Kusura bakmazsanız Çeviri Fransızca
143 parallel translation
Kusura bakmazsanız, elçilikte çok önemli bir görüşmem var.
Pardonnez-moi, mais je suis attendu à l'ambassade.
Kusura bakmazsanız, oyunumuza devam edeceğiz.
Si ça ne vous dérange pas, on va continuer notre partie.
Evet, beyler eğer kusura bakmazsanız. Sorun değil.
- Si ça ne vous dérange pas, messieurs.
Kusura bakmazsanız, şaşırmaya devam edeceğim...
Si vous le permettez, je continuerai à être étonné,
Kusura bakmazsanız bu gece oynamayalım.
Non, merci, pas ce soir.
Sanırım yatmaya gideceğim, kusura bakmazsanız.
Je vais me coucher.
Kusura bakmazsanız ortaklar, muhasebecim defterlere... ... bakacak. Hile filan var mı diye. Olur mu?
Si vous n'y voyez pas d'inconvénients, je veux que mon comptable vérifie les livres.
Kusura bakmazsanız, Bay Butler, konuğumuz.
M.Butler est notre invité.
Kusura bakmazsanız bir ziyaretçim var.
J'ai une visite.
Şey, o zaman... Eğer kusura bakmazsanız yemekten önce biraz uzanacağım.
Bon, alors... si ça ne vous dérange pas, je vais m'allonger un moment avant le dîner.
Kusura bakmazsanız, geri geldim ama geçici olarak.
Si ça ne vous gêne pas, je suis revenu, mais temporairement seulement.
Kusura bakmazsanız çıkıp bir göz atacağım.
il faut que je les surveille...
Gidip birkaç dükkan ziyaret edeceğiz kusura bakmazsanız.
Vous allez visiter des magasins avec nous. D'accord?
- Kusura bakmazsanız... kararımı verdim.
Si ça ne vous dérange pas, je pense m'être décidée.
Kusura bakmazsanız Belediye Reisinin evinde kalayım. - Keşiş değilim.
J'ai besoin de me reposer vraiment.
Eğer kusura bakmazsanız ikinize de iyi günler diyorum.
Si vous permettez, je vais vous souhaiter une bonne journée à tous les deux.
Özür dilerim, teyze, kusura bakmazsanız kendimi biraz bitkin hissediyorum.
Je vous prie de m'excuser, ma tante, je me sens un peu faible.
Kusura bakmazsanız, çiftliğin devir-teslim evraklarını görebilir miyiz?
Peut-on voir les papiers de transfert de propriété?
Kusura bakmazsanız, öncelikle failleri görmek isterim şerif.
Tout d'abord j'aimerais voir les sujets.
Kusura bakmazsanız odanızı tekrar kontrol edeceğim.
- Faites. - C'est si romantique.
Kusura bakmazsanız kendi seçimimi kendim yaparım.
Avec votre permission, je choisis mes hommes.
General, kusura bakmazsanız dönmek istiyorum.
Général, j'aimerais rentrer si ça ne vous ennuie pas.
- Kusura bakmazsanız...
- Si vous voulez bien m'excuser.
- Kusura bakmazsanız işime döneceğim.
Excusez-moi, j'ai du travail.
Ve bu taşın sembolik değeri büyük olduğundan, tüm Afrika halkının... peşime düşmesini pek istemiyorum, kusura bakmazsanız.
Et comme cette pierre est un gros truc symbolique je suis pas tellement pressé d'avoir tout un pays africain au cul.
O kısımları biraz atlayacağım, kusura bakmazsanız.
Je préférerais sauter cette partie.
Kusura bakmazsanız baş parmağınızın çok ses çıkardığını söylemek isterim.
Si je puis me permettre, vous avez un pouce très bruyant.
Kusura bakmazsanız, müfettiş, ben biraz yorgunum.
Mais je suis un peu fatigué, inspecteur.
Kusura bakmazsanız.
Ne vous en déplaise...
Kusura bakmazsanız ben otobüs ile yola devam edeceğim.
Si vous permettez, j'irai en car.
Kusura bakmazsanız, bir dostumu da getirdim.
Si ça ne vous dérange pas, j'ai amené un ami.
Kusura bakmazsanız bir şey soracağım hiç evlilik dışı çocuğunuz var mı?
Pardonnez cette question. Avez-vous des enfants illégitimes?
Kusura bakmazsanız çalışmam gerekiyor.
Excusez-moi, mais j'ai du travail.
Kusura bakmazsanız, Byron ile konuşacaklarım var.
Je voudrais avoir un mot avec Byron, si tu le permets.
Eğer kusura bakmazsanız şunları bir söküverebilir miyim? - Hayır, yapma.
- Ca vous dérange pas si j'enlève ça?
Ama ilk olarak, kusura bakmazsanız... size ailemi tanıtmak istiyorum?
J'aimerais d'abord vous présenter ma famille.
Kusura bakmazsanız, efendim, bir de bir mektubu istemem söylenmişti.
Je dois vous réclamer une lettre.
- Kusura bakmazsanız Bayan Padget, şeri'mi bitireyim.
Si ça vous va, je m'en tiens au sherry.
Bir hasta bekliyorum Ajan Mulder. Kusura bakmazsanız.
J'ai un patient qui m'attend, agent Mulder.
Kusura bakmazsanız... size birkaç soru sormak istiyorum.
Pardonnez-moi mais j'ai des questions à vous poser.
Kusura bakmazsanız?
Ca vous dérange...
Kusura bakmazsanız biz de ikinci bir arama yapabilir miyiz?
Vous permettez qu'on vérifie à nouveau?
Arkadaşlar kusura bakmazsanız, kişilik bölünmemden kurtulmaya çalışıyorum.
Si ça ne vous dérange pas, j'aimerais éviter la démence.
Kusura bakmazsanız telefona uzanıp polisi arayacağım.
Bon, laissez-moi ramper jusqu'au téléphone et appeler la police.
Bence sizin devriniz fazla uzatılmıştı. Yani kusura bakmazsanız, güle güle. Sonunda ilerliyoruz.
Maintenant, ça va, et si ça ne vous ennuie pas, bon vent, on va enfin pouvoir aller de l'avant.
Ama şimdilik.... kusura bakmazsanız....
Mais pour le moment... si cela ne vous ennuie pas....
Japonlar o Allah'ın cezasını yemişlerdi. Eğer kusura bakmazsanız...
Les Jap l'avaient bouffé, ce pauvre con passez-moi l'expression...
Kusura bakmazsanız kilim gibi.
Une oeuvre d'art, si je puis me permettre.
Kusura bakmazsanız lütfen şunları alın.
- S'il vous plait, rangez ça. - Non, non.
Eğer kusura bakmazsanız efendim, sizi bu görüşe getiren ne oldu?
Si je puis me permettre, qu'est-ce qui vous a conduit à cette hypothèse?
Korkarım içimde istek kalmadı. Şimdi, kusura bakmazsan yapacak bazı işlerim var ve yalnız yapmayı tercih ederim.
Veux-tu vraiment passer ta vie avec un homme pour qui plus rien n'a d'importance sur cette terre?