English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ O ] / Onu dinleme

Onu dinleme Çeviri Fransızca

834 parallel translation
Onu dinleme.
Mais non, mon vieux, n'écoute pas,
Onu dinleme Dorian.
Je vous trouve dégoûtant.
- Onu dinleme!
Ne l'écoute pas, Nelly!
Onu dinleme canım, o insanı baştan çıkarır.
Ne l'écoutez pas, mon cher. C'est un séducteur.
Onu dinleme. Kasabadaki rahipten duyduğu bir efsane bu sadece.
Une légende que raconte le curé de Puerto Miguel!
Sakın onu dinleme, Ringer!
N'en fais rien.
Onu dinleme, Harold.
Ne l'écoute pas, Harold.
- Onu dinleme, genç bayan.
- N'écoute pas.
- Onu dinleme baba.
- Papa, ne crois pas les femmes!
Onu dinleme.
Ne l'écoute pas.
Onu dinleme, tatlım.
N'écoute pas, mon amour.
Sen onu dinleme.
Ne l'écoutez pas.
- Onu dinleme. Seni kızdırmaya çalışıyor.
- Laisse tomber, il te charrie.
Onu dinleme!
Ne l'écoutez pas!
Gel. Onu dinleme sen.
Venez, ne l'écoutez pas.
- Sen onu dinleme. Deli o.
- Ne l'écoute pas. ll est cinglé.
- Onu dinleme.
- Ne l'écoute pas.
Onu dinleme. Mükemmel.
Ne l'écoute pas.
Ama şimdi onu dinleme.
Ne l'écoutez pas,
- Onu dinleme. - İçki içiyordu.
Elle a bu.
Onu dinleme. Biz devam edelim.
Mais ça marche, nous deux.
- Anne lütfen onu dinleme.
J'ai compris ma leçon.
- Onu dinleme!
- Ne l'écoute pas!
Onu dinleme.
Donc, n'écoutez pas.
Sakın unutma, onu dinleme!
Rappelez-vous cela. N'écoutez pas!
Onu dinleme!
Nous mourrons tous!
Onu dinleme David.
II est givré.
- Onu dinleme.
- Pourquoi? - Ne l'écoute pas.
Onu dinleme.
Ignore-le.
- Onu dinleme, Charlie.
- Ne l'écoute pas, Charlie.
Baba, dinleme onu.
Papa, n'ecoute pas.
Sakın onu dinleme.
Ne l'écoutez pas.
- Komutan dinleme onu.
Ne l'écoute pas!
Dinleme onu.
Ne l'écoute pas.
- Dinleme onu! O sadece bir kadın.
Ce n'est qu'une femme.
- Ve onu da dinleme.
- Ne l'écoute pas.
- Tanrı aşkına, dinleme onu Maria!
- Pour l'amour du Ciel, Maria, ne l'écoute pas!
Dinleme onu, bu saçmalık!
- C'est n'importe quoi.
Dinleme onu.
- Ne l'écoute pas.
Dinleme onu.
Ne l'écoutez pas.
- Bir dahaki sefere onu dinleme.
Ne l'écoute plus.
Onu dinleme sen!
- Il raconte n'importe quoi.
Şimdi karşılık vermemi bekliyor. Onu, dinleme aletlerinin başında korkudan titrerken düşünmek çok hoş.
Il est assez réjouissant de l'imaginer tremblant de trouille devant sa table d'écoute...
Onu evden çıkartıp, evine dinleme cihazı yerleştiriyorlar.
Ils l'ont fait sortir de chez lui et sont en train de piéger l'appartement.
Dinleme onu.
- Laissez tomber ces niaiseries.
Bobby o adam senin düşmanın, onu sakın dinleme, sana yalvarıyorum.
Cet homme est ton ennemi. Ne l'écoute pas, - je t'en supplie!
Dinleme sen onu.
L'écoute pas!
Dinleme onu
Frère Long, ne l'écoutez pas.
Onu dinleme.
L'écoutez pas.
- Sakın dinleme onu.
Ne l'ecoute pas, David!
- Yalan söylüyor, dinleme onu.
Il ment, David, ne l'ecoute pas!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]