English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Ister inanın ister inanmayın

Ister inanın ister inanmayın Çeviri Fransızca

225 parallel translation
Evet, ister inanın ister inanmayın Pittsburg'da parasız kalmıştık, cebimizde topu topu 3 Dolar şu tuvalet kadar bir odada sıkış tıkış.
On était à Pittsburgh, sans un rond, tassés dans une chambre grande comme un placard.
ister inanın ister inanmayın, o adamı daha önce hiç görmedim. Görseydim bile, onunla evlenmezdim.
Croyez-le ou non, je ne l'avais jamais vu de ma vie... et si je l'avais vu, je ne l'aurais jamais épousé.
"Söylediklerinin tek kelimesine inanmayın," dedi Irving. Ve ister inanın ister inanmayın, nerdeyse kimse inanmadı...
"C'est faux" s'écria Irving Et personne ne le crut!
Evet, ister inanın ister inanmayın, daha önce bu şeyi hiç çalıştırma şansın olmadı.
- 22 ans? Et j'ai jamais utilisé ce truc! Qu'est-ce qu'il fabrique?
Şimdi, ister inanın ister inanmayın, 22 yıl polis gücünde, daha önce o şeylerden birini hiç kullanmak zorunda kalmadım.
- Merci. Je suis policier depuis 22 ans et j'ai jamais utilisé ça!
- Gerçek bu, ister inanın ister inanmayın.
C'est la vérité, que vous la croyiez ou non.
Bu da demek ki, ister inanın ister inanmayın, ben karşınızda durup'suçlamalardan müvekkilim masumdur'diyemem, olmadığını biliyorsam.
Ce qui veut dire que je ne peux pas clamer l'innocence de ma cliente si je sais qu'elle est coupable.
Babam bir doktordur ister inanın ister inanmayın.
Mon père est docteur, crois-le si tu veux
Ailemi görmeyeli neredeyse bir sene olmuştu ve ister inanın ister inanmayın onları gerçekten özlemiştim.
Je n'avais pas vu mes parents depuis un an. Croyez-le ou pas, ils me manquaient.
Ama ister inanın ister inanmayın, birkaç yıl sonra yeniden Bangkok'a çağrıldım.
Mais, croyez-moi ou non, quelques années plus tard, on me rappela à Bangkok.
Tekrar bakın çünkü ister inanın ister inanmayın,
- Regardez mieux. Que ça vous plaise ou non, nous sommes deux Humains.
İster inanın, ister inanmayın, işte orada.
Quoi qu'il en soit, la voici.
- Bakın Bay Vanderhof. İster inanın, ister inanmayın, hükümete 22 yıllık vergi borcunuz var.
Que vous y croyiez ou pas, vous devez quand même 22 ans d'arriérés d'impôts!
İster inanın, ister inanmayın. - Ben inanıyorum.
Comprenne qui pourra.
İster inanın, ister inanmayın. Siz bilirsiniz.
A vous de me croire ou non.
Buna ister inanın, ister inanmayın ama bir keresinde, 2,500 çalışanlı büyük bir şirketin yöneticisi olan arkadaşlarımdan birinden bir iş istedim.
Figurez-vous que j'ai demandé un emploi à un ami, patron d'une entreprise de 2500 employés.
- İster inanın ister inanmayın kimin yaptığını biliyorum! Marion lütfen.
Et je sais qui est le coupable!
İster inanın ister inanmayın, eşeğin suyu koklaması gibi altını koklayabilen birini tanıyorum.
J'ai connu un type qui savait flairer l'or.
İster inanın ister inanmayın daha kızgın değilim.
Croyez-le ou non, commandant, je ne suis pas fâché. Pas encore.
İster inanın ister inanmayın, buradan ayrılamaz.
Que vous le croyiez ou non, elle ne peut pas partir.
İster inanın, ister inanmayın elbiseyi ona göstermenin hâlâ uğursuzluk getireceğine inanıyorum.
Ça porte malheur de montrer la robe au mari. Il n'y a pas de surprise qui tienne.
Eşsiz bir deneyim : İster inanın ister inanmayın.
Une vision unique, croyez-le ou non.
İster inanın, ister inanmayın, size karşı bir his beslemiyorum.
Croyez-le ou non, j'ai jamais eu de sentiment de rancune contre vous.
İster inanın, ister inanmayın ama, eğittiğim adamları ve sizi her şeyden daha çok seviyorum.
Et croyez-le ou non, j'aime aussi les hommes que j'ai formés, vous plus que tous.
Bana hayatında gördüğü en iyi projeksiyon sistemine sahip olduğumuzu söyledi. İster inanın ister inanmayın.
Qu'il avait jamais vu un meilleur système de son et de projection.
İster inanın ister inanmayın, bunu yapanlar saatte 55 mil sürate eriştiler.
Croyez-le ou non, ces gars ont enfreint la limitation de vitesse de 90 km / h.
# İster inanın ister inanmayın, Amerika'nın masum sevgilisi, çıplak.
L'idole des tout petits apparaîtra toute nue.
İster inanın ister inanmayın ben bile emin değilim.
Croyez-le ou non, je n'en sais rien moi-même.
İster inanın ister inanmayın o Anna Bronski.
Que vous le croyiez ou non... c'est Anna Bronski!
İster inanın ister inanmayın.
Croyez-le ou non.
İster inanın ister inanmayın, ben dedektif olarak Holmes'a eşitim.
Croyez-moi. Holmes et moi nous ne faisons qu'un.
Buna ister inanın, ister inanmayın, her birimiz bir gün nefes almayı kesecek ve öleceğiz.
Croyez-le ou non, chacun d'entre nous va, un jour, cesser de respirer, devenir froid, et mourir.
Danışma hattı. İster inanın, İster inanmayın, bizim umrumuzda.
Hotline "Croyez-le ou pas, nous sommes concernés"...
Merhaba, İster inanın ister, inanmayın, ben Hard Harry... ve Bay Deaver'la konuşma şerefini duymak istiyorum.
Salut, "croyez-le ou pas", ici Harry la trique... Pourrais-je avoir le plaisir de parler à Mr Deaver.
İster inanın ister inanmayın, kırmızı saçım vardı.
- Oui. Vous savez, j'ai eu des cheveux!
İster inanın ister inanmayın, bir süre önce gördüğünüz şeyleri burada yapacaksınız.
- Bonjour. Croyez-Ie ou non, mais ce que vous venez de voir, vous allez Ie faire.
İster inanın ister inanmayın. Herkes ders alıp almadığımı sordu. Öğretmenlerim övgü yağdırdı.
Croyez-le ou non, on demanda à ma mère si j'étais dans une troupe et d'autres professeurs me félicitèrent.
İster inanın ister inanmayın, geçtim. Sonra da işi büyütmeye karar verdik.
Croyez-le ou pas, j'ai réussi le truc et puis on a décidé de développer l'affaire.
İster inanın ister inanmayın, vaktiyle bu bir insan bedeniydi.
Vous le croyez ou non, c'était un corps humain.
İster inanın, ister inanmayın ama aradığımız sabit bu olabilir.
Croyez-le ou non, mais ça peut nous aider.
İster inanın ister inanmayın cesedi kaybettik.
Figurez-vous que nous avons égaré le corps.
Sonunda bu iki kişi kutsal evlilik bağını kabul ederek Tanrı huzurunda da bu isteklerini yenilemiş bulunmaktadırlar. İster inanın ister inanmayın sizleri karı koca ilan ediyorum.
Ces deux jeunes gens ont enfin consenti à s'unir par le lien sacré du mariage et sous le regard de Dieu et de cette assemblée, je les déclare, croyez-le ou pas, mari et femme.
Yeniden karşınızdayım. Ve ister inanın... ister inanmayın, bu üç olağanüstü çocuğumuzla... sekizinci haftaya girdik. Ben Jimmy Gator.
Nous voilà de retour.
İster inanın ister inanmayın, zengin değiliz.
à habiller et à envoyer à l'école. On n'est pas riches.
Regina'yı temizlenmesi için götürdük İster inan ister inanmayın bir duşun faydası olabilir.
On a emmené Regina se laver. Parfois une douche peut aider.
İster inanın ister inanmayın, aslında Dewey'i kıskanıyorum.
J'aimerais être à la place de Dewey.
Ve ister inanın, ister inanmayın, henüz kullanılmamış müthiş bir gücünüz var.
Sérieux!
Bunu çok az kişinin hatırladığından eminim. Ama ister inanın, ister inanmayın ben hatırlayanlardan biriyim.
Je suis sur qu'il y en a peu à qui ça arrive, mais croyez-le ou non... c'est mon cas.
İster inanın ister inanmayın, ebe beni annemin rahminden çıkardıktan hemen sonra, annemin hayatı da sona erdi. Aslında kurtulmuştu.
Croyez le ou non, lorsque je suis né juste après que la sage-femme m'eût extrait de l'utérus la vie de ma mère s'interrompit brutalement.
İster inanın ister inanmayın, cinsel taciz davası açabilir.
Croyez-le ou non : elle a ses chances.
İster inanın ister inanmayın günümüzde aile kurmanın ne stresli bir şey olduğunu anlıyorum.
Je suis tout à fait conscient des difficultés que représente d'élever une famille de nos jours.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]