English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kız kardeşi

Kız kardeşi Çeviri Fransızca

2,122 parallel translation
Bundan böyle, kendinize "Kız kardeşi" demenizden Kral mutluluk duyacaktır.
Dorénavant ce sera le plaisir du Roi de vous appeler "sa soeur".
Kız kardeşi Broadfell'in karşısında oturuyor ve telefon kulübesini görmüş. Komşuları da bu adamın doğuya gittiğini görmüş.
Wilf a appelé Netty, qui a appelé June, sa soeur vit en face de Broadfell, elle a vu la cabine de police, et son voisin a vu cet homme aller vers l'est.
Lisa'nın kız kardeşi gerçekten endişelenmiş.
La soeur de Lisa est très inquiète.
On yaşındaki Scott Smith, kız kardeşi ve dadısıyla oyun salonundaymış. Dadı Susan Peterson, 19 : 45 sularında Scott'ın ortadan kaybolduğunun farkına varmış.
Scott Smith, 10 ans, était avec sa sœur et la baby-sitter vers 19 h 45 quand la jeune femme, Susan Peterson, a réalisé que Scott avait disparu.
Vera Mitchell. Arthur Mitchell'in kız kardeşi.
Vera Mitchell, sœur d'Arthur Mitchell...
yanındaki kız kardeşi, jenna.
Et à côté, c'est sa fille, Jenna. Merci.
Hayır kız kardeşi yok.
— Il n'a pas de soeur.
Siz Brenda Fitzsimmons mısınız? Dean'in kız kardeşi?
Êtes-vous Brenda Fitzsimmons, la sœur de Dean?
Kim, kız kardeşi mi?
Vraiment, par qui?
Büyük kız kardeşi var, ismi Colleen.
- Elle a une sœur, Colleen.
Oraya gidip, kız kardeşi ile görüşmeni istiyorum.
Va sur place, voir ce que sait la sœur.
Kız kardeşi Colleen'de kalabilecekler.
Ils resteront chez sa sœur, Colleen.
Kız kardeşi mi?
C'est bon signe. - Sa sœur?
Tabi ki, Jake kız kardeşi olmadığımı biliyor.
Jake sait que je ne suis pas sa sœur.
Ve Cleveland Jr.'ın güzel bir kız kardeşi vardı.
Et Cleveland Jr. avait une ravissante soeur.
Annenin küçük kız kardeşi.
La... Sœur de la mère?
Genç kız kardeşi.
La plus jeune.
Düğünümüzde, kız kardeşi altı kere ahıra girip çıktı.
Au mariage, sa sœur... est allée se faire sauter dans la grange.
Öldürmekle suçlandığım adamın kız kardeşi.
C'est la sœur d'un homme qu'on m'a accusé d'avoir tué.
En yakın akraba, hastanın kız kardeşi. Kız organ bağışı yapılmasına izin vermiyor.
La sœur du défunt refuse le prélèvement.
Kız arkadaşı ve aynı zamanda kız kardeşi değilsen endişelenmene gerek yok.
À moins d'être aussi sa sœur, vous ne craignez rien.
Koruyucu anne babayla kız kardeşi de getirelim, kulüp bir şeyler hatırlatır belki.
Convoquons les parents adoptifs et la sœur, pour voir si le club de Sticky leur dit quelque chose.
Hayley'nin kız kardeşi cesedi teşhis etmek için morga gidiyormuş.
La soeur d'Hayley se rend à la morgue pour identifier le corps.
Hayley Blue'nun kız kardeşi Sky kardeşinin ölümüne aşırı duygusal bir tepki veriyor.
- Sky, la soeur d'Hayley Blue, réagit violemment à la mort de sa soeur.
Annenin ya da babanın kız kardeşi.
La soeur de ton père ou de ta mère.
Bu kız kardeşi Kendra'nın fikriydi.
C'était l'idée de sa soeur.
Bisikletli kuryenin kız kardeşi...
C'est la soeur du coursier.
Babası tutuklandı ve işkence gördü, annesi intihar etti... ve küçük kız kardeşi öldürüldü.
Son père : enfermé et torturé. Sa mère : suicide. Sa sœur cadette : assassinée.
- Mitkov Baranov'la ilgili bir şey buldum, Bir kız kardeşi varmış.
J'ai du nouveau sur Baranova. Il avait une sœur.
12 yaşındaki kız kardeşi iki ay önce Wimbledon'da bir grup Müslüman genç tarafından dövülmüş, bu da onun delirmesine neden olmuşa benziyor.
C'est la raclée mise à sa sœur de 12 ans par de jeunes musulmans il y a 2 mois à Wimbledon qui semble l'avoir fait basculer.
Dhillon'ın 12 yaşındaki kız kardeşi, Kiran.
La sœur de Dhillon. Kiran, 12 ans.
Roberta, seni kurtarmak için geldim, Luke'un kız kardeşi prenses Leia'yı Yıldız Savaşları'nda kurtardığı gibi.
Roberta, je suis venu te sauver comme Luke est venu sauver sa sœur, la princesse Leia.
Debra, Krista'nın küçük kız kardeşi.
Debra est la petite soeur de Krista.
Üvey kız kardeşi.
Sa demi-soeur.
Tibbens'ın kız kardeşi burayı çok güzel tarif etmiş.
La soeur de Tibbens a bien décrit cet endroit.
Lisa'nın kız kardeşi var ama.
Lisa a une soeur.
Artık 6 harika kız kardeşi var.
Maintenant, il a six magnifiques soeurs.
- İkiz bir kız kardeşi varmış.
- Elle avait une soeur jumelle.
Onlar çocukken, büyük annemin kız kardeşi kaybolmuş.
Quand elles étaient petites, sa soeur a disparu.
Bunlar da Roger'ın annesi ve sevgili kız kardeşi Dee.
Sans oublier la maman de Roger et son adorable sœur, Dee.
- Onun kız kardeşi yok.
Il n'a pas de cadette.
Eddie'nin de üç kız kardeşi.
Eddie avait trois soeurs.
Serena Williams kız kardeşi Venus Williams'ı Melbourne şehrinde sevince boğdu.
A Melbourne aujourd'hui, Venus Williams s'est fait battre à plate couture par sa sœur Serena.
Atlantic City'de bir kız kardeşi var.
Oui il a une sœur à Atlantic City.
Joe'nun kız kardeşi Carol ile ilgili.
Ça concerne Carol, la sœur de Joe.
Ailesi, kız kardeşi ve yeğeninin yanarak öldüğünü görmüş.
Il a vu ses parents, sa sœur et sa petite-nièce mourir.
Kız kardeşi ona iletmem için bir mektup verdi.
Sa soeur m'a donné une lettre pour lui.
Bildiğim kadarıyla, Sebastiao de Melo'nun kız kardeşi yoktu...
Pour autant que je sache, Sebastião de Melo n'avait pas de sœur.
Kız kardeşi öldüğünde 10 yaşındaymış.
Il avait dix ans quand sa sœur est morte.
Kayıp Kız Susie Somon ve Kardeşi Lindsey Somon ( Sağdaki )
Susie Salmon, disparue, et sa soeur Lindsey Salmon.
- Bu da Joe'nun kız kardeşi Carol.
La soeur de Joe, Carol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]