Kalbim kırıldı Çeviri Fransızca
156 parallel translation
Kalbim kırıldı!
J'ai le cœur brisé!
Kalbim kırıldığından beri kızınıza evlenme teklif etmeyi düşünmüyorum.
Je suis trop pauvre pour épouser Raina.
Kalbim kırıldı.
cela me blesse Ie cœur.
Ama kalbim kırıldı.
Mais ça me brise le coeur.
* Gittiğinden beri * * Kalbim kırıldık * * Bir kere daha *
Depuis que tu es parti mon coeur s'est brisé une fois encore.
Kalbim kırıldı.
Mon coeur est brisé!
Kalbim kırıldı.
Je suis inconsolable.
- Kalbim kırıldı.
Nos moteurs sont neufs.
Bud gitmeyi reddedince, kalbim kırıldı. Tony'e, Bud'ın öldüğünü söylemek zorunda kaldım.
J'étais triste quand Bud a refusé d'y retourner.
Kalbim kırıldı
Écoute ça. - Ça m'a brisé le cœur
Kalbim kırıldı.
Ça me pèse
- Kalbim kırıldı, dostum.
J'ai le cœur brisé, mon vieux.
Kalbim kırıldı, yıkıldım!
J'étais fauché et désespéré!
Kalbim kırıldı.
J'ai été dévasté.
kalbim kırıldı şanslı degilim para harcamada!
Le problème est résolu.
- Birazcık kalbim kırıldı sadece.
- J'ai juste le coeur brisé.
Benim kalbim kırıldı.
J'ai le coeur brisé.
Ama gerçek şu ki kalbim kırıldı.
Mais la vérité, c'est que... ça fait très mal.
Her kalbim kırıldığında gazeteler bunu bir eğlence gibi yazdılar.
Et chaque fois que j'ai un chagrin d'amour, les journaux... l'étalent partout, comme si c'était un divertissement.
Gerçekten kalbim kırıldı.
Ça m'a blessé.
- Kalbim kırıldı.
- Je suis désespéré.
- Kalbim kırıldı.
- ça fait mal.
Demek istediğim kırdım onu ama, benim kalbim kırıldı, çünkü onu seviyorum.
Là, je me fais du mal parce que je l'aime.
"Oh, kalbim kırıldı!"
"ll m'a brisé le coeur."
- Kalbim kırıldı.
- Ça me brise le coeur.
Benim do daha önce kalbim kırıldı.
Mais tu sais, j'ai déjà eu le cœur brisé.
Kalbim kırıldı.
Oh, ça me fend le cœur.
Yine de kalbim kırıldı.
Mais ça blesse.
- Belki de bu yüzden kalbim kırıldı.
Peut-être que j'aimerai qu'on me brise le coeur.
- Kalbim kırıldı.
- Je suis blessée.
kalbim kırıldı.
ça m'a brisé le cœur.
Sanki, kalbim kırıldı.
Ca m'a... brisé le coeur...
Kalbim kırıldı.
C'est avoir le cœur brisé.
Kalbim kırıldı. Artık çok geç olduğunu fark ettim.
Elle ne te quittait pas, j'avais le coeur brisé et lui souriait jaune.
Kalbim kırıldı.
Ça m'a brisé le cœur.
Kalbim kırıldı, ama hazırlıklıydım.
Je m'y étais préparée.
Kalbim kırıldı...
Il est tout cassé.
İlk defa aşık oldum, ilk defa kalbim kırıldı, ilk defa onurlu davrandım. İlk defa onurlu olmanın sonuçlarıyla karşılaştım.
Première fois que je tombe amoureux, première peine de coeur, premier acte de bravoure, qui m'aura valu une bonne claque dans la gueule.
İlk kez kalbim kırıldı.
Premier chagrin d'amour.
Kalbim kırıldı, o kadar.
Voyons la machine.
Bu hikâyeleri iyi bilirim. Bu kalbim belki 100 defa kırıldı.
On m'a brisé le coeur cent fois.
Benimse kalbim kırıldı.
J'ai le cœur brisé.
Anlamıyor musun, kalbim kırıldı.
Vous ne comprenez rien?
Kalbim çok kırıldı be.
tu fais partie de la famille.
18 yaşındayken ben de kendimden büyük bir hanımla çıkıyordum. Kalbim çok kırıldı.
À 18 ans, je sortais avec une femme plus âgée, elle m'a brisé le cœur.
Kalbim bir kez kırıldı.
N'essaies pas de moucharder maintenant.
Teneke adamı hatırlar mısın? "Kalbim olduğunu biliyorum, çünkü kırıldı."
Pense à l'homme en fer blanc du film. "Je sais que j'ai un cœur parce qu'il est brisé." Et ensuite, tout le monde dit :
Kalbim çok kırıldı.
Mon cœur battait à tout rompre.
25 yıldır bu ülk edeyim ama kalbim k endi topraklarımda.
Je suis dans ce pays depuis 25 ans mais mon coeur appartient toujours à ma terre natale.
Kalbim senin yüzünden kırıldı, cam gibi paramparça oldu,
Mon coeur se brise comme du verre, brisé à cause de toi,
Kalbim çok kırıldı ve sonra toparlandım.
J'ai eu le cœur brisé trop souvent et je m'en suis remise.
kırıldı 50
kalbim 98
kalbi 31
kalbin 16
kalbimi kırdın 25
kalbimi kırıyorsun 46
kalbi durdu 48
kalbim çarpıyor 19
kalbim 98
kalbi 31
kalbin 16
kalbimi kırdın 25
kalbimi kırıyorsun 46
kalbi durdu 48
kalbim çarpıyor 19