English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Sayın

Sayın Çeviri Fransızca

31,803 parallel translation
İtiraz ediyorum Sayın Hâkim.
Objection, Votre Honneur.
- İtiraz ediyorum sayın yargıç.
Objection.
Eskiden onların şirketinde çalışıyordum, sayın yargıç.
J'ai travaillé pour ce cabinet.
İtiraz ediyorum sayın yargıç.
- Objection.
Ama aslında var, sayın yargıç.
- Si, M. le juge.
- Sayın yargıç, sizin önyargılarınızdan evlerinin kutsallığını alacağımızı... -... yararlanmayı istiyor.
- leurs armes, leurs Noëls, - sur votre parti pris.
Başka sorum yok sayın yargıç.
Rien à ajouter.
Sayın yargıç, bu açıkça gizliliğin bir ihlalidir.
C'est un cas précis d'atteinte à la vie privée.
- Sayın yargıç!
Écoutez!
Sayın yargıç, Doktor Nachmann'ın bu küçük sıkıntısıyla halkın önemli derecede ilgilendiği büyük suçların engellenmesini karşılaştırmalıyız.
Pesons l'inconvénient mineur du Dr Nachmann contre l'important intérêt public dans la prévention du crime. - On le fait.
Sayın yargıç, yasanın gereği hemen karar vermenizi istiyoruz.
Nous demandons un jugement immédiat en vertu de la loi...
Sayın yargıç, İHA'nın uçabileceğini söylediniz.
Vous avez dit que le drone pouvait voler.
Sayın yargıç, verdiğiniz kararda belli etmeseniz de müvekkilimin İHA'yı vurmasını da yasaklamıyor mu?
- M. le juge, n'est-ce pas implicite dans votre décision de ne pas tirer sur le drone de ma cliente?
Sayın yargıç, olayı tam anlamak adına müvekkilimle konuşmayı istiyorum.
En fait, M. le juge, j'aimerais pouvoir - l'interroger d'abord.
Sayın yargıç, bu hala Bay Dipple'ın liberal fantezileriyle alakalı konu -
Il s'agit toujours des fantasmes libertaires de M. Dipple...
İHA'lar video çekmekten başka şeyler de yapabilirler, sayın yargıç.
Les drones peuvent faire plus que prendre des vidéos.
Teşekkürler sayın yargıç.
- Merci, M. le juge.
Sayın Yargıç... 18 U.S.C. 32'e göre bu sadece uçakları ve helikopterleri kapsar.
18 U.S.C. 32 s'applique aux avions et hélicoptères.
Sayın yargıç, önemli bir bilgi belirtebilir miyim?
Une précision, M. le juge?
Sayın yargıç bu çok mantıksızca.
M. le juge, c'est absurde.
Sayın Başkan,... teknesine iniş yaptığımız adamın verdiği istihbarata göre füzeler Paraiso denilen adadan ya alınmış ya da orada üretilmiş.
Monsieur le Président, le renseignement fourni par l'homme du bateau intercepté suggère que les missiles ont été chargés ou fabriqués sur une île du nom de Paraiso.
Sayın Başkan, hiçbir hatanız yokken yeni bir Amerika başkanlığına denk geldiniz.
Monsieur le Président, tu n'es en rien fautif, tu es passé directement à la naissance d'une nouvelle Amérique.
Sayın Başkan. Sayın Başkan.
Monsieur le Président.
Sayın Başkan, Sayın Başkan, Sayın Başkan.
Monsieur le Président.
Sayın Başkan!
Monsieur le président!
Sayın Başkan, lütfen!
S'il vous plaît!
Sayın Başka, hiçbir şeye cevap veremez misiniz?
M. le Président, ne pouvez-vous pas répondre?
- Sayın Başkan! - Bayan Shaw, Başkan Oliver'ın politika anlayışına karşı bir varsayım oldu. Bunun sebebi...
- Mlle Shaw, ce sont des conjectures que la sensibilité politique du Président Oliver situe à droite de...
"Sayın Başkan" olacak o!
C'est "Monsieur le président."
İmzalayın Sayın Başkan.
Signez ça... Monsieur le président.
Şimdi de T satırındaki çizginin yanıp sperm sayının yeterli olduğunu söylemesini bekleyeceğiz.
Plus qu'à attendre que la barre du bas nous dise que tout est bon.
Hey, burada bir erkeğin sperminin neden gerekli sayının altında olabileceğiyle ilgili bir anket var.
J'ai un questionnaire qui pourrait nous aider à comprendre les causes d'un faible taux de spermatozoïdes.
Sayın başkan.
Votre honneur.
Yalnızlığın zirvesinde misiniz Sayın Belediye Başkanı?
Seul au sommet, M. Maire?
Rus sürüsü sayıca üstün ancak düşmanlarınız size saldırdıklarında ceset yığınları hâlinde son buluyorlar.
Le Paquet russe a les nombres, mais quand forces opposantes essayez de vous attaquer, ils finissent dans hémorroïdes de corps morts.
Evlilik sözleşmesinin hukuka aykırılık gerekçesiyle hangi durumlarda geçersiz sayıldığını bulmak için emsallere ihtiyacım var.
J'ai besoin d'exemples dans lesquels un contrat prénuptial a été déclaré invalide du fait de... clauses déraisonnables.
Bunu söyleyeceğimden heyecan duymuyorum ama İHA'lar 25 metre civarında özel mülkiyete girmiş sayılmamaktadır.
Je n'ai pas peur de le dire, mais... Les drones ne sont pas sur une propriété privée au-delà de 25 mètres.
Hayır, fakat Üstün Çizgi Roman telif ihlalleri yüzünden çok da iyi durumda sayılmazdı, ve yaklaşık bir senedir de Gece yarısı koruyucusunun gerçek kimliğini çözmeye çalışıyorlardı.
Non, mais Superlative n'était pas ravi de la violation du droit d'auteur. Ils recherchent sa vraie identité depuis un an.
Madem öyle, Bizim Hasan Yılmaz'ın Üstün Çizgi Roman'daki başka karakterler yerine Gece yarısı korucusunu taklit etmesi, hiç de mantıksız sayılmaz.
C'est assez logique qu'il ait choisi Midnight Ranger plutôt qu'un autre héros du catalogue Superlative.
Bu 1940'lardan 10. sayı, ve sen onu çantasından çıkardın.
C'est le dixième numéro des années 40, et vous l'avez sorti de son emballage.
Aslında beni tutmuş sayılmazsınız.
Vous ne m'avez pas engagée.
Orası Büro'nun üst makamının İçişleri sayılır.
Ce sont les affaires internes de l'agence mère du bureau.
Tam bir fiyasko sayılmazsın.
Tu n'es pas un échec complet.
Sperm sayısı ışığı yanmadan neden aktiflik ışığı yansın ki?
Pourquoi une barre de contrôle apparaitrait sur un test où la barre de fertilité n'apparait pas?
Çünkü bir yem olmadan tuzak pek tuzak sayılmaz değil mi?
Sans l'appât... Un piège n'est pas un piège, pas vrai?
Sınırlı sayıda göseliniz olur.. ... ve kullanıcı da aynı şeyi beklemekten sıkılır. Ama evet yapmak istediğiniz şey buysa, bu harika.
Le choix sera limit � et les utilisateurs finiront par se lasser, mais si � a vous convient, super.
Senin sıçtığını duymayı pek seviyor sayılmam.
Crois pas que � a m'amuse de t'entendre sur le tr � ne.
Pek de haksız sayılmazsın.
T'avais pas tout à fait tort.
Ama bununla bitmedi sayıları artmaya devam etti.
Mais après, le nombre n'a cessé d'augmenter.
Evet ama Bonnie'ye yardım ettiğin kısmı, çok da kötü sayılmazdı, değil mi?
Mais celle où tu as aidé Bonnie, ce n'était pas si terrible, si?
- Haksız sayılmazsın.
- Tu as à moitié raison.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]