Merak Çeviri Fransızca
47,730 parallel translation
Ve merak etme.
Et t'inquiète pas.
Merak ediyorsanız söyleyeyim, bu kan bana ait değil.
Ce n'est pas mon sang, si vous vous inquiétiez.
Merak etme.
Pas d'inquiétude.
Sadece şeyi merak ediyorum...
Je me demandais simplement, c'est...
Beni merak etme. Gideceğim.
T'inquiète pas pour moi.
Yıllar önce neden onu aramaktan vazgeçtiğini merak ediyor.
Elle se demande pourquoi vous avez cessé de la chercher il y a des années.
Yani, merak etmiyor musun?
Et tu n'es pas curieux?
Elbette merak ediyorum.
Si, mec, je suis curieux.
Ne izlediğini merak ettim.
Je me demande ce qu'il est regarde.
Merak etme. Seni çok çıplak gördüm.
Ne vous inquiétez pas, je vous ai vu nu de nombreuses fois
Merak etme.
Ne t'inquiète pas.
Ben de her zaman merak etmişimdir.
Je me le suis toujours demandé.
Merak etmeyin, ikinize de çorba yaptım.
Maintenant, ne vous inquiétez pas, je vous ai fait la soupe.
"Hobi olarak siyahi insanlar" merakı hiç akla sığar mı? Yeraltı şiiri...
Tu crois que j'ignore à quel point mon mari est fou?
Bunun ne zaman olacağını merak ediyordum.
Je me demandais quand cela arriverait.
Ben yardım edemedim ama sonunda ne kadar ilerlediğimizi merak ediyorum.
Je ne pouvais pas m'empêcher de me demander si finalement nous n'avions pas poussé trop loin.
Keşifler yapmamız gerekiyor yaşam hakkındaki, evren hakkındaki gerçeği öğrenmemiz gerekiyor insanların binlerce yıldır merak ettiği gizemleri çözmek için.
Nous avons besoin de faire des découvertes, nous avons besoin de découvrir la vérité sur la vie, et sur l'univers. De résoudre les mystères qui ont occupé les pensées des hommes et des femmes depuis des millénaires.
Genç adamın söyleyeceklerini merak ettim.
Vous aurez votre chance. J'aimerais entendre ce que le jeune homme a à dire.
Seninle gelmem konusunda ne düşündüğünü merak ettim.
Mais pour savoir si tu accepterais que je vienne avec toi.
Merak ediyorum.
J'aimerais savoir.
Bana Masumlar Projesi'nde yardım edebilir misin merak ediyordum.
Seriez-vous intéressée par le Projet Innocence?
Senin tarafın için bir ortak ofis kurabilir miyim diye merak ediyorsun.
Vous voulez savoir si je peux dessiner une autre aire d'open space pour votre côté.
Avukatların terk ettikten sonra buraya gelip bana yalvarman ne kadar sürer diye merak ediyordum?
Je me demandais combien de temps il faudrait après la fuite de tes avocats pour que tu viennes me supplier de te prendre.
- Dersten sonra seninle konuşmaya çalıştım. Benim için çok değerli olan bir konuda bana yardımcı olup olamayacağını merak ediyordum.
Je voulais vous en parler après le cours, seriez-vous intéressée pour m'aider à faire quelque chose cher à mon coeur,
Birisi suratına aşağılık deyince, tekrarının nasıl olacağını merak ediyorsun.
Quand quelqu'un m'insulte en face, j'aime voir le second acte.
Yani gerçekten Cahill'in planının işe yarayacağını düşünüyor musun merak ettim. - Rachel- -
Je dois savoir si tu penses que cette affaire avec Cahill va vraiment fonctionner.
Bir cinayet davasında sanığın suçsuz olduğunu kanıtlayacak bir tanığı olup da neden idam sırasında beklediğini merak ediyorum.
Je suis curieux de savoir comment vous pouvez avoir un témoin alibi dans une affaire de meurtre, et que votre client finit dans le couloir de la mort.
Merak etmeyin harika bir sebebim var.
La meilleure des raisons.
Suratındaki ifadeden kim olduğumu merak ettiğini anlayabiliyorum.
Je vois sur votre visage que vous vous demandez qui je suis, là.
Merakını gidereyim.
Laissez-moi vous éclairer.
Ama ölüp ölmemem onun umurunda mı merak ediyorum.
Mais je veux savoir si elle se soucie que je vive ou que je meure.
Hayir. Sadece merak ettim.
- Mais moi, je veux savoir.
Merak etme.
T'inquiète pas.
Evet, merak ettirdin.
J'étais inquiet pour vous.
- Merak mı?
- Sérieux?
Robbie, buna ne derdi diye merak ettim sadece.
Je me demande ce qu'il répondrait à ça.
Robbie bu sabah işe geldi mi diye merak ettim sadece.
Je me demandais si Robbie était venu travailler ce matin.
Bu yüzden elin boş döneceğin hâlde neden buraya gelerek günün yarısını harcadığını merak ediyorum.
Je me demande donc pourquoi vous avez gâché une demie-journée pour voler jusqu'ici dans une chasse à l'oie sauvage.
Ajan Simmons, biz onun kim olduğu merak etmiyoruz.
Agent Simmons, ce n'est pas qui il est qui nous inquiète.
Bu yüzden acaba işe gitmeyi bırakıp bırakamayacağını merak ediyorduk.
Alors on se demandait si... tu pouvais arrêter d'aller travailler.
Ne yaptığını çok merak ettim.
J'aimerais beaucoup comprendre, ce que tu fais.
Sadece yetiştirilişini merak ettim.
Je me demande d'où tu viens.
Eminim dışarıda ne aradığımızı merak ediyorsunuzdur.
Vous vous demandez surement ce que nous faisons dehors.
Ne kadar batmışız, merak ediyorum. Ne kadar zarar verdik? Bunu durdurmak için yapabileceğimiz bir şey var mı?
J'aimerais savoir jusqu'où on est allés, quels dégâts on a causés, et si on peut agir pour y remédier.
Hayır, merak etme, ikram.
Non, c'est bon. C'est offert par la maison.
Bu, halkta merak uyandırır.
Ça éveillera les soupçons.
Merak etme anne.
T'en fais pas, Ma.
Merak ediyorum da...
Je me demandais...
Lütfen söyle neyi merak ediyorsun?
Dis moi tout...
- Merak etme. Sizi yeniden görmek güzeldi.
C'était bien de vous revoir.
Merak mı?
Curieux?
merak ettim 184
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21
merak etmeyin 872
merak ettim de 48
merak etme canım 16
merak etmiyor musun 21
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21
merak etmeyin 872
merak ettim de 48
merak etme canım 16
merak etmiyor musun 21