme moi.
İster inan ister inanma adam iş atmıştı bana...
Tu ne le sais sans doute pas, mais il essayait...
İster inan, ister inanma!
T'as pas compris, pauvre pomme?
Bunlar Willow Corners, Wisconsin'de oldu. Doğup büyüdüğüm yer orası, ister inan, ister inanma.
C'était à Willow Corners, Wisconsin.
Ve ister inan ister inanma, Linda'yı Yale'e kabul ettiler.
bien sûr, il est russe.
İster inan ister inanma ben değiştim.
Tu vois comme on change. Tu voulais pas me croire.
İster inan ister inanma!
qu'est ce que tu dis de ça mon Lucien...
İster inan ister inanma...
Tu peux me croire ou pas.
İster inan, ister inanma, Sezar'ın sarayında oynayacaksın.
Crois-moi si tu veux, tu vas te produire au palais de César.
İster inan ister inanma kaba saba, basit bir erkeği tercih ediyorum.
Oui. C'est incroyable, mais je préfère les hommes bêtes et ordinaires.
İster inan ister inanma ülkedeki bütün alan kodlarını bildiğini iddia eden bir adam var.
Il y a un type qui connaît absolument tous les codes postaux par coeur.
İster inan ister inanma ama olanlara gerçekten üzüldüm.
Tu n'es pas obligée de me croire, mais je suis désolé.
Hala Katoliğim ben. İster inan ister inanma.
Je suis catholique.
İster inan ister inanma gerçekten göle atlamayı düşündüm.
Crois-moi si tu veux, j'ai pensé me jeter dans le lac.
İster inan ister inanma, ama ben burada kendi başıma gayet mutluyum.
Attends. Crois-moi si tu veux, je m'amuse beaucoup, tout seul ici.
İster inan ister inanma sana kazık atmadım.
Croyez-moi si vous voulez, je ne vous ai pas roulé.
Bak, ister inan ister inanma, gerçek ; oğlumun, senin torununun ve diğer 10.000 kişinin "dost" ların tarafından, gemilerinde esir edildiği.
Je ne suis pas idiote. - Mais alors... - Je suis une battante.
İster inan iste inanma Sam. Lisedeyken amigo kızdım.
Figure-toi que j'ai été pom-pom girl au lycée.
İster inan, ister inanma eskiden harika bacaklarım vardı.
Dans le temps, j'étais un coureur hors pair.
- İster inan ister inanma.
- Dure à croire, non?
David, ister inan ya da inanma...
David, il peut arriver des choses
İster inan, ister inanma, Worf'da bir espri anlayışı gelişiyor.
L'amiral Jameson peut venir. Il arrive bientôt, docteur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]