English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tadı güzel

Tadı güzel Çeviri Fransızca

707 parallel translation
Tadı güzel, değil mi?
Ça ne goûte pas bon?
Şekeri sadece tadı güzel olduğu için yersin bu da şekeri yemen için fazlasıyla yeterli bir nedendir.
Pourquoi s'en priverait-on? On peut donc embrasser une fille une fois sans...?
- Tadı güzel.
- Être bon.
Tecritten sonra bunun bile tadı güzel gelir.
Après le mitard, même ce truc sera bon.
Tadı güzel.
Fameux!
- Tadı güzel midir?
- Elle est bonne?
Tadı güzel olmalı çünkü yeni yaptım.
Il devrait être bon, je viens de le faire.
Parası cebimden çıkınca ne kadar ucuz olursa olsun tadı güzel geliyor.
C'est encore meilleur quand c'est moi qui paye.
Bak şimdi tadı güzel gelmedi.
Il me gâche mon whisky.
Tadı güzel değildir ama içini ısıtıp canlandırır.
Ca n'a pas bon goût... mais ça te réchauffera, et te donnera de l'énergie.
Oh... "Tadı güzel... Tıpkı bir sigaranın olması gerektiği gibi!"
"C'est bon, comme une cigarette digne de ce nom."
Salatanın tadı güzel mi? Mm-hmm.
Votre salade est bonne?
Şu güzel bifteğin tadına bir bak.
Prends une bouchée de ce steack.
Tadı güzel olacak.
Volontiers.
Gel ve şu güzel aperatiflerin tadına bak.
Venez, Carlo, prenez des petits fours.
Her şeyin tadı daha güzel oluyor.
Tout était meilleur.
Tadı çok güzel.
Ça goûte très bon.
- Tadı güzel mi? - Güzel.
- Assez sucré?
O halde, yavaş yavaş yiyerek, bu güzel yemeğin tadını çıkarabiliriz.
Profitons de la soirée. Prenons notre temps pour dîner.
- Ağız tadıma uygun olanını buldum - güzel.
- Elles sont à mon goût.
Beyler, bu güzel anın tadını çıkarıyorum.
- Je serai aux bains turcs, j'espère recevoir...
Güzel tadı var.
C'est bon.
Ona verme, tadı çok güzel.
Non, c'est bien trop bon!
Ve bizler burada, güzel Baston'dayız. Kış sporlarının tadını çıkarmak için.
Nous sommes à Bastogne, station de sports d'hiver...
HaNey'yle birlikte, bu güzel anların tadını çıkarıyoruz.
Ces moments précieux... nous font chaud au cœur, à Harvey et à moi.
Hem, tadı bile güzel değildir.
Cela a-t-il bon goût?
Orada kaplıcanın tadını çıkarıp, bir güzel dinlenirler.
Ils pourront profiter des bains et se reposer.
Sake'nin tadı hiç bu kadar güzel gelmemişti.
Le saké est meilleur que jamais.
Tamam, tamam. Ne güzel tadını çıkarıyorlar!
Si un mari offre un bracelet à sa femme sans raison, c'est que -
Dünyadaki en güzel şeylerden biri, zengin sınıfın, ayrıcalıklarının tadını çıkartmasıdır.
J'adore voir les privilégiés profiter de leurs privilèges.
Gerçekten tadı çok güzel.
Ça fait vraiment du bien.
Tadı gayet güzel.
Il est pas mal.
Baylar bayanlar, şükranlarınız bizi mutlu etti. Gerçekten de, memnun olduk. Fakat bu geceki bu güzel partinin tadını çıkaramayan dava arkadaşlarımız için biraz daha düşünceli olmamız gerekmiyor mu?
Mesdames et messieurs la reconnaissance c'est bien, mais il faut penser à tous nos camarades.qui, ce soir n'ont pas eu le plaisir d'assister à cette fête merveilleuse.
- Tadın çok güzel.
- Tu as bon goût.
Tadı çok güzel.
C'est bon, hein?
Kederinizin tadını bir güzel çıkaracaksınız.
Vous jouirez ainsi de votre peine en beauté.
Artık benimle yeni ve güzel bir hayatın tadını çıkaracaksın kötülük ve nefretle dolu bir hayat.
Tu auras une existence nouvelle, faite de mal à travers moi.
Dışarıda çok güzel bir gün var, şimdi dışarı çıkalım ve bu güzel günün tadını çıkaralım.
C'est une très belle journée... Sortons et profitons de ce dimanche, pour une fois.
Tadı iyi... Çok güzel kokuyor.
Ç'est... ça sent drôlement bon.
Tadı da güzel.
Ils ont du goût, aussi.
Güzel mekan yapmışsın burada, neden hayatta kalıp tadını çıkarmayasın?
Tu n'es pas mal installé ici. Vis assez pour en profiter.
Suyun tadının bu kadar güzel olacağını hiç düşünmezdim.
Oh, je n'aurais jamais imaginé que l'eau pouvait être si bonne.
Sadece marka değil bunların tadı da daha güzel.
Les français sont meilleurs.
Şimdi eminim ki tadına bakması güzel olacak.
Ça devrait avoir bon gout á l'heure qu'il est.
- Tadı çok güzel ama.
- Ils sont bons.
Hayattaki güzel şeylerin tadını çıkartıyordun değil mi?
Vous aimez bien ce qui est bon? C'EST TRèS MAUVAIS!
Bu Kontes'ten, tadı güzel mi?
De la part de la comtesse. C'est pas bon?
Bir bayan döktüğü zaman tadı çok daha güzel.
C'est meilleur versé par une femme.
Su, tuz, sebze ve bir sakız kabağı eğer Romalılar önünde... içmek zorunda kalacaksak tadı güzel olmalı.
Dans la grande marmite, je prépare le contre-poison. De l'eau, un os à moelle... des légumes et du sel.
Fakat yemeğin tadına varmadan önce Mr. Reinke'yi bekleyeceğiz. Güzel bir Noel ağacı.
Avant de nous mettre à table, nous recevrons M. Reinke.
Güzel yemeğin tadını unutmuşum.
- On oublie que ça peut être aussi bon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]