Kalbi durdu Çeviri Fransızca
305 parallel translation
"Onu kimse öldürmedi. Sadece kalbi durdu ve öldü."
On ne l'a pas tué, il est mort d'un coup de sang. "
Bu yüzden oksijen alamıyordu, kalbi durdu?
Donc, ne recevant plus d'oxygène, arrêt cardiaque.
- Kalbi durdu, 400 vata ayarla.
- Défibrillateur à 400 watts seconde.
Daha sonra kalbi durdu, ve Dr. Paultees geldi ve onu kurtardı.
Plus tard, son cœur s'arrête, le Dr Paultees vient et la sauve.
Kızınızın kalbi durdu. Onu canlandırın, defib edin!
- Elle a fait un arrêt cardiaque.
Çete üyesini mi? Kalbi durdu.
Elle a eu une rupture de l'aorte.
Marichek'in kalbi durdu.
Infirmerie à central. L'officier Marichek fait un arrêt cardiaque.
Kalbi durdu.
Son cœur s'est arrêté.
- Kalbi durdu.
Son cœur s'est arrêté.
Kalbi durdu.
Il est en arrêt.
Kalbi durdu. Basıncı düştü.
Chute de tension.
- Kalbi durdu dediler. - Yine atmaya başladı.
- Son cœur s'est arrêté?
- Karın kanaması. Kalbi durdu.
- Hémorragie abdominale.
- Mark, 2'deki kızın kalbi durdu.
- Mark, une fillette part en 2.
Kalbi durdu ve başlatılamadı.
Asystolique.
Tüm imkanlarımızı kullandık, ama kalbi durdu ve öldü.
Nous avons fait le maximum, mais son cœur s'est arrêté... et il est mort.
Kalbi durdu.
Arrêt cardiaque.
Kalbi durdu!
Arrêt cardiaque!
Kalbi durdu, çünkü tüm vücut ısısını kaybetti.
Son rythme a chuté à cause du froid.
Bugün, 4 Mayıs, 1980, 15 : 05, Ljubljana'da ulusumuzun ve azınlıkların büyük evladının kalbi durdu.
Aujourd'hui, le 4 mai, 1 980, à 1h55, à Ljubljana, Le cœur a cessé de battre le grand fils. De nos nationalités et de nos minorités...
- Asansörde kalbi durdu.
- Il a fait un arrêt dans l'ascenseur.
Sonra akciğerleri iflas etti ve en sonunda da kalbi durdu.
Les poumons ont collapsé et finalement, le cœur s'est arrêté.
- Kalbi durdu.
- Elle fibrille.
- Kalbi durdu.
- Il est en arrêt.
Kalp pilini denedik, kalbi durdu.
Il est en fibrillation.
- Kalbi durdu.
- Il se ralentit.
Kalbi durdu.
En arrêt.
- Kalbi durdu.
- Il fibrille.
- Kalbi durdu!
- Elle fibrille!
Kalbi durdu. Kalbi durdu!
Son coeur s'est arrêté!
Gerekli olursa, sizi sakinleştireceğim. Doktor, kalbi durdu.
S'il le faut, je vous endors.
Kalbi durdu. Tıpkı saat gibi.
Son cœur s'est arrêté comme une montre.
- Joel'un kalbi durdu.
- Joël est en arrêt cardiaque.
- Kalbi durdu.
- C'est plat.
- Kalbi durdu!
- Il plonge!
Kalbi durdu.
- Mon gars a plongé.
- Bizimki. Kalbi durdu.
Il est en arrêt.
Kalbi durdu.
Le scope est plat.
- Ne kadardır kalbi durdu?
- Il est parti depuis quand?
Kalbi durdu.
Il fibrille.
- Kalbi durdu!
- Il fait un arrêt!
Ve bir öfke anında kalbi durdu artık atmıyordu.
Puis, enragé, il s'est effondré. Son cœur ne battait plus.
Kalbi durdu.
Défibrillateur!
Ameliyata alındı. Kalbi durdu, ama yeniden hayata döndürdük.
Son cœur s'était arrêté, mais nous avons pu le réanimer.
- Kalbi durdu.
- Son coeur s'est arrêté.
Kalbi durdu.
Elle a eu une rupture de l'aorte.
Kalbi durdu.
- Oui, c'est beaucoup mieux. Bon.
Kalbi mi durdu?
Son cœur s'est arrêté?
Kanı pıhtılaşıyor. Kalbi bu yüzden durdu.
C'est une thrombose qui ralentit le cœur.
- Kalbi durdu.
- Il est en fibrillation.
Kalbi iki kez durdu. Uyuşturucu savaşında bir asker daha öldü.
Un autre militant de la drogue.
durdur 139
durdu 87
durduk 23
durdum 42
durdurun 141
durdular 27
durduramıyorum 35
durdur onu 200
durdurun onu 231
durdurun şunu 91
durdu 87
durduk 23
durdum 42
durdurun 141
durdular 27
durduramıyorum 35
durdur onu 200
durdurun onu 231
durdurun şunu 91
durdur onları 66
durdurun onları 81
durdur arabayı 52
durdur şunu 145
kalbim 98
kalbi 31
kalbin 16
kalbimi kırdın 25
kalbimi kırıyorsun 46
kalbim kırıldı 16
durdurun onları 81
durdur arabayı 52
durdur şunu 145
kalbim 98
kalbi 31
kalbin 16
kalbimi kırdın 25
kalbimi kırıyorsun 46
kalbim kırıldı 16