English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Iyi sayılır

Iyi sayılır Çeviri Fransızca

361 parallel translation
Carol, iyi sayılır.
Elle va bien, merci.
Bir robota kıyasla iyi sayılırım.
T'as l'air bien, pour un robot.
Bence 40'ına varmış olmak iyi sayılır.
Nous avons eu une vie bien remplie.
Yine de çok iyi sayılır.
Pas mal quand même.
- Evet. - Duruma göre, iyi sayılır.
Il est comme on pourrait s'y attendre.
O yatakta iyi sayılır. Resimlerini satmak konusunda aptal.
Il est aussi bon au lit que comme vendeur de ses stupides peintures!
Sadece sizin durumunuz iyi sayılır.
Sauf vous. Vous êtes en meilleure posture.
Şu anda toplumun dışladığı birisin yani durumun, bir dilencininkinden biraz daha iyi sayılır.
A vous Messire, sans terre, presque mendiant...
Ama New York'un yaz aylarından daha iyi sayılır.
Toujours mieux que New York en été.
Tahmin yeteneğin benimki kadar iyi sayılır. İkinizi de döveceğim.
Je ne le sais pas plus que toi.
Bunların dışında baya iyi sayılır oldukça gerçekçi.
Sinon, c'est... très bien. Très réaliste.
Bayağı iyi itiyor, ama yokuş yukarı biraz zorlasa da, kontrolü oldukça iyi sayılır!
- Elle est agréable à pousser, mais un peu pénible quand on est sur l'autoroute. Mais la tenue de route est irréprochable.
- İyi sayılır değil mi?
Pas mal, bien sûr!
Para tartışacak kadar iyi arkadaş sayılır mıydınız?
Assez bons amis pour parler d'argent?
Ayrıca iyi de sayılır.
Il est joli garçon, en plus!
Onu zaten yakaladık sayılır. Buraları iyi bilirim.
Je connais le coin.
İyi durumda da sayılır.
Elle est en bon état.
İyi sayılır.
Ça va...
İyi sayılırım.
ca va.
Ben de iyi bir yalancı sayılırım, değil mi?
Je suis une bonne menteuse aussi, n'est-ce pas, M. Bradley?
Fazla değil ama iyi bir başlangıç sayılır.
Ed nous garde le reste.
Burası iyi bir yer sayılır. Bilmiyorum.
lci, ça ira.
Sayı çift olsa olaylar iyi yönde değişebilir. Sonra da refleks halini alır.
S'il y a un chiffre pair, il y a de l'espoir.
- Aslında, oldukça iyi bir aşçı sayılırım.
- Je suis bon cuisinier.
Hatırı sayılır tüm kibar çılgınlar için iyi bir yer değil.
Dans un lieu de perdition!
Bir bakıma zeki sayılırım ve senin için neyin iyi neyin kötü oldğunu bilirim. ve sana söylemekten korkmam.
Je sais mieux que toi ce qui est bon pour toi ou pas et je n'ai pas peur de te le dire.
- İyi sayılır.
- Oui.
İyi sayılırım, Doktor.
- Oui. Je n'ai rien, docteur.
Kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın... sana kanım kaynadı çok iyi anlaşacağımız ortada... başımızın üstünde yerin var evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... zor günlerimiz de olabilir, aç kalabiliriz, ne fark eder?
Considère-toi chez toi Considère-toi de la famille Je t'ai pris en sympathie On va bien s'entendre Considère-toi le bienvenu Tu fais partie des meubles
kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın... sana kanımız kaynadı çok iyi anlaşacağımız ortada... başımızın üstünde yerin var evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... burada kimse burnu büyük değildir herkesin payına bir şeyler düşer... yine de ev sahibi geldiği zaman tedbirli olmak iyidir... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki artık kendini... artık kendini bizden say!
C'est la maison Considère-toi chez toi Considère-toi de la famille On t'a pris en sympathie On va bien s'entendre
- Çok iyi. 20 dakikalık süre doldu sayılır.
Vos 20 minutes sont presque passées.
Neyse, İngiltere son derece iyi oynadı, boş yere bir sosis bile İzlanda ise ilk devrede toplam 722 sayı yaptı. Bunlar dün 2 eksik oyuncuyla, hayal kırıcı bir hızla, sadece 21 sette bir sürü güçlü vuruş ve sınır ve her türlü saçma sapan şey işte.
Oui, l'Angleterre a très bien joué pour rien, pour que dalle, en réponse aux tours de battes de l'Islande : 722 à 2 déclarées enregistrés hier, un peu trop vite, en 21 essais avec des coups bas et des lignes de touche
Vardık sayılır. - Şimdi daha iyiyim. Çok daha iyi.
- Je me sens beaucoup mieux.
- Sayılır. Kendiniz görseniz daha iyi olur.
Voyez vous-même.
Şayet sana daha iyi bir hediye veremezse, bu bir hakaret sayılır.
S'il vous donne pas mieux, c'est une insulte.
İyi sayılır.
Pas mauvais du tout.
Büyükelçi, nasılsınız? İyi sayılırım, efendim.
Ambassadeur, comment allez-vous?
- İyi sayılır.
- Ça va.
- İyi sayılırım.
- Toi aussi.
Bence oldukça iyi sayılır.
Je le répétais depuis 3 mois.
Ailenin keyfi yerinde. İyi vakit geçirdim sayılır.
Tes parents étaient de bonne humeur.
Bu yükle, iyi gidiyor sayılırız.
Avec ce chargement, c'est bien.
Hiç bir şey için iyi bir korsan sayılırım, Hiç kimseyi bir başkası için öldürmediğimden kendimle gurur duyuyorum.
Je ne tue pas de sang-froid, mais il y a tant de vies en jeu, que je suis obligé de la tuer.
Sorun pantalonda. ona yakın sayılır, Ceket çok iyi durdu.
Le pantalon ne va pas. A cté, même le manteau a l'air bien.
Sammy, 45 dakika sonra kalkan bir uçak var. 747, geniş gövdeli 893 sefer sayılı, Kaptan Omar Wilkins. İyi adamdır.
Il y a un vol dans 45 minutes, un 747, gros-porteur, vol 893, capitaine de bord Omar Wilkins.
Lastikler patlamamış, iyi durumda sayılır.
Tout va bien, le pneu n'est pas crevé.
İyi, o zaman ben işimi bitirdim sayılır.
D'accord, Peg.
İyi mi? - İyi sayılır.
Il va bien?
Bayan Lift sizi çok iyi anlıyorum aslında kötü bir çocuk değil hatta iyi bir çocuk sayılır.
Il n'est pas méchant, Mme Lift. Il est gentil, en fait. Il est fou.
İyi sayılırdı... yeni başlıyorsun sanırım?
Tiens donc... Tu es une nouvelle?
İyi sayılır.
Ça va à peu près.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]