Işin sırrı Çeviri Fransızca
438 parallel translation
Drago, kabile büyücüsü bir zamanlar ustamdı bu işin sırrını ondan öğrendim.
De leur vivant ils étaient mes ennemis. Ledot, le sorcier vaudou.
Bak bana mesela Sağlığıma dikkat ederim, bol tuz alırım elbette ama işin sırrı zihinsel davranışlarda.
Regardez-moi... Je fais attention à ma santé, je mange plein de sel, mais je crois que le secret c'est d'avoir un bon mental.
Yeni bir şey yok, peki işin sırrı nedir?
Ce n'est peut-être pas si nouveau pour vous mais... le faudrait-il?
Sadece ihtiyar Dock'u dinle ve işin sırrını çöz.
Ecoute le vieux Dock et tu sauras...
- Bu işin sırrıdır. Kiev usulü tavuktur. Dinle, biraz Trouvenier Konyağı ister misin?
Vous voulez du cognac, du Grand Marnier, ou autre chose?
Böyle zamanlarda işin sırrı sakin olmaktır.
La seule astuce dans ce genre de situations, c'est de rester cool.
Bu işin sırrı, kovalanmadıkça asla kaçmamaktır.
Le secret, c'est de jamais courir avant de se savoir poursuivi.
Atılganlık, özgüven, işte işin sırrı bu.
L'agressivité, la foi, voilà le secret!
Her yerdeki tüm akıllı yaşam formlarına merhaba. Ve kalan herkese : işin sırrı, aklınızı bir araya toplayın.
Mais tout d'abord un grand bonjour à toutes les races intelligentes qui nous écoutent, le secret, rappelez-vous, c'est de vibrer ensemble.
Bence bütün işin sırrı bu konuda düşünmemek.
L'astuce, c'est... de pas y penser.
Bu işin sırrı ne?
As-tu un secret?
İşin sırrı, kimin kimi konuşarak alt edeceğini anlamakta.
Le truc, c'est de parler mieux que l'autre.
İşin sırrı burada.
Plaire, tout est là.
İşin sırrı dengede durmakta.
Tout est dans l'équilibre.
İşin sırrı, ilgilendiğini hissettirmemekte.
Le secret : Ne pas montrer que vous tenez à elle.
İşin sırrı, koruyucunun... Enjeksiyonla değil solunum yoluyla verilmesi.
La clé du secret est que la protection doit être inhalée et non pas injectée.
İşin sırrı görünene değil, görülmeyen şeye odaklanmaktır.
- Il faut regarder.. .. aux choses invisibles, qui sont éternelles.
İşin sırrı bu.
C'est l'enfer.
İşin sırrı saçında.
C'est la coiffure!
- İşin sırrı ne?
- C'est un truc?
İşin sırrı bu.
Voilà le hic.
Bu işin sırrını çözüp çözmediğimi merak ediyorum doğrusu.
Mon Dieu.
Sırrın bizimle kalabilmesi için bu işin gerçekleştirilme yöntemine çok kafa yordum.
J'ai réfléchi à une façon de procéder afin que le secret soit préservé.
Büyük bir işin peşindeyiz, ama ikimizin de bilmediği birşey var :... Bracco'nun sırrı ne kadar edebilir?
Nous sommes sur un coup formidable sans savoir ce que vaut le tuyau de Bracco.
İşin sırrı ne?
Comment fais-tu?
İşin sırrı, başlığı biraz şişirmek ve ilginç bir kapak bulmak.
Il suffit de corser un peu le titre... et de trouver une couverture alléchante.
İşin sırrı zayıf olanı, büyük, sağlam bir şirketle birleştirmekmiş gibi görünüyor.
Le grand secret étant de fusionner une société en chute avec une société en essor,
Bu işin bir sırrı var, Ponch.
Il y a un secret à ça, Ponch.
İşin sırrı bu işte tamam mı? Eminim öyledir!
C'est ça l'astuce!
İşin sırrı iyi davranmakta veya kötü davranmakta... ya da öyle veya böyle davranmakta değil... bütün insanlara aynı şekilde davranmakta.
Croyez-moi, ce ne sont pas... les manières qui comptent, mais de traiter pareillement tous les humains.
- İşin sırrı bu mu Bay Rome? - Doğru.
- C'est donc votre secret, M. Rome?
İşin sırrı bunda. Tenchu.
Il n'y a rien de plus.
İşin sırrı eşit miktarda dökmekte.
Le secret, c'est l'égalité des quantités.
İşin sırrı yeterince yakıt beslemesi yapmada.
Le secret réside dans l'apport constant du fuel.
- İşin sırrı Fletcher, sınırlarımızı sırasıyla ve sabıra aşmaya çalışmaktır.
- Le truc, Fletcher, c'est d'essayer de franchir nos limites dans l'ordre, patiemment.
- İşin sırrı ne?
- Quelle est la recette?
Doğru. İşin sırrı bu.
C'est le secret.
İşin sırrı burada.
C'est le secret.
İşin sırrı, o mektubu okumadan bu zarfa geri koymakta.
Il faudrait arriver à remettre cette lettre dans son enveloppe sans la lire.
Belki de işin sırrı budur!
Peut-être que c'est le secret!
- İşin sırrı, yağlı kağıtta. - Yağlı kağıt mı?
Le secret, c'est du papier huilé.
Elini benimkinin üzerine koy. İşin sırrını öğren.
Mets ta main sur la mienne, pour attraper le truc.
Yekta? Ne işin var senin Sırrı Bey'in odasında? [KIZARAK] Ne işin var senin o odada?
Yekta, Qu'est-ce que tu fais dans la chambre de Sirri Bey?
İşin sırrı budur.
C'est le secret.
İşin sırrı, konuşmasında.
ça se sent dans sa voix.
İşin sırrı bu.
C'est la clé.
İşin sırrı iyi karıştırmakta.
Le secret, c'est de tout bien mêler.
İşin sırrı buymuş!
C'est notre joker!
- İşin sırrı nerede biliyor musun?
- Tu sais le secret?
İşin sırrı burada. İçine biraz Worcestershire sosu, sarmısak, azıcık da kekik katarım. Sonra ona köfte şeklini veririm, ama çok dikkatle, kıvamını kaçırmayacaksın.
Je la passe au Worcestershire, à l'ail... un peu de thym... et je la glisse dans le pain, doucement, pour pas marquer la viande.
Elbette.İşin sırrı dirseğini kullanmakta.
Bien sûr, si tu pousses. Le secret, c'est d'utiliser ton coude.
sırrın nedir 19
işin var mı 24
işin bitti mi 39
işin bitti 115
işin aslı 146
işin gerçeği 35
işin doğrusu 120
işin var mı 24
işin bitti mi 39
işin bitti 115
işin aslı 146
işin gerçeği 35
işin doğrusu 120