English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Korkak

Korkak Çeviri Fransızca

4,202 parallel translation
Bir avuç korkak- -
C'est un tas de pédales que tu...
Seni, koca, şişko, korkak!
Vas y, grosse mauviette!
Korkak.
Mauviette.
Seni korkak.
Poltron.
Korkak, kaçak davranışı mı?
Est-ce sa façon De se sauver, apeuré?
Yanlış adım atarsın Korkak ve gerginsen
Les gens font de mauvais choix Quand ils sont contrariés Apeurés ou énervés
Seni korkak!
Espèce de lâche.
Bu konuda söyleyecek hiç bir şeyin yok, çünkü ben senin patronunum. Sen korkak, zayıf ve acınası bir piyondan başka bir şey değilsin.
Vous n'avez rien à en dire car je suis votre patron, et vous n'êtes rien d'autre qu'un employé peureux, faible et pathétique.
Bu kadar korkak olma.
- Laisse-toi faire.
Zavallı korkak kırıldı ev.
Maison être brisé lâche pathétique.
Bu kindarcaydı, gereksiz ve ben ayrıldıktan sonra oldu seni korkak!
C'était un acte malveillant ainsi que lâche car j'avais le dos tourné.
Beni cezalandırmak mı istiyorsun? Korkak gibi telefonun ardına gizlenme!
Alors arrêtez de vous cacher derrière votre téléphone comme un lâche!
Böyle korkak bir yerde daha fazla kalmayacağım.
Je ne reste pas une seconde de plus dans un magasin si lâche.
- Korkak bir kedisin.
- T'es une peureuse. Non, tu l'es.
Nasıl bir korkak olduğumu görüyorsun işte.
Il a vu que je suis un trouillard.
Tam bir korkak herif işi.
C'est des conneries de gonzesses, ça.
Ve sen... sen orada bir korkak gibi duruyorsun.
Et vous restez planté là comme un lâche.
Biz korkak değiliz.
On est pas des lâches.
Bir avuç korkak, cesurlarla mı dövüşecek?
Une bande de lâches veut s'en prendre à nous?
Onu eczanede öldürmeliydin korkak herif.
T'aurais dû l'achever dans le magasin, abruti.
İşte buradasın. Seni korkak!
Te voilà, lâche!
Tut, korkak.
Tire, couard.
Cutler sana korkak damgası vurdu.
Cutler vou défini comme un lâche.
Göster kendini, Whitehead! Seni lanet korkak!
Montre-toi, Whitehead, foutu couard!
İşte korkak burada!
Le couard est arrivé.
Skerritt korkak gibi öldü, ha?
Skerritt s'est fait avoir comme un pigeon.
Öyle mi, ret mi ediyor? Çünkü o korkak ve yalancı.
C'est parce qu'il est un lâche et un menteur.
Korkak bir hayvan gibi kapana kısılmayacağım.
Je ne tomberai pas dans un piège comme un putain d'animal. [cris] Ta cause est perdue.
- Çünkü ben bir korkak değilim.
- Parce que je ne suis pas un lâche.
6 ay önce... Arkandan konuştuk ettik ve yüzüne karşı da fakir, şişman, fare kadar korkak, sıkıcı ve Zach Galifianakis gibi giyindiğini söyledik.
Ces six derniers mois, j'ai raconté dans ton dos et en face de toi que tu es pauvre et grosse et que tu parles trop et que t'es ennuyeuse et que tu t'habilles comme
Birçok şey olduğunu düşünüyordum, ama bu kadar korkak olduğunu ummazdım.
Je pensais que vous étiez beaucoup de choses, mais je ne t'ai pas traité de mauviette.
Böyle bir insanın korkak olduğunu söylemek biraz garip...
J'ai du mal à croire... qu'il était si lâche.
Miyabe korkak biriydi, değil mi?
Kyuzo Miyabe... c'était un énorme lâche, pas vrai?
Korkak, ödlek, ölmekten korkan...
Peur de mourir... gros lâche... pas fiable.
Korkak...
Un lâche.
Herkes hâlâ toplanıp dedikodusunu yapıyor ve onu korkak yerine koyuyor.
Miyabe continuait de s'envoler vers les cieux pendant que tout le monde le traitait de lâche.
Yani korkak biri değildi.
Ce n'était pas de la lâcheté de sa part, alors.
Korkak oldukları söylense bile Müttefikler hava üssümüzün inşa edilmesini beklediler. Tamamlanmasını takiben, geride kalan az miktarda askeri etkisiz hâle getirdiler.
Les Alliés... ces lâches... ont attendu que notre base soit établie... pour l'attaquer sans merci.
Kesinlikle korkak biri değildi.
Le sergent Miyabe n'était certainement pas le lâche que tout le monde décrivait.
Korkak olmayın!
Ne faites pas les poules mouillées!
- Çık ortaya korkak.
- Montre-toi, espèce de lâche.
Korkak küçük Chelsea benim tuzağıma düştü, bir daha hiç mutlu olamayacak.
Petite Chelsea effrayée pris au piège ici avec moi, et elle n'a jamais été plus heureuse.
Ben korkak değilim.
Et je ne suis pas un trouillard.
Korkak, bana tuzak kuruyorsun. Uyuyana kadar bekledin, değil mi?
Espèce de lâche, tu m'as tendu un piège
Yani, bu korkak aile durumu seni rahatsız etmiyor mu?
C'est l'aspect famille branchée qui te gêne?
Kıçını kaldırıp buraya getir korkak herif!
Bouge ton cul d'ici, espèce de lâche!
Korkak gibi kaçtım korkakça içler acısı hayatıma bağlı kaldım.
J'ai fui comme un lâche, m'accrochant désespérément à ma misérable vie.
- Korkak Aslan öldü.
Lion Péteux est mort.
Üçlü yapmayı denediğim için nasıl korkak oluyorum?
Pourquoi je serai une tapette... alors que je veux essayer un plan à trois.
Korkak tavuk oyununu iyi oynadın Claire.
Jolie poule mouillée, Claire.
Tekrar yap acınası korkak! Teslim ol, iblis, bu kutsal su sayesinde.
Faites le encore, pathétique lâche! Mm. Mm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]