Onu demek istemedim Çeviri Fransızca
251 parallel translation
- Hayır, onu demek istemedim.
- Non. Ce n'était pas ça.
- Üzgünüm. Onu demek istemedim.
- Désolé, je ne voulais pas dire ça.
Onu demek istemedim.
Je ne le pensais pas.
Lütfen baba, onu demek istemedim.
Ce n'est pas ça, père.
Hayır, onu demek istemedim. Sadece merak ediyordum.
T'inquiète pas, j'en ai un autre.
- Onu demek istemedim.
- Ce n'est pas ça. - Mais si.
- Onu demek istemedim.
- Il s'agit pas de ça.
Hayır, onu demek istemedim.
Tu n'as pas compris.
Onu demek istemedim Keechie.
Ce n'était pas un sous-entendu, Keechie.
Onu demek istemedim. Orada ne oldu.
Il ne voulait pas ce qui s'est passé.
Ruth, onu demek istemedim.
Rut, je n'ai pas voulu dire ça.
- Onu demek istemedim.
Je parlais pas ça.
- Hayır, efendim. onu demek istemedim, bunun asaletle ilgisi yok.
Je ne voulais pas dire cela et il n'y a rien de noble à cela.
Onu demek istemedim. Her ne demekse.
C'est pas ce que je voulais dire.
Onu demek istemedim.
Ce n'est pas ça.
- Hayır, onu demek istemedim.
- Non, ce n'est pas ça.
Onu demek istemedim. Biri zehirlendiğinde, intikam almıyorlar mı?
Mais puisque vous empoisonnez les gens, ne se vengent-ils pas?
- Onu demek istemedim.
- Justement!
Hayır, onu demek istemedim.
- Je ne parle pas de ça.
- Ben bir şey yapmadım, onu demek istemedim. -
Je ne peux avouer ce que je n'ai pas fait.
- Onu demek istemedim. Yani evi terk etti. - Anlıyorum.
Je veux dire... il nous a quittés.
- Hayır, onu demek istemedim.
Ce n'est pas ça.
Yapma Rake. Onu demek istemedim.
Je voulais pas dire ça, Rake.
Onu demek istemedim.
Je ne parlais pas de ça.
- Onu demek istemedim.
- Ce n'est pas ça.
Ama onu demek istemedim. Öyle söyledim, çünkü...
Je ne le pensais pas, j'ai juste dit ça pour...
Onu demek istemedim, demek istediğim tamir edersem, iyi kar getirir.
C'est pas ça. Je voulais dire qu'en la réparant, j'en tirerais un bénéfice.
Onu demek istemedim.
C'est pas ce que je voulais dire.
Onu demek istemedim içimde bir dürtü var.
Je le pensais pas, mais ça me démange.
- Onu demek istemedim.
- Je n'ai pas dit ça!
Onu demek istemedim. - Sadece bir video klip bu.
C'est juste un extrait de film!
Onu demek istemedim. Sadece şuydu- - Bucky, öyle yapmak istemedim.
Il ne s'agit pas de ça, je parlais de de Buck.
Onu demek istemedim.
Non, le problème n'est pas là.
- Onu demek istemedim.
Ce n'est pas ce que je veux dire.
Hayır, onu demek istemedim.
- Ce n'est pas ce que je voulais dire.
Onu demek istemedim. Büyütme baba.
Je n'ai pas dit ça comme ça
Onu demek istemedim.
Je ne voulais pas dire ça.
Hayır, onu demek istemedim.
Non, ce n'est pas ce que je voulais.
Onu demek istemedim.
Ce n'est pas ce que je voulais dire.
Kapa çeneni de beni dinle. Onu demek istemedim.
Écoutez-moi, ce n'est pas ce que je voulais dire.
- Onu demek istemedim. Parayı polise verirsem, daha az ceza yerim diye düşündüm.
Non, j'avais pensé que si je les donne aux flics ma peine sera plus légère.
Onu demek istemedim. Neden bu kadar...
Je ne voulais pas dire ça.
Özür dilerim onu demek istemedim.
Désolée. C'est une façon de parler.
Onu demek istemedim!
Non, c'est pas ce genre-la Je pensais pas a ça
Onu demek istemedim.
Je parle pas de ça.
Onu demek istemedim, sen de biliyorsun.
Pas rire dans ce sens-là.
Onu demek istemedim.
Je ne dis pas ça.
Demek istediğim belgeler hazırlanıyor ama onu elimden kaçırmak istemedim.
Je voulais le faire, mais je suis tombé sur lui par hasard.
Öyle demek istemedim çünkü elinden ne geliyorsa onu yaparsın.
Je n'en doute pas, chacun fait ce qu'il peut.
- Onu demek istemedim... Bak Alf... -...
Écoute, si tu promets de ne pas te montrer à Mme Ochmonek, je te laisserai peut-être faire le baby-sitter un jour.
Onu demek istemedim.
Je parlais pas de ça.
istemedim 58
onu duydum 61
onu da 41
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu demiyorum 23
onu duyuyorum 23
onu durdurun 30
onu duydum 61
onu da 41
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu demiyorum 23
onu duyuyorum 23
onu durdurun 30