English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Işe yaramadı

Işe yaramadı Çeviri Fransızca

3,023 parallel translation
Ama işe yaramadı. Bu yüzden Amy Irwing Hollywood'daki en zengin işsiz aktris.
Qui n'a pas tenu, c'est pourquoi Amy Irving est l'actrice au chômage la plus riche d'Hollywood.
Onu cezalandırmayı denedik doğruları kendi kendine bulması için yönlendirdik ama hiç biri işe yaramadı.
On a essayé de la punir, on a essayé de faire appel à ce qu'il y a de mieux en elle, mais rien ne fonctionne.
Ama işe yaramadı.
Mais ça na pas marché.
Her seferinde senin yanında durdum, seni ayağa kaldırdım ve senin için mazeretler ürettim. Ama bu bir kez bile işe yaramadı.
A chaque fois j'ai été là et je t'ai relevé et trouvé des excuses et ça n'a pas marché, pas une fois.
Derek. Neden işe yaramadığını bilmek istiyorum.
Derek, je veux savoir pourquoi ça n'a pas marché.
Denedi, ama işe yaramadı.
Tout remettre en ordre, mais cela n'a pas marché.
Sonuçtaysa Shanna'nın sevimliliği işe yaramadı ve elenen o oldu.
Tu en as fait un peu trop. Finalement, le charme bubblegum de Shanna a fini par éclaté et elle a été renvoyé à la maison.
Hiçbir işe yaramadınız. - Bir şey değil.
- vous avez été compètement inutile.
Bu hiç bir işe yaramadı.
Cela ne répond pas à nos questions.
Bu evraklar da işe yaramadığını gösteriyor.
Ces papiers montrent que ça ne marchait pas.
Bence operasyonun izleme-bekleme aşamasının pek işe yaramadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Il est possibe de dire que la partie "l'attente sous surveillance" de votre opération n'a pas fonctionné.
- Sanırım bu pek işe yaramadı.
Je suppose que ca n'a pas marché
Ve işe yaramadı diyelim.
Et donc ça n'a pas marché.
Hep "zavallı Lynette, tüm kariyerini o adam için feda etti, ve sonra bu da bir işe yaramadı" diye düşünüp durdum.
J'arrêtais pas de penser, "Pauvre Lynette- - elle a sacrifié sa carrière pour cet homme, et ça n'a même pas marché?"
Bu tarz şeylerde fazla işe yaramadığım için üzgünüm.
Pardon de ne pas être d'un grand secours.
Kitabını bile okudum, işe yaramadı.
J'ai lu un livre là-dessus mais rien à faire.
Roenick'de hiçbir şey işe yaramadı demek, ha?
Donc rien n'a marché avec Roenick, hein?
- Neden işe yaramadı?
- Pourquoi ça n'a pas marché?
Öyleyse iKazık neden işe yaramadı?
Alors pourquoi le iPieux n'a pas marché?
Beni yolum, hala da doğru yol, işe yaramadı.
Ma manière, qui est toujours la bonne matière, n'a pas marché.
Tedavisi işe yaramadı.
Son traitement n'a pas marché.
Bu Ayasha için de işe yaramadı, öyle değil mi Jake?
Ca n'a pas marché non plus pour Ayasha, pas vrai, Jake?
Ama hiçbir işe yaramadı.
Mais j'ai fini sans rien.
Ama işe yaramadı.
Mais c'est inutile.
Hiç işe yaramadı.
C'est vrai.
İyi polis, kötü polis işe yaramadı galiba.
On dirait que le bon flic / mauvais flic n'a pas marché.
Bir işe yaramadılar ama, değil mi?
Ça n'a servi à rien, n'est-ce pas?
Bir işe yaramadı zaten.
Ça n'a pas eu d'importance pour finir de toute façon.
Neredeyse hiç işe yaramadı. Beni dinlemediğiniz için.
Cette fois, ça se fera à ma façon.
Daha önceden konuşmayı sen yaptın ama hep işe yaramadı.
Normal, vous m'interrompez. Je vais parler!
Şöyle çözdüm. Şimdiye dek evlenmemişsem, bir kız bulup evlenirim. Ve bilirsin ki işe yaramadı.
Je me disais que si j'étais pas marié, je trouverais une fille, je me marie et si ça marche pas, elle se fait entretenir toute sa vie.
Kan torbası da işe yaramadı.
le jus de fruits n'a servi à rien.
Birçoğumuz, zaten adamının olduğu, fakat bir işe yaramadığı izlenimine sahip.
Tu sais, beaucoup d'entre nous avaient l'impression que tu avais déjà fait ça, et que ça n'avait rien changé.
Peki dilek niye işe yaramadı?
Alors pourquoi le vœu n'a pas fonctionné?
Her kimdiyse, işe yaramadı.
Bien, qui que ce soit, ça n'a pas marché.
O... işe yaramadı.
Oh, ce n'étais pas... ça n'a pas marcher.
Evet, bunlar işe yaramadı.
Ouais, ça n'as pas marcher.
İşe yaramadı.
Ca n'a pas marché.
Magus'a bir daha asla binmeyeceğim... - Bu pek işe yaramadı.
Ça n'a pas vraiment marché.
İşe yaramadı.
J'ai essayé. C'est inutile.
İşe yaramadı.
Eh bien, ça ne fonctionne pas comme ça.
İşe yaramadı.
Ça ne marche pas.
İşe yaramadı.
Ça n'a pas marché.
Işıklar hâlâ yanıyor. İşe yaramadı.
Les lumières sont toujours allumées.
Artı zaten denedim. İşe yaramadı.
Et ça n'a pas marché quand j'ai essayé.
İşe yaramadı.
Bien sure que je l'ai redémarré.
- Senin şeyinde işe yaramadı.
Votre truc n'a pas marché non plus. - Vous êtes sûre?
İşe yaramadığı çok açık olan bir görüşe takılıp kalmışsın.
Tu es coincé dans une philosophie qui clairement ne marche pas.
Daha önceden de kapı kapı kamyonla dolaşmıştık, işe yaramadı.
Cette fois, ça marchera.
İşe yaramadı çünkü beni rahatsız edip durdunuz.
Je vais le faire.
İşe yaramadı.
Mais ça n'est pas arrivé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]