Tik tak Çeviri Fransızca
444 parallel translation
Kalbim tik tak tik tak atıyor
Mon cœur est si tic-toc-tic-able
Tik tak Tik tak çalıyor
Comme le tic, tac De l'horloge imposante
Bak, tik tak!
Ll bat.
Saatin tik tak sesi kalbin bir vuruşudur ama siz oturmuş, hayatınızı boşa harcıyorsunuz.
C'est un tic-tac d'horloge, un battement de cœur. Et vous êtes là à gaspiller vos vies... parce que certains d'entre nous ne sont pas à l'heure.
Tik tak, tik tak.
Tic-tac, tic-tac.
Tik tak sesini dinle bakayım.
Ecoute le tic-tac.
Tiki tak bum tik tak
Tchik tchak tchik boum tchak boum
Tiki tak bum tik tak İşte kalbinizdeki Trinidad Güzeli
Tchik tchak tchik boum tchak boum c'est la muse de la Trinité
- Saat gibi tik tak sesi geliyor!
- J'ai ce tic-tac dans la tête!
Kafamın içinde tik tak yapan bir ses var!
J'ai un bruit de pendule dans la tête!
Tik tak, tik tak.
- Tic tac, tic tac...
Siyah olanı daha büyük ve de tik tak yapıyor.
Le noir est plus gros. Et il fait tic-tac.
Duydugum bu tik tak sesi ne?
Qu'est-ce tic-tac que j'entends?
" O tik tak sesi 30 saniye sonra patlayacak bir bomba.
" Ce tic-tac est une bombe qui sautera dans 30 secondes.
Üç farklı saatin'tik tak'larını duyabilirdim.
On entendait le tic-tac des trois pendules.
Tik tak tik tak tik tak...
Je mesure le temps.
Hey, hey, hey! Cebimde bir sürü Tik Tak var.
J'ai une pleine boîte de Tic Tac dans ma poche.
Tik tak sesi ile insanları hipnoz ettiklerini biliyor musun?
Tu sais qu'avant, on hypnotisait les gens avec le tic-tac?
Baban alüminyum doğrama mı satıyor? Hayır, Tik Tak Seramik'in Başkanı.
Non, c'est le président de Tic Tac Tiles, pourquoi?
- Ve saat tik tak ediyor.
- Le compte à rebours commence.
- Hayır, tik tak 36'dan önce başlamıyor.
- Non, pas avant 36 ans.
Bu çarklar saat gibidir. Her hareketi, tik tak.
À chaque cran, tic, tac...
Tik tak... tik tak... tik tak...
Tic-tac, tic-tac, tic-tac.
Tik tak
Fait tic-tac
Altın bir tik tak!
Un tick-tock d'or!
Saat yönünde ya da ters yönde. Tik tak ya da tak tik.
Avec ou contre le temps, tic-toc, toc-tic.
Tik tak. Gidelim.
Tic-tac, on s'active.
Tik tak sesi mi geliyordu?
Ca faisait tic-tac?
Aslında atıcılar tik tak sesine bakmaz.
Les lanceurs s'en fichent.
Tik, tak, tik.
Tic-tac.
Ama şimdi yaklaştığında, sizi uyarıyor, şu şekilde tik-tak, tik-tak, tik-tak.
Dès qu'il approche, il vous prévient, comme qui dirait... avec son tic-tac...
Şunu biliyorsundur, " Tik, tuk, tak, tum, Bir İngiliz'in kokusunu alıyorum.
"Ha, ha!" dit l'Ogre. "Je sens la chair fraîche!"
- Tik, tak...
- Tic, tac...
Babam iş gezisine gittiğinden beri herkes ; dedem, annem evimize gelen herkes tik-tak saat gibi başlarını sallayıp duruyor.
Depuis que papa est en voyage d'affaires, tout le monde est tendu. Grand-père, maman et tous ceux qui viennent chez nous hochent la tête comme une horloge.
Tik-tak.
Tic-tac.
Çık-çık, çık-çık...
Tik-tak, tik-tak.
- Sonra, sadece çık-çık, çık-çık, çık-çık.
Puis seulement. Tik-tak, tik-tak.
Tik-tak.
Tic-tac-toe.
Tik-tak-tok.
Tic tac toe.
Biyolojik saatim böyle tik-tak ediyor, ve bu davanın gidişatına bakılırsa, asla evlenemeyeceğim.
Mon horloge biologique s'emballe! Et je vois bien que je me marierai jamais!
Tik-tak, efendim?
Un Tic-Tac, m'sieur?
Tik, tak, tik, tak.
Tic, tac, tic, tac.
Tik tak tik tak.
Floc, floc, floc, floc.
Tik, tak...
Tic. tac...
Tik, tak, tik, tak, tik- -
Tic, tac, tic, tac, tic...
Peki, tik-tak.
Oh, bon, ça suffit.
Tik-Tak'larım nerede?
Où sont mes Tic-Tac?
Tik-tak... Tik-tak.
Tic-tac, tic-tac.
Tik-tak, Phoebe.
Tic-tac, Phoebe.
Tik-tak, tik-tak. Dört dakika.
Tic-tac... 4 mn!
Tik-tak, tik-tak, tik-tak!
Tic-tac, tic-tac!
takipteyim 20
taksi 616
taksi geldi 20
takip ediliyorum 17
takıldım 17
takıldı 28
takma kafana 173
taklit 21
taksi mi 25
taksi bekliyor 26
taksi 616
taksi geldi 20
takip ediliyorum 17
takıldım 17
takıldı 28
takma kafana 173
taklit 21
taksi mi 25
taksi bekliyor 26
takip ediliyoruz 19
takdir ediyorum 18
taksi çağır 19
takur 38
tak tak 38
takdire şayan 21
tak şunu 32
takuetsu 18
takdir ediyorum 18
taksi çağır 19
takur 38
tak tak 38
takdire şayan 21
tak şunu 32
takuetsu 18