Konuşabiliriz Çeviri Fransızca
2,508 parallel translation
Şurada, bir kaç kuytu yer var ve biz, ve biz özel olarak konuşabiliriz.
Ou dans un coin. On peut parler en privé.
Bunu konuşabiliriz.
Personne ne vous veut de mal.
Yarın da konuşabiliriz, tamam mı?
Nous en reparlerons demain, okay?
Ot, sonra bu araba. Orta yaş bunalımı geçiriyorsan konuşabiliriz.
Entre le joint et la caisse,
Yani bunu yarınki seansta konuşabiliriz. Sabah kahvaltısında fahişelerle birlikte konuşmak yerine.
Alors nous pouvons continuer cette conversation à notre RDV de demain, sans prostituées au petit déjeuner.
Ama Tyler uyuduğu zaman, başka şeyler konuşabiliriz.
On s'arrangera plus tard. Quand Tyler sera au lit.
Bunu konuşabiliriz.
On peut en parler.
Konuşabiliriz.
hé, nous pouvons parler.
Her konuda konuşabiliriz.
Nous pouvons discuter de tout.
İngilizce konuşabiliriz.
Ça me va si vous parlez en anglais.
Konuşmak hakkında konuşabiliriz. Ya da sadece konuşuruz.
On peut parler du fait de parler, ou on peut parler.
Onu yapmadan önce başka bir şey konuşabiliriz.
On pourrait discuter d'un petit quid pro quo avant.
Uygun şekilde konuşabiliriz.
On peut parler tranquillement.
Bunu konuşabiliriz.
On peut parler.
Burada konuşabiliriz.
Tu peux me parler ici.
Bir dakika konuşabiliriz.
- Je vous ai envoyé des mails.
Bir dakika oturup konuşabiliriz diye düşündüm.
Je vais les lire.
Sanırım burada konuşabiliriz.
On peut parler ici, j'imagine.
- Şimdi konuşabiliriz, ama önce General Milgram'ın güvende olduğunu bilmeliyim.
- Discutons. Mais avant, je dois savoir si le général Milgram est en sécurité.
General'i serbest bırakırsan ailen hakkında konuşabiliriz.
Libérez le général et nous parlerons de votre famille.
Şef Johnson'ın sorularının cevaplarını bulacağız ya da burada konuşabiliriz.
On trouvera les réponses aux questions du chef Johnson, ou alors, on en parle ici.
Konuşabiliriz
On pourra parler.
Bundan konuşabiliriz.
On pourra en parler.
O zaman baban hakkında konuşabiliriz.
Que nous puissions parler de lui.
Şurada konuşabiliriz.
Nous pouvons parler ici
İsterseniz Ryan'la gidip kadınla konuşabiliriz tabii siz cinayetle meşgulseniz diye dedim.
Ryan et moi serons ravis d'aller enquêter là-dessus si votre meurtre vous occupe trop.
İkimiz konuşabiliriz.
Nous pourrions parler, toi et moi.
Belki sizinle daha sonra bu konu hakkında konuşabiliriz.
Pourrait-on vous en parler tout à l'heure?
İçinde bulunduğum etik ikilem hakkında konuşabiliriz.
De mon dilemme éthique.
Belki daha az gürültülü bir yere gidip adamakıllı konuşabiliriz.
Si on en discutait dans un endroit plus calme?
Makul şekilde konuşabiliriz.
On pourrait aussi parler.
Sadece konuşabiliriz.
On peut simplement parler.
- Her şeyi konuşabiliriz.
On peut parler de tout ce qu'on veut! Tout.
Yine konuşabiliriz, ama sanırım gerek olmayacak.
On reparle quand tu veux, mais pas maintenant on dirait.
Oturma odasında konuşabiliriz.
Nous pouvons parler dans le salon.
Kolay. Gelecek hafta geldiğimde bu rapor bana hiç hata olmadığını gösterirse bütün gün isimler hakkında konuşabiliriz.
Si quand je reviens, le rapport ne signale aucune erreur, on parlera de noms toute la journée.
Düşündüm ki umarım sizinle biraz Jake hakkında konuşabiliriz.
J'espérais que nous pouvions... parler un peu plus à propos de Jake.
Sadece yemeğe gidebilir ve babam hakkında konuşabiliriz.
On pourrait aller diner, parler de mon père.
- Aa, konuşabiliriz- - aynı evde yaşıyoruz.
- On peut parler.
Bu konuda konuşabiliriz.
On peut en discuter.
Bunları Susan'ın ilk satışına bira içerken konuşabiliriz.
Peut-être autour d'une bière après sa première vente.
Görüntülü konuşabiliriz.
Enfin, tu me verras.
Sadece beni dinlerseniz. Öğle yemeği sırasında benim kulübümde konuşabiliriz.
Je pourrais vous expliquer autour d'un déjeuner à mon club.
Zaten bu yüzden hepimizin telefonda konuşmasını istedim. Böylece zarar dışındaki diğer koşulları konuşabiliriz.
C'est pour ça que je nous ai tous réunis, pour parler des autres conditions, non matérielles.
Ya da yüz yüze konuşabiliriz.
On peut aussi parler maintenant.
Ya da bunu daha sonra konusabiliriz.
Mais on en reparlera plus tard.
Konuşabiliriz.
On peut parler.
İngilizce konuşabiliriz.
- On peut parler votre langue.
Önemli bir şey olmuştur. Eminim, bunu daha sonra konuşabiliriz.
Sûrement, on en parlera plus tard, tu as beaucoup de choses à faire.
Konuşabiliriz diye düşünmüştüm.
J'ai pensé qu'on aurait pu discuter.
Yarın konuşabiliriz, lütfen kes artık.
- T'as pas intérêt.
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuş benimle 497
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236