Kalabilirsin Çeviri Fransızca
2,206 parallel translation
Pekâlâ, Kim, Amerika'da burada kalabilirsin ama... Bay Li hakkındaki gerçeği polise anlatmak gerek. Onunla diğerlerinin sana neler yaptığını.
Kim, vous pouvez rester aux États-Unis, mais vous devrez parler de Mme Lee, de ses hommes et de ce qu'ils vous ont fait.
Yanında kalabilirsin veya ben kalabilirim.
Tu peux rester avec lui ou... Je reste...
Burada istediğin kadar kalabilirsin.
Tu peux rester tant que tu veux.
Burada, bizim çatımız altında istediğin kadar kalabilirsin. Ne kadar sürerse sürsün.
Tu peux rester sous notre toit le temps qu'il faudra.
Eğer gelip montajını yaparsan, bu gece bende kalabilirsin.
Si tu le montes, on pourrait dormir chez moi.
Polisten kaçtın, iki ajanın hayatını tehlikeye soktun. - Birkaç gün burada kalabilirsin.
Vous avez fui, vous avez mis la vie d'agents en danger.
Senden aylık 100 dolar alırım. Bir yer bulana kadar orada kalabilirsin.
Tu peux y rester pour 100 $ par mois jusqu'à trouver mieux.
Öyleyse bunu takmak zorundasın. Bu sayede suyun altında daha uzun süre kalabilirsin.
Bon alors, ça, tu dois l'utiliser pour pouvoir rester plus longtemps sous l'eau
Burada kalabilirsin. Benim için sorun değil. Ama şu soru sorma işine bir son ver.
Je veux bien que tu dormes ici, mais tu me poses pas de questions.
İstersen biraz kalabilirsin.
- Tu peux rester. - Non.
Bizimle kalabilirsin.
Pas la peine. Restez dormir ici.
Ya da kalabilirsin.
Ou... tu pourrais rester.
Tamam, kalabilirsin.
Très bien, tu peux rester.
Eğer okuluna gitmeden önce birkaç gün kalmak istersen, kalabilirsin.
Tu peux rester quelques jours pour faire ça... avant de reprendre les cours.
- İşleri halledecek bir yere ihtiyacın var. Burada kalabilirsin. - Hayır.
Tu as besoin d'un endroit sûr.
Yani olabileceğin kadar uzun metres olarak kalabilirsin.
Aussi longtemps que tu supporteras d'être une femme entretenue.
Ya da kalabilirsin.
Ou tu pourrais rester.
İstersen telefonda kalabilirsin...
Tu peux rester en ligne si tu veux, mais je commence.
Yeri gelmişken söyleyeyim istediğin kadar bizimle kalabilirsin.
Mais en attendant, tu es plus que bienvenu à rester chez nous.
Pekâlâ, burada kalabilirsin.
Bon, je pense qu'il peut rester ici.
- Ve sekize kadar barınağa dönmezsem... - Burada onunla kalabilirsin.
- Si je ne suis pas au centre à 8 h...
Benimle kalabilirsin. Odamda boş bir ranza var, işte gerçek bir anlaşma.
Viens chez moi, j'ai un lit superposé, super et posé en même temps.
Burada kalabilirsin arkadaşım.
Vous pouvez rester ici, mon ami.
Sen de Charlie ile beraber kalesinde kalabilirsin.
Tu peux rester avec Charlie à la forteresse.
İstersen ebediyen burada kalabilirsin.
Si tu veux, tu peux rester pour toujours ici.
Gitmen gerektiğini söylediğimi biliyorum, ama istersen kalabilirsin.
Je t'ai dit de partir, mais tu peux rester si tu veux.
Bizimle bir süre kalabilirsin.
Tu pourrais rester avec nous un moment.
Ama dikkatli olmazsan güneş yanığına maruz kalabilirsin.
Mais si tu ne fais pas attention cela peux devenir un enfer avec un coup de soleil.
Bu kötü dünyada sadece sen mi hayatta kalabilirsin?
Tu crois être le seul à pouvoir survivre dans le monde extérieur?
Şuradaki yatak odasında kalabilirsin. Kendi banyosu da vardır.
Prenez cette chambre, il y a une salle de bains.
Dilersen birkaç gün kalabilirsin bu arada biz de parayı toplarız.
Reste donc quelques jours, le temps qu'on réunisse la somme.
Kalede kalabilirsin iyileşene kadar sana bakacağız.
Tu peux dormir au château, on veillera à ta guérison.
Burada dilediğin kadar kalabilirsin.
Tu peux rester ici aussi longtemps que tu le voudras.
Tabii kalabilirsin.
Ça va.
Burada babanla kalabilirsin ya da benimle gelebilirsin.
Tu peux rester ici avec ton papa. Ou tu peux me suivre.
Fakat bu gece burada kalabilirsin.
Mais tu peux dormir ici, ce soir.
Yanımızda kalabilirsin.
Reste chez nous.
Kalabilirsin.
Tu pourrais rester.
Çamur ve yılanların arasında ne kadar hayatta kalabilirsin?
Combien de temps vas-tu survivre parmi la boue et les serpents?
Burada biraz daha uzun zaman kalabilirsin.
Je vais passer l'éponge et te laisser rester plus longtemps.
Sorun değil, kalabilirsin. Sığınmak bedava.
Vous pouvez vous abriter, c'est gratuit.
lstersen burada da kalabilirsin.
Si tu veux, tu peux la prendre.
Bizimle istediğin kadar kalabilirsin.
Tu peux rester aussi longtemps que tu veux.
Benim odamda kalabilirsin.
Vous pouvez rester dans ma chambre.
- Mecbur kalabilirsin.
T'auras plus qu'à le baiser, lui.
Yine de burada kalabilirsin.
De toute façon, tu restes.
Burada kalabilirsin.
Reste ici.
Flint, aşağıda sıkış kalabilirsin.
Tu seras coincer, en bas.
Burada kalabilirsin.
Tu peux crécher ici.
Kalabilirsin ama benim için uygun olmayan bir zaman.
- Si.
- Burada kalabilirsin.
Tu peux rester ici.