Kalbimi kırdın Çeviri Fransızca
305 parallel translation
Kalbimi kırdın, Tribün.
Tu m'outrages, tribun.
Kalbimi kırdınız, bayan.
Vous m'avez blessé.
Kalbimi kırdın.
Je le jure!
Kalbimi kırdın.
Tu m'as brisé le cœur.
Kalbimi kırdın!
Tu m'as brisé le cœur.
İmkansız aşkınla kalbimi kırdın!
Brisant mon cœur par votre impossible amour!
Gerçekten kalbimi kırdın. Bunu biliyor musun?
Tu vas me faire pleurer!
Kalbimi kırdın.
Je m'en souviendrai.
Beni aşağılamakla kalmadınız aynı zamanda kalbimi kırdınız.
Vous m'insultez et en plus vous me blessez.
Kalbimi kırdın.
Tu me fais de la peine.
Anlasaydı, adam canıma okurdu. - Ve kasten kalbimi kırdın.
Un mec qui pourrait m'essorer les bonbons... et... et ensuite tu me fais de la peine exprès.
Kalbimi kırdın.
Rabbi, tu m'as brisé le cœur.
Benim kalbimi kırdın, Christy Brown.
Tu me fends le cœur, Christy Brown,
Kalbimi kırdın, Max.
Tu m'as brisé le cœur, Max.
Kalbimi kırdın.
Ta compassion me fend le cœur.
Kalbimi kırdınız.
Vous m'avez blessée.
Kalbimi kırdın, Yvonne.
Tu m'as brisé le coeur, Yvonne.
Kalbimi kırdınız bayım.
Je vous trouve blessant.
- Tamam. Konunun uzmanını istiyorsun, biliyorum, ama kalbimi kırdın doğrusu.
Tu veux la bête de microscope qu'on nous envoie?
Kimin için kalbimi kırdın lan? Bak adamını iyi tanı.
Tu vois pour qui tu m'as quitté!
Kalbimi kırdın.
Tu m'as rendu malheureux.
Sen benim kalbimi kırdın Max.
TU M'AS BRISÉ LE COEUR, MAX.
İki sene önce çektin gittin. Kalbimi kırdın.
Tu t'es tiré il y a deux ans en brisant mon foutu cœur.
Kalbimi kırdın!
Tu as joué avec mes sentiments.
Hem ben seninle konuşmuyorum Kalbimi kırdın
Je ne te parle plus, tu m'as brisé le cœur. Viens.
Kalbimi kırdın.
Tu es amer.
Kalbimi kırdın, Jelly.
Tu me fends le coeur, Jelly.
Kalbimi kırdın.
Tu me fends le coeur.
Yaptığın ya da yapmadığın her neyse kalbimi kırdın.
Quoi que tu aies fait ou pas tu m'as brisé le cœur.
Kalbimi kırdın, Richie.
Tu m'as brisé le cœur, Richie.
Kalbimi kırdın!
Tu m'as brisé le cœur!
Sen benim kalbimi kırdın.
Tu as blessé mes sentiments.
Kalbimi kırdın.
Tu m'as blessé.
Ve kalbimi kırdın.
Et tu m'as brisé le cœur.
Biliyor musun, kalbimi kırdın.
Ça me fait de la peine ce que tu dis.
Kalbimi sen kırdın.
Tu l'as déjà brisé.
Böylece şalteri elinizde tuttunuz kalbimi kırmaktansa kafamı patlatmaya hazırdınız!
Alors vous gardez l'interrupteur en main... prêt à exploser mon crâne sans me vexer!
Ama buradan ayrıldıktan sonra kalbimi kırdığını sakın unutma!
Quand le moment viendra, tu ne sauras plus que faire. Soit.
Kalbimi kırdığın
Que tu m'as brisé le cœur
Sadece yaptıkların kalbimi kırdı.
Tu m'as juste brisé le coeur.
- Kalbimi bir kez kırdın.
Tu m'as déjà brisé le cœur...
Kalbimi kırdın.
Tu m'as brisé le cœur
Kalbimi kırdın.
Tu m'as brisé le coeur.
Beden hocasına kötü kalpli erkeğin kalbimi kırdığını söyledim.
J'ai dit à ma prof d'EPS qu'un homme m'avait brisé le cœur.
Bugün gelmemekle kalbimi kırdığını söylemek için aramıştım.
Ca m'a beaucoup blessée de ne pas te voir, l'autre jour.
Çünkü onunla aniden evlenerek kalbimi yeterince kırdın.
Tu m'as brisé le coeur... quand tu l'as séduite.
O kadın benim kalbimi kırdı.
Cette femme m'a brisé le cœur.
- Kalbimi kırdın ve...
- Botte-leur le cul, hostie.
"Kalbimi Kırdı." Hayır, aslında Jill'in ne yaptığının farkındasınız.
Vous savez ce qu'a fait Jill?
Şu anda kalbimi çok kırdın.
Tu m'as vraiment blessé là.
Ne için, kalbimi kırdığın için mi yoksa bana hayatımın zevkini yaşatıp sonra bundan yoksun kıldığın için mi?
De m'avoir brisé le cœur, ou de m'avoir donné un immense plaisir pour ensuite m'en priver?