Nereye kayboldun Çeviri Fransızca
258 parallel translation
Mortimer, nereye kayboldun? Bazı kâğıtları imzalatmam gerekiyordu.
J'ai fait signer les papiers.
Nereye kayboldun?
Où aviez-vous donc disparu?
İşte puron, nereye kayboldun öyle?
Ton cigare! Où étais-tu caché?
Dün gece nereye kayboldun?
Tiens donc. Où as-tu disparu la nuit dernière?
Nereye kayboldun?
- Où es-tu?
Cathy, nereye kayboldun?
Cathy? Où es-tu passée?
Nereye kayboldun, seni her yerde aradım.
Où étais-tu passé? Je te cherchais partout.
Diana nereye kayboldun?
- Diana, où étais-tu passée?
Ben de nereye kayboldun diye endişeleniyordum.
Je me demandais où vous étiez passée.
Nereye kayboldun peki?
Où étais-tu donc passé?
Sen nereye kayboldun?
Qu'est-ce que tu vas faire?
- Piç, nereye kayboldun?
Elle a disparu.
Nereye kayboldun?
Ou tu vas?
Nereye kayboldun diye merak ettim.
Hé, poupée, où tu étais passée?
Nereye kayboldun?
- Ne bougez pas!
Shingleton, nereye kayboldun?
Shingleton, où es-tu passé?
Cruchot, nereye kayboldun?
Où est Cruchot?
Nereye kayboldun?
Tu es passé où?
Nereye kayboldun?
Qu'est-ce que tu fous?
Nereye kayboldun?
T'allais où?
Nereye kayboldun?
Où t'étais passé?
- Hey ortak, nereye kayboldun?
- Où est-ce que tu étais passé?
Durkin, Nereye kayboldun?
Durkin, où es-tu passé?
- Hey, hey, hey, nereye kayboldun?
Où es-tu partie comme ça?
Dün gece nereye kayboldun?
Où avez-vous disparu hier soir?
Nereye kayboldun?
Je me demandais où tu étais passé.
- Nereye kayboldun? - Bu çok uzun bir hikâye.
Content de te revoir.
Nereye kayboldun?
Où étais-tu passé?
Nereye kayboldun?
Où es-tu?
Nereye kayboldun birdenbire?
Où étais-tu passée?
Nereye kayboldun?
Où étais-tu?
Nereye kayboldun?
Où vous êtes partis?
- Nereye kayboldun sen?
- Où étais-tu?
- Jack, nereye kayboldun?
C'est mauvais, ça.
- Nereye kayboldun?
- T'es où?
Onlarla o kadar uzun süre nereye kayboldun peki?
Et où as-tu disparu avec elles si longtemps?
Nereye kayboldun, Jack.
Difficile à trouver, Jack.
Nereye kayboldun?
Où étiez-vous passé?
- Baba. - Joey. Bu sabah nereye kayboldun?
- Où es-tu allée de si bonne heure?
Nereye kayboldun?
Où avez-vous aller?
Hey, Buster, nereye kayboldun, oğlum?
Hé, Buster, où es-tu passé?
Nereye kayboldun?
Où êtes-vous?
- Nereye kayboldun?
- Où étais-tu?
Nereye kayboldun?
Hé, miroir.
Thorn. - Thorn, nereye kayboldun?
nom de Dieu?
Hey, nereye kayboldun?
Hé, où étais-tu?
Hey, nereye kayboldun?
Te voilà.
Şimdi de nereye kayboldun?
Tu ne peux pas aller là.
Tsing nereye kayboldun?
Tsing est partie?
- Nereye kayboldun?
Je suis passé chez toi.
Nereye kayboldun?
Où êtes-vous passé?
nereye gidiyorsun 4208
nereye gideceksiniz 46
nereye 2137
nereye gittin 130
nereye gideceksin 183
nereye gidiyorum 64
nereye gidelim 62
nereye gitmek istiyorsun 67
nereye gittiniz 39
nereye gidersen git 48
nereye gideceksiniz 46
nereye 2137
nereye gittin 130
nereye gideceksin 183
nereye gidiyorum 64
nereye gidelim 62
nereye gitmek istiyorsun 67
nereye gittiniz 39
nereye gidersen git 48